Çevre anlayışının temelinde 'kirleten öder' prensibi vardır. Atığı oluşturanın, o atığın çevreye zarar veremeyecek şekilde bertarafının maliyetini karşılaması beklenir. Bu doğru yaklaşımın çevre mevzuatının her yerinde yerini bulması makul olandır. Sokaktaki vatandaşa sorduğunuzda da atık sahibinin maliyetine katlanmasını destekler. Peki bu yaklaşım uygulamalarda ne kadar kendisini gösterebiliyor? Yakın zamanda Osmangazi Belediyesi sınırlarında kayıtlı su faturalarını inceleyenler gözlerine inanamadı. BUSKİ' den gelen faturaların altında Katı Atık Bertaraf Bedeli karşılığında 500, 600 ve 35 TL gibi sabit aylık bedellerin yansıtıldığı yazmaktaydı. Osmangazi Belediyesi Meclis Kararı' na istinaden işyerleri küçük, orta boy ve büyük ölçekli olarak sınıflandırılarak bu bedelin BUSKİ tarafından tahsil edildiği anlaşılıyor. İşletme ölçeklerinin, Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması hakkında Yönetmeliğe göre belirlendiği anlaşılıyor. Elli ve altı çalışanı olan işletmeler küçük, elli iki yüz elli arası orta boy, iki yüz elli üzeriyse büyük ölçekli işletme olarak sınıflandığı görülüyor. Sırasıyla küçük , orta ve büyük boy işletmeler her ay otuz beş, altı yüz, beş bin lira sabit bedel ödeme yapmak durumunda. Bu noktada başa dönüyoruz, 'kirleten öder ' prensibinin çevresel tüm uygulamalarda göremiyoruz. Osmangazi Belediyesi asli görevlerini bırakıp birçok gereksiz işle maddi imkanlarını israf ederken, çöp toplama işinin yükünü iş insanlarına yüklüyor. Bu uygulama kirletenin ödemesini garanti altına almamakta, faturanın dengesiz paylaşımına neden olmaktadır. İki kişinin çalıştığı bir işletmeyle elli kişinin çalıştığı işletmenin atık yükü aynı olabilir mi?
Ayrıca günümüzde iki yüz elli bir kişiyi bordrosunda bulunduran ancak bilgi teknolojileri alanında çalışan bir şirketin elemanları dünyanın her ucunda çalışıyor olabilir. Şimdi ofisinde sadece serverlar bulunan bu adresten ayda beş bin TL sabit katı atık bedel talep etmek doğru mudur?
Bu uygulama yerel seçimlere hızla yaklaştığımız bu günlerde gündeme oturmalıdır.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
