USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Her şeyin başı

15-10-2018

Medeniyet seviyesinde geri kalmış ülkelerde bu geri kalmışlığının tek nedeni eğitim eksikliğidir.

1945’de iki şehrine atom bombası atılan Japonya, bir hafta sonra sokaklarda derme çatma okullar kurup eğitime devam etmişti.

Sonuç ortada. Dünya teknoloji devi Japonya.

İkinci Dünya savaşında müttefiklerce dümdüz edilen Almanya eğitime ara vermedi, çalıştı.

Sonuç Dünya sanayi devi Almanya.

Eğitim sayesinde bunlar başarılırken biz daha yaya geçidinde yayalara yol vermemiz gerektiğini öğrenemedik! 

Üstelik yıllardır “Bak bak Avrupalılar ne kadar medeni yaya geçidine adım atar atmaz araçlar duruyor” diye hayıflandığımız halde uygulamaya gelince gaza daha çok basıyoruz.

Toplu taşıma araçlarında gürültü yapanlar veya aileleri üste çıkıp “Beğenmiyorsan taksiye bin” pişkinliği içinde.

Ya arkadaş kurala uymayan sensin, Sen bin taksiye” diyen yok!

Kurallara uyanlar değil, uymayanların sesi çıkıyor destekleniyor.

Kişiliği yeni yeni şekillenen gençler de görüyor bunları. 

Yarın öbür gün kendi başına geldiğinde haliyle aynı tepkiyi veriyorlar.

O gençler arasında ünlü sanatçı, sporcu, adamları da çıkıyor.

Eğitim demek sadece matematik, fizik, kimya öğretmek değildir. 

Ama asıl eğitim çocukları gençleri hayata her şekilde, kültür ve özellikle psikolojik olarak hazırlamaktır.

Davranış şekillerini, görgü kurallarını öğretebilmektir.

Konumuz futbola dönelim..

Futbol bu yönden en sıkıntılı sporlardan biri. Genelde alt gelir grubu ailelerin, iyi eğitim almamış çocukları bu spora yöneliyor. 

Başarılı olup futbolcu olabilenler hayallerinde göremeyecekleri paralara kavuşunca ne yapacaklarını şaşırıyorlar.

Hadi para onların istedikleri gibi harcarlar diyelim; ama bir de Arda gibi işi farklı noktalara taşıyanlar var. 

Daha birkaç sene önce milli takım kampında silahla takım arkadaşının odasını basan milli futbolcumuz da olmuştu.

Maçlarda sahada veya soyunma odaları koridorlarında birbirlerine saldıranlar, uçakta, stat önünde, gece kulübü çıkışlarında gazeteci dövenler genelde futbol camiasının mensupları oluyor.

Bir de arkaları kuvvetli oldukları için cezasız kalmaları iyice cesaretlendiriyor.

Mesela basketbolcuları, voleybolcuları, atletizmcileri, tenisçileri pek göremeyiz bu tip olayların içinde. 

Çünkü genelde iyi eğitim almış kişiler bu sporlara yönelmekte. Hatta bu sporların tribündeki seyircileri de farklıdır.

Futbolda bunun tersi olmasının nedeni de ifade ettiğim gibi hep eğitim eksikliği. 

Gençler altyapılara adım attıkları andan itibaren hayata karşı hazırlanmalı. Ünlü birer sporcu, şöhret olurlarsa karşılaşacakları durumlara karşı eğitilmeliler. Eleştiri aldıklarında veya övüldüklerinde veya başlarına kötü bir şey geldiğinde nasıl davranmaları gerektiği kafalarına o genç yaşlarda işlenmeli.

Özellikle son olayda Arda bunun sıkıntısını yaşadı. Çünkü aldığı eleştirilerden psikolojisi iyice bozulduğundan davranış bozukluğu gösterdi. Zaten uzun süredir bu ruh halindeydi. 

Sadece futbolcuları ele aldık; ama tabi ki tüm gençlerimiz için geçerli bunlar.

Televizyonlardaki ağdalı, abartılı saçma sapan mafya dizileriyle yoğrulan dimağlar, doğru bir şekilde yönlendirilmezse, o dizlerdeki sahneleri gerçek hayatta görmeye devam ederiz. O dizilere de çeki düzen verilmeli ya o da ayrı konu. Çünkü gerçekten çok etkiliyorlar.

Toparlayacak olursak, altyapılar birere okula dönüşmeli. 

Her alanda her şeyin başı eğitime çok daha fazla önem verilmeli.

Çünkü bugünün küçükleri yarın çok önemli noktalarda yer alacak bireylere dönüşecekler. 

İleride sağlıklı bir toplum istiyorsak bu ağaçları yaşken eğmeliyiz.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?