Yazdığım yazıları beğenmiyor, eleştirilerimi, görüşlerimi maksatlı hatta kasıtlı bulduğunu nazik bir üslupla ifade ediyordu.
Dilimizin döndüğünce takımı zor günler beklediğini anlatıp başkan/yönetim ve de hoca ile ilgili herhangi bir ön yargıya sahip olmadığımızı söylemeye çalıştık ama sanırım inandırıcı olamadık.
Söyleyene nifakçı, yazana bozguncu, sorgulayana sorumsuz yaftasını asarsanız…
Gerçekleri yalan övgülerle örtmeye kalkarsanız gün gelir takımınız yatağa düşer, hastalanır. Unutulmasın ki ateşli hastaya su verilmez.
Eleştirerek akıl verilir.
Ligin bitimine daha 12 hafta olmasına rağmen düşme endişesi hiç böylesine yaşanmamıştı!
Anlıyoruz ki; başkana, yönetime, futbolculara hatta hocaya duyulan güven duygusu dip yapmış!
Peki; Bursaspor’u bu bataktan çıkarmak için Ali Ay ve Samet Aybaba kadar…
Kafa patlatan, çare arayan, çözüm için plan/proje üretmeye çalışan kaç kişi var?
O da çok!..
Çarşıda, pazarda, dolmuşta, yolda, fabrikada, kahvede, hastanede, postanede…
Onca ekonomik sıkıntıya rağmen insanlar ‘nasıl kurtulur bu takımın’ hesabı içinde!
Temcit pilavına dönmüş bir dizi Ali Ay yönetimi yanlışını geçerek, aynı soruyu…
Kendime sorduğumda deneyimden aldığım yanıtı ‘mealen’ sizinle paylaşayım:
‘Çevresine topladığı Bursaspor ve futboldan habersiz tüm insanlardan kurtulmalı, gurur meselesi yapmadan denenmiş ve başarılı olmuş camianın bilge kişilerini çağırmalı, onlara danışmalı. Bu kişisel bir olay değildir. Bursaspor’un var oluş sorunudur.’
Yanlış mı?..
3 dönemdir maddi sıkıntıları dile getiren Sayın Ali Ay şu gerçeği kabul etmeli artık:
Bursaspor başkanlığı şikâyet makamı değildir.
Artık geciktirmeden doğru kararlar vermekten başka çaresi yoktur başkanın…
Zaman, yetişmeniz için durağın ilerisinde dörtlülerini yakıp bekleyen otobüs şoförü kadar vicdanlı olmaz!
Hatırlatma: 'Batan gemilerin hepsi bir insan yüzünden batmıştır, asla deniz yüzünden değil.'
Özdemir Asaf
