USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Monsieur & Gentlemen no excuses!

28-01-2018

Hocasından topçusuna yabancımız çok. O yüzden Hoca ve futbolculara yönelik “Bahane yok” şeklindeki başlığı anlayabilecekleri şekilde atalım da belki dikkatlerini çekebiliriz.

Bursaspor ‘da ruhsuzluk devam ediyor.

Bakın kötü sonuçlar değil, "ruhsuzluk" diyorum.

Çünkü yeşil beyazlıların kötü futbolunun ve aldığı bu kötü sonuçların başlıca nedeni bu.

Mücadeleci, savaşçı, teslim olmayan Bursaspor ruhuna tamamen zıt bir ruh hali var kulüpte.

Kadro yetersizliği falan üst düzey rakiplere karşı alınan kötü sonuçlarda mazeret olabilir; ancak Bursaspor güçlü-zayıf kimseye karşı iyi mücadele etmiyor.

O Bursaspor ki senelerce yetersiz kadrolarıyla bu rakiplere sahaları dar etti.

Yeşil beyazlılar lig maçlarında bugüne kadar Fenerbahçe’yi 13, Beşiktaş’ı 16, Galatasaray’ı ise 21 kez yendi.

Yani toplam 50 kez.

Malum Bizans oyunları olmasa 150 kez yenerdi.

Bunların dışında aldığı puanlarla bu takımlara şampiyonluk yarışında birçok kez çelme takmış bir kulüp Bursaspor.

Türkiye kupalarında da defalarca bu kulüplere üstünlük sağladı.

Fenerbahçe’nin elinden 1971 ve 1992’de iki kez Başbakanlık kupasını almış, “En zor deplasman” diye nitelenen Kadıköy’de Fenerbahçe’yi en çok yenen takımdır.

Bursaspor tüm bunları başarırken ‘hiçbir zaman’ tekrar ediyorum ‘hiçbir zaman’ bu kulüplerden daha iyi bir kadrolara sahip değildi.

Şampiyonluk yarışı yaptığı ve kazandığı 2009-2010 sezonu da buna dahil .

Dolayısıyla başarısız sonuçlar sonrası üretilen “kadro yetersizliği” söylemi geçerli bir bahane değil.

Bursa, hem saha sonuçları hem de tribün atmosferiyle yıllar boyu rakiplerin dizlerini titreten bir deplasman oldu.

Bu tanım bizzat rakipler tarafından yapılmıştır.

Şampiyonluk yaşamış diğer camialar için Anadolu’daki en çekinilen kulüptür.

 Bursaspor bunu inancıyla, mücadele gücüyle, büyüklüğüyle başarıyordu.

Son yıllarda bu özelliğinden uzaklaştı.

Nedeni ise Bursaspor arması altında görev yaptığı halde bu büyüklüğün hakkını veremeyen idareciler, bu büyüklüğü idrak edemeyen hocalar ve futbolculardır.

Bursaspor özellikle kendi sahasında Türkiye liginden kiminle oynarsa oynasın kazanmayı hedefler.

Kazanamıyorsa bile tekmeye kafayı sokar rakibe sahayı dar eder.

Bursaspor arması taşıyorsan, ya iyi mücadele edeceksin, ya iyi mücadele edeceksin.

Başka seçeneğin yok.

Yöneticisi veya hocasıysan da kulübün geçmişteki başardıklarını iyi idrak edip, taraftarın doğal olarak o başarılara göre beklenti içinde olduğunu anlayacaksın.

Mücadele etmemenin  mazereti , bahanesi falan olmaz.

Futbolcular ödemelerinin gecikmeleri de bahane edemez.

Çünkü bunun müsebbibi de büyük ölçüde kendileri.

Hatalı transferler kadar alınan başarısız sonuçların da maddi sıkıntılarda payı büyük. Bursaspor Kulübü fabrika veya ticarethane değil. Başarı oranında gelir elde edebilir. Takım Avrupa kupalarına katılacak ki kulüp para kazanacak, ligde derece yapacak veya kupa kazanacak ki popülaritesi artacak, böylece yayın, Tff primi, reklam-hasılat gibi kalemlerde daha fazla kasaya para girecek.

Paralar gecikiyorsa alınan başarısız sonuçların yani futbolcuların da bunda payı büyük.

Bunu da iyi idrak etmeliler.

Bursaspor adının hakkını veremeyenler özeleştiri yapıp artık aklını başına toplamalı.

Zira taraftarın sabrı da artık taşmak üzere.

İşte o taraftarın hayatlarını ortaya koyacak kadar önem verdiği bir maç yaklaşıyor.

Ona göre sahaya çıkın ve ona göre oynayın.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?