USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Geçen haftaki yazıma 3 soru 3 cevap...

19-02-2019

Geçen hafta yenilenebilir enerji konusu hakkında yazmış olduğum yazıma sorular geldi.
Konuyu açıklığa kavuşturmak açısından ve yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermemek için sadece üç soruya cevap vermek istiyorum.
Öncelikle sorular olsun, sitem olsun ilgili okuyucuların nazik dillerine ve ilgilerine ise çok teşekkür ediyorum.
Üç soru ve üç cevabı ele alacağım...
1- İthal edilen petrol'den ise tepelere dikilen rüzgar gülleri her şeye rağmen iyi değil midir.?
Cevap; kesinlikle iyidir ama ben diyorum ki; Geniş bir coğrafyamız var, İç Anadolu'da rüzgar alan çorak tepelerimiz var. Rüzgar haritalarında belirtilen yerlerden, öncelikle çorak ve çıplak tepeler tercih edilmeli. Çünkü, her dakika gelişen bir teknoloji eminim ki çok kısa gelecekte mevcut rüzgar gülünün 10 da 1 büyüklüğünde bir alet belki de birkaç kat daha fazla kw enerji verecektir. Dolayısı ile bir rüzgar gülünün kapladığı alan ve pervanenin döndüğü en az bir dönümlük alanda sistem fotosentezi etkilediği için ot bitmiyor.
Aynı zamanda jeotermik santrallerin de yapılırken doğayı katletmemesi gerekmektedir.
Yine güneş kollektörlerinin ekili ve biçili alanlara kurulmaması gerekmektedir.
Bütün yenilenebilir enerji sistemlerinde doğayı ve gelişen teknolojileri dikkate almamız gerekmektedir.
Hatırlayalım; ilk yapıldığında çok basit işlemleri yapan bir bilgisayar bir misafir odası büyüklüğünden, şimdi milyon kat daha fazlasını yapan bir saat büyüklüğünde bilgisayarlara erişti, yenilenebilir enerjinin teknolojilerini de aynı mantıkta görüyorum.
2 - Nükleer enerji de dışa bağımlı değil midir ve tehlikeli değil midir?
Elbette tehlikelidir, şu an dünyada 400 tane nükleer santral var.
Ülkemizin artan nüfusu, sanayi gelişiminin tamamlanması için ya kazandığımızı petrole verip yerimizde sayacağız yada kalkınmak için nükleer enerji sistemi ile bu geçiş sürecini tamamlayacağız. Şu anda Fransa enerji kaynaklarının yüzde 77'sini nükleer enerji ile karşılıyor ve başarı ile de uyguluyor.
Tabii ki; ben ne söylersem söyleyeyim bu bir devlet politikası, zira karar verilmiş ve inşaat kurulum aşamasına geçilmiş vaziyette.
3.Yenilenebilir enerji doğayı nasıl bozar çok merak ediyorum?
Bu soru da birinci soruya paralel; Karadeniz bölgesinde yapılan Jeotermik santrallerin doğal hayatı tahrip ettiğini gidip gördüm, sizde görebilirsiniz. Ayrıca yine güneş kollektörlerinin de ekilip biçilmeyen alanlara dikilmesi gerekmektedir.
Ülkemiz aynı zamanda bir tarım ülkesidir bu duruma sevinmeliyiz.
Ama ekilebilir alanlarımızın kıymetini bilmeliyiz.
Dünyamızın her geçen zaman küresel ısınma içerisinde olduğu artık bütün dünya ülkeleri tarafından kabul görülmüş olduğu gerçeği ile sadece ülkemiz değil, bütün dünyanın ortak hareket etmesi gerçeği ile karşı karşıyayız.
Doğayı tahrip etmek son derece kolaydır ama doğayı eski haline getirmek imkansız gibi bir şeydir.
Saygılarımla

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?