USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Kardeş payı

10-03-2019

Ancak bir oyunu kazanmak için duygunu değil aklını kullanmak zorunda olduğun bir futbol gerçeğidir.

Nitekim ilk yarısı mışıl mışıl ikinci devresi ışıl ışıl bir mücadeleye tanık olduk dün akşam Eryaman Stadı’nda…

Öyle ki; ilk devre tribün suskunluğunun yanı sıra saha içinde de fırtına öncesi sessizliğin hâkim olduğu bir 45 dakikaydı. ‘Kov bostancı danayı, yemesin lahanayı’ kıvamındaki oyunda iki takımın da pozisyonu yok! Anlayacağınız fırtına öncesi sessizlik izlenimi edindik ama ikinci devreyi görünce yanılmadığımız anladık.

Bu 45’te ilk düdükle birlikte fırtına çıktı, hortum geldi sahaya!  

Bursaspor ‘ben buraya eli boş dönmeye gelmedim’ dercesine ev sahibinin sahasında at koştururken, Başkent temsilcisi de ‘Kardeş filan tanımam hedefim 3 puan’ diye karşılık verince oyun hareketlendi, tempo kazandı matem havasından kurtulan tribünler de kızıştı.

Karşılıklı gol pozisyonları hovardaca harcanıyor, özellikle Sakho, Lima, Yusuf Erdoğan gibi gol ayakları son vuruşlarda kekeleyip golleri kaçırınca, Başkentteki Bursaspor sevdalıları da adeta akıllarını kaçırıyordu!!                                                                        

90 dakika bitiminde karşılıklı birer puana rıza göstermek durumunda kalan iki takım açısından da sonuç tatmin etmese de bize göre oyunun hakkıydı.

Bursaspor açısından dün geceye bakarsak…

Samet Hoca’nın öğrencileri yeni bir kimlik kartı bastırmış gibiydi.

Geçen haftaki Sivas maçına kadar görmeye alıştığımız teslimiyetçi takımın direniş temsilcisine dönüşmesi dün de Ankara’da aynen sürdü…

Geçmişteki o park halindeki statik savunmaya hareket gelmiş…

‘Birimiz hepimiz için’ duygusuyla arkadaşlık bağları güçlenmiş…

Özetle; sorumluluk paylaşılınca, takım ruhu ortaya çıkıyor da…

Bunu göstermek için bir şeyleri kaybetmek mi gerekiyor?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?