USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Volkan Şen!

04-08-2015

Evet Başkan, Volkan’dan kurtulmak istiyordu. Bu doğru; ama bakın “satmak” demiyorum! “Kurtulmak” kelimesini özellikle kullandım. Çünkü bu oyuncu sık sık arıza çıkarıyordu. Sahadaki tavırlarını Özlüce’de ve kamplarda da aynen ve fazlasıyla sürdürüyordu. Almanya kampını takip eden bursa.com spor editörü Adnan Batır bugün oradaki birkaç anektodu çok güzel aktarmış. Takımdan birçok futbolcunun ayrılmak istemesi ile ilgili olarak “Hep mi futbolcular suçlu, Başkan’ın hiç mi kabahati yok?” eleştirisi yerden göğe kadar haklıdır. Çünkü burada kalmalarını cazip hale getirecek ortam oluşturulamamıştır demek ki. Bunun da sorumlusu başkan ve yönetimidir. İspanya’ya gitmesi gündemde olan bir diğer oyuncunun ( Ozan değil ) “Bana burada kalmam için tek bir neden söyleyin” demesi de bunu çok iyi anlatıyor zaten. Bu durumun muhasebesini Başkan iyi yapmalı. Ama Volkan konusu gerçekten istisnadır. Çünkü Volkan Şen efsane Başkan Yazıcı döneminde de disiplinsizlikleriyle kadro dışı kalmıştır. Ve ilk fırsatta da satılmıştır. Yani bu oyuncu bu konuda sabıkalı. Diğer giden veya gitmek isteyen oyuncular için yönetim eleştirilebilir, eleştirilmelidir de; ama Volkan başka. Şimdi camiada Vakıfköy’e gönderilip cezalandırılması görüşü hakim. Duygular hepimize bunu söylüyor aslında; ama bu aynı zamanda Bursaspor’un cezalandırılması anlamını da taşıyor. Tamam her şey para değil, ilkeler falan önemli; ama ortada da o meşhur ! Bursaspor gerçekleri var. Duygular ile hareket edip mantığı bir kenara bırakırsak biz zararlı çıkarız. En azından maddi olarak. Bünyeden böyle bir çıbanı söküp atmak en doğrusu. Takımda samimi olduğu bazı oyuncuların da benzer tavırlar içine girmesinde onun rolü olduğunu tahmin etmek de zor değil. Yani daha fazla gencin aklını karıştırmadan bünyeden atılması en doğrusu. Ben bu açıdan bakıyorum.

Yeteneklerini beyniyle birleştirememesi idare edilebilirdi. Bir kesim onu sürekli eleştiriyor, bir diğer kesim taraftar da yetenekleri nedeniyle ona katlanmaya çalışıyordu. Bir futbolcu bu yönü ile tolere edilebilirdi belki; ama karakter yapısındaki bozukluk evet çok açık bir ifade ile yazıyorum “Bozukluk” tolere edilemiyor. Sahada yaptığı egoistliklerle yaptığı hatalar sonrası bile el kol hareketleri ile tribünlere arkadaşlarını hedef gösteren, parası gecikince takımın en önemli maçı öncesi kazan kaldırıp idmana çıkmak istemeyen, bu konuda arkadaşlarını da örgütleyen hatta bu konuda bazılarıyla tartışmaya giren bir oyuncudan  fayda beklemek bizim polyannacılığımızdandı aslında. Bu kulübün efsanesi olabilecekken “Bu takımda oynamak istemiyorum” demeyi tercih etti. Sanki “Taraftarı olduğu” o malum kulüpte ( İkinci telefon numarası 1907 rakamı ile başlıyor ) oynayabilecekmiş gibi. Efsane olabilmek için yetenek yeterli olmuyor, karekter de şart.  Bu camiaya ait olmadığını çok net gösteren başka davranışları da (kayıtlı) var onlara hiç girmeyeyim.  İnsanlar  ona burada altyapı çıkışlı olduğu ve şampiyon kadroda yer aldığı için ikinci bir şans verdi ve katlandı. Ama hayalini kurduğu kulüpte kimse onu tabir-i caizse “sallamaz”. Çünkü orada herkes yıldız. En başta o yıldızlar “Hop ağır ol bakalım” derler. Orada öyle hayalet Casper gibi insanların içinden geçmeye kalkınca 50 bin kişi de onun içinden geçer, yine ağlaya ağlaya sahayı terkeder. Bir halk deyişiyle ifade edecek olursak, gittiği yerde, dünyaya gelmesine yardım eden sağlık görevlisinin bir yerini görür ! ve pişman olur;  ama bu kez dönecek yuvası olmaz. Çünkü  tüm  şansını kaybetti. Değil futbolcu olarak ziyaret için bile gelse Özlüce’den içeri sokulmamalıdır ki ibreti-i alem olsun. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?