USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Yanlışlarımız

20-02-2018

Başkan Ay’ın yanlış kişileri dinlediğini bu yüzden de yanlış kararlar aldığını farklı farklı şekillerle iki senedir ifade ediyoruz. Birçok kişi ediyor. Başkan’a bunları yazmaktan bıktık. Bu yazıda kendisinin kulüp idaresi konusundaki diğer yanlışlarını ve içinde bulunduğumuz noktada çoğumuzun payı olan yani camianın farklı kesimlerinin yanlışlarını ve bazı yaşananları dile getirmek istiyorum. Bazıları küçük gibi görünse de kulüpte büyük huzursuzluklara neden oluyor ve zarar veriyor. O yüzden dile getirmek şart oldu.

Kulüp cadı kazanı gibi, alınan kötü sonuçların yanı sıra transferler, bazı yöneticiler, bazı kulüp projeleri ve kulüp çalışanları ile ilgili iddialar yenilir yutulur gibi değil.

Çoğunun kanıtı olmadığı için ya da şahit olanlar konuşmaktan kaçındığı için “iddia” diyorum. Yoksa gerçek oldukları pek şüphe götürmüyor.

Bazen sessiz kaldığımız yönünde eleştiriler geliyor; ama şu iyi bilinmeli ki,

Kulağımıza gelen her ihbarın üzerine gitmek istiyoruz; ama dediğim gibi kanıt olmayınca kurumsal sorumluluk gereği bir noktada tıkanılıyor.

Yoksa söz konusu Bursaspor’un haklarıysa kimseden çekinmeyeceğimizi herkes bilir.

Transfer konularında her dönem yani bildiğimiz bileli dedikodular var. Ama minareyi çalanlar kılıfını hazırlıyor. O yüzden de suçlular cezasız kalıyor. Aklandıklarını falan zannetmesinler. Herkes neyin ne olduğunu biliyor. 

Peki ya ‘bazı’ yöneticilerin ve kulüp çalışanlarının göz göre göre yaptıklarına neden “Dur” denmiyor? Onların çoğu ispatlı iddialar. Bu durum mevcut yönetime özel değil, eski yönetimlerde de böyleydi.

Nasıl mı ?

Kendi yaşadığımdan örnek vereyim.

Birkaç yıl önce bazı kulüp çalışanından aldığım ihbar ile Bursastore’da yapılan yolsuzluğu ve birçok kez alınan rüşveti yazmıştım.

O zamanın başkan danışmanı arayıp “Kanıt gösterirsen gereğini yaparız” demişti. Yarım saat sonra karşısında bitip kanıtları önüne koymuştum. Yapılan görüşmelerle suç sabitlendiği halde, O çalışan bir sene daha kulüpte çalışmaya devam etti.

Bursastore’dan sorumlu bir yetkili ise konunun üzerine gideceğine  ihbar yapanları tahmin etmiş ve “Söylediklerinizi inkar edin” baskısı yapmıştı; ama ihbarlar yazışma şeklinde olduğundan bu mümkün değildi tabii.

O rüşvetçi personel de cukkasını iyi doldurmuş ki sonrasında Bursa’nın 5 yıldızlı otellerinden birinde düğünü yapıp basıp gitmişti.

O kulüp sorumluları kendi iş yerlerinde böyle bir durum tespit etseler tekme tokat kapının önüne koyarlardı. Ama söz konusu kulüp olunca davranışlar değişiyor nedense !

Geçmişte bu tarz çok olay yaşandı,

“Biz bazı çalışanlarla kulüpten çıkar elde ettik ;ama şimdi pişmanım” diyen personeli de,

Kulübe, futbolculara gelen hediyeleri veya kulübün demirbaşlarını alıp evine götürenleri de,

Özellikle Avrupa deplasmanlarına kulüp parası ile yedi sülalesini götürenleri de,

Store sayımı yapılırken “Fazla sayın fazla sayın” diyerek açığı kapatmaya çalışanları da.

Naylon fatura kesip masraf gösterip parayı bölüşenleri de.

Son olayda olduğu gibi maç bileti ve sponsor kombinelerini satıp parayı kendi hesabına yatırtanları da yaşadık, yaşıyoruz.

-Ki kulübün parasını hacizlerden korumak için bunu yapan Yazıcı yönetimi soruşturma geçirmişti-

Bu bilet yolsuzluğunun farklı kişilerce eski dönemlerde de yapıldığı kulağımıza geliyordu. Onu da vurgulamak istiyorum.

Buraya yazmadığımız daha pek çok vukuat var fısıldanan.

Merak etmeyin bunları bilip de susmadık tabi ki.

Suçluları ürkütmeme adına gazeteci gibi davranmayıp hiç beklemeden araştırılması ve suçüstü yapılması için anında hepsini yetkililere bildirdik.  Kulağımıza gelenleri tek tek dönemlerinin idarecilerine anlattık. Benimle birlikte pek çok kişi de anlattı.

Sonuç olarak çoğu gitti; ama uzantıları hala kulüpte az da olsa kaldı.

Son dönemlerde o kulüpte kalan uzantılar yine bir haltlar yemeğe başladı; ama enteresandır bunları dile getiren personel işten çıkarıldı!

Yapılan yolsuzlukları dile getiren ödüllendirilir kovulmaz! Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır?

Enteresandır biri hakkında bir iddia bir delil ortaya konsa hemen bir hamisi çıkıp korumaya geçiyor.

Başkan da hemen o korumacılara inanıyor. O koruyanlardan şüphelenmek nedense hiç aklına gelmiyor.

Kulübün her kuruşu emanet edilen Başkan’ın aldığı her ihbarı doğru kaynaklarla araştırması lazımken böyle davranması anlaşılır gibi değil.

Bu küçük! işler olurken diğer yandan da malum transfer çetesinin eline düşmüş bir kulübüz. Bir şekilde birileri transferlerden çıkar elde etme çabasında.

Menajer çetesi kendi işlerine gelen topçuları aldırdığı gibi, komisyoncu teknik direktörleri getirmek için aportta bekliyor.

Öte yandan Başkanın dibindeki birileri de kurtuluş projesi diye başkanı kanırarak arsa, tarla, emlak” diyerek kendi çıkarları için Başkan’ı olmayacak işlere sokmaya çalışıyor. Dertleri o işlerden kendilerine kazanç elde etmek.

Bu konuda da çok bilgi geliyor.

Anlayacağınız maalesef ki bazı yöneticiler, bazı menajerler, bazı divan yöneticileri, bazı çalışanlar, bazı taraftarlar, bazı eski başkanlarla yöneticiler, kendi mecraları yoluyla Bursaspor üzerinden çıkar elde etme peşinde.

Kendi ve patronunun çıkarına göre kalem oynatan, transfer işlerine giren, özel haber alamayınca eleştiriye başlayan medya mensuplarını da es geçmemek lazım.

Türk futbolunun gerçeklerini es geçip mantık yerine duyguları ile hareket eden –ki bu kısım bizlere çok uyuyor- camia mensupları da özeleştiri yapmalı.

Böyle davranarak bizler de yanlışlar yapıyoruz.

Bunların hepsinden çok bende en büyük hayal kırıklığını taraftar yaşatıyor.

Tribünler neden sessiz, neden tepkisiz? Neden eski reaksiyonlar yok? Bu kabulleniş neden?

Kimileri bıkkınlıktan, kimileri kişisel kaygılardan sinmiş durumda.

Taraftarın bir kesimi aslında ‘etkili olan kesimi’ diyelim tribünlerin 'asli görevi olan takıma destek' yerine başka alanlarda enerji harcıyor. Kongre kulisleri, kulüp işleri, sağda solda kadrolaşmalar, Yönetime her konuda müdahil olmalar, akıllar vermeler. Tüm bunları yaparken asıl amaçlarında yani tribün desteğinde verimleri düştükçe düşüyor farkında değiller. Bunu deplasmanlar için söylemiyorum. Şehir dışında gayet iyiler; ama o eski korkulan Bursa deplasmanı havası kalmadı.

Arada güzel işler de yapıyorlar bizleri gururlandırıyorlar.

Keşke eskiden olduğu gibi taraftar sadece tribüne kafa yorsa.

Kimse yeni stada kabahat bulmasın. Stadın değil, kafaların değişmesi bozdu bizi.

Kan ağlayan, içi parçalanan ve elinden geldiğince tepkisi veren; ama etki edemeyen çoğunluğu tenzih ediyorum tabi ki.

Kimileri de “Bursaspor küçük olsun bizim olsun” mantığı ile Bursaspor’u layıkıyla yönetecek değil, kendilerinin yöneteceği başkan çıkarma peşinde. Onlar da ayrı bir alem. İyi bir Bursasporlu'nun tek amacı kulübe başarı getirecek kişiyi tercih etmek olur. Kendine fayda sağlayacak kişiyi değil.

Bakın bu camianın mensupları olarak bu yanlışlarda ısrar etmeye devam edersek yani kendi çıkarlarımızı Bursaspor’un çıkarlarından önde tutmaya devam edersek,

Bursaspor’u da dibi belli olmayan çukura itmeye de devam edeceğiz.

Büyük yanlış içindeyiz ve çok sevdiğimize zarar veriyoruz ve bu bize çok pahalıya mal olacak

Bir an önce aklımızı başımıza alalım.

Bu yanlışlarımızdan ya döneriz ya da Bursaspor’un yok oluşuna pay sahibi olmaya devam ederiz.

Tercih bizlerin!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?