Geçtiğimiz yıl “Küfür içerir” başlıklı bir yazı kaleme almıştım.
Mukayese edilerek daha iyi anlaşılması için de
Fenerbahçe-Beşiktaş maçında 90 dakika edilen küfürleri anlaşılabilecek şekilde sansürleyerek tek tek yazmıştım.
Aynı şekilde Bursaspor-Başakşehir maçında hakeme yapılan protestoyu da öyle.
Bursaspor-Başakşehir maçında ise hakeme tek bir küfür edilmemiş sadece Bursaspor’un puanlarını çaldığı ima edilmişti
Bu iki maç sonrasında,
Fenerbahçe-Beşiktaş maçında edilen onca küfüre rağmen hafif bir ceza verilmiş, tek kelime küfür etmeyen Bursaspor seyircisi ise çok daha ağır ceza almıştı.
Bu yıla baktığımızda
Beklediğimiz gibi görülüyor ki değişen bir şey yok. Bu hafta yine Kadıköy’de küfürler havada uçuşurken göstermelik hafif bir ceza ile konuyu kapattılar. Söz konusu Bursaspor olunca Engizisyon mahkemesine dönüşen TFF ise Galatasaray maçı için Timsah’a yine giyotini indirdi.
Türk futbolunu yönetenler –Lafın gelişi böyle söyledim yönetebildikleri falan yok aslında- Anadolu-İstanbul ayrımında ısrarlılar. Hele söz konusu Bursaspor olunca ceza vermek için aportta bekliyorlar.
Bu durumda itiraz etmek falan bir sonuç çıkarmayacağı için yapılacak tek şey.
Küfür etmemek ve taşkınlık yapmamak.
Tribün liderlerinin öncülüğünde bu otokontrol her maç sağlanmalı.
Rakibe, hakeme gerektiğinde ıslıkla, gerektiğinde tezahüratlarla en ağır baskı yapılmalı tabi ki; ama işi küfüre çevirince cezayı yapıştırıyorlar.
Türk futbolunda çeşitli makamlarda Bursaspor’a karşı ciddi antipatisi olanlar var ve hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar. İşte bu tiplere o fırsatı vermemek gerekiyor.
Kısacası Bursaspor düşmanlarının ekmeğine yağ sürmemek için dikkatli olmaktan başka çare yok.
