Birkaç hafta önce 'bana göre büyük firma ne demek' adlı yazımın son paragrafına aynen aşağıdaki ifadelerim ile sonlandırmıştım; Devlete, çalışanlarına, tedarikçilerine, iş ortaklarına, çevreye, boçlu olduklarına saygı duyan ve onlara olan sorumluluklarını yerine getirerek büyüyen firmalar hem kurumsaldır ve aynı zamanda basiretli büyük firmalardır.
Bu kez de aynı ifadelerimi yazımın ilk paragrafı ile başlamak istiyorum.
Öncelikle belirtmeliyim 'EKOHABER' de yayınlanan yazılarımı, aynı zamanda 5000 bin takipçim olan facebook sayfasına taşıyorum.
Ayrıca derneğimiz NİLSİAD, NOSAB'ta bulunan 300 sanayi kuruluşuna her hafta aynı yazıyı iki defa olmak kaydı ile e-mail yolu ile muntazaman gönderiyorum.
Dolayısı ile yazılarım paylaşılıyor ve sosyalmedya yolu ile de çok sayıda başkaları ile de paylaşılıyor ve haftalar sonra bile yazılarıma yorum ve öneri alıyorum.
Almış olduğum önerileri de zaman zaman yazılarımda paylaşıyorum, paylaşmadığım zamanda sert bir şekil de uyarılıyorum.
Geçen hafta ismini özellikle açıklanmasını istemeyen Bursalı ve herkesin tanıdığı bir işadamı ağzımın payını verdi 'takip ediyorum önerimi yazmadınız' dedi.
Ne idi önerileri;
1.'Düzgün şirket, dürüst şirketler teşvik edilmeli, onurlandırılmalı, ihracatçılar nasılki yeşil pasaport ile onurlandırılıyor ise devlet sicil verisini iyi tutmalı ve iyiyi kötüyü biribirinden ayırt etmeli, her şirketi aynı sepete koyup iyileri cezalandırıp, kötüleri ödüllendirme hissi yaratmamalı.'
2.'Sonuç ve neticeye gidilebilinmesi için, performansa dayalı bir kamu anlayışının hakim olunması gerekmektedir. Buna parelel olarak reel sektöründe kamuda talep ettiğimiz gibi iyi ve düzgün yani sicili düzgün şirketlere geçiş üstünlüğünün tanınması gerekmektedir.'
3.'Devlete karşı sorumluluklarını yerine getiren şirketler af kanunu çıktığı zaman kendilerini kötü hissememeleri için bunun olmazsa olmaz bir kural olması gerekliliğine inanıyorum.'
Bende bu değerli sanayicimize aynen katılıyorum ve bu önerisini EKOHABER vasıtası ile siz değerli okuyucular ile paylaşıyorum.
Saygılarımla.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
