USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Asıl sorun bu

28-08-2017

Bugün biraz Bursaspor konusuna farklı açıdan bakmak istiyorum. Sosyal yönden de şehrin ve kulübün ilişkilerini değerlendirmek şart.

Bursa işçi ve emekli kenti olarak bilinse de esnafı ve zengini de bol bir şehir.

Statü fark etmeden insanların alışkanlıkları ise birbirine benziyor.

Bir dönem işletmeciliğini yaptığım gıda üzerine olan firmada, İstanbullu müşterilerle Bursalı müşterileri sipariş verişlerinden ayırt ederdim. Bursalı müşterilerin büyük kısmı veya Anadolu’dan gelen müşteriler tabir-i caizse sineğin yağını hesaplarken, İstanbullu müşteriler hiç hesap kitap yapmazdı.

Sizlerin de şahit olduğu bir başka örnek daha vereyim.

Bursa’da gıda üzerine marka olmuş asırlık Bursa markalarının işleri düşerken, aynı sektörde faaliyet göstermeye başlayan 8-10 yıllık firmalar sırf daha ucuz oldukları için dolup taşıyor ve gittikçe büyüyor.

Çünkü Bursa’daki insanların ‘büyük bir kısmı’ kaliteden çok fiyatı önemsiyor.

Bu Bursa’da yaşamın her alanında böyle.

Bakın son Bursaspor maçında stada gelen 36 bin Beşiktaş taraftarı Siyah beyazlı  ürünler satan Kartal Yuvası mağazalarına 2 milyon TL bırakmış.

Tam 2 milyon TL ve bu sadece tek bir maçta!

Bursastore bu rakamı 1 yılda toplayamıyor!

O sayıda insanın Bursa’da da maça geldiği oluyor ama 100 bin lira toplanamıyor.

Ürün çeşitliliğinin de etkisi olsa da bu farkın ana nedeni alışkanlıklar.

İstanbul’un ise yaşam şartları ve insanların birbirinden etkileşimi müthiş bir para harcama kültürü ve sinerjisi oluşturuyor. Evet insanlar amiyane tabirle ortama ayak uydurmak için çevresinde gördüklerinden geri kalmamak adına tüm imkanlarını zorluyor. Alabileceği en lüks arabayı, kıyafetleri alıyor, en iyi restoranlara, kafelere, barlara gitmeye çalışıyor.

İstanbul, Bursa’nın nüfus olarak yaklaşık 5 katı büyüklüğünde; ama oradaki para harcama oranı Bursa’nın en az 50 katı.

Şehirdeki yurt içi ve yurt dışı bağlantılı işler ve turist popülasyonu da buna eklenince, inanılmaz büyük bir ekonomi oluşuyor.

Tabi bu nedenle işletmeler de, esnaf da çok daha fazla para kazanıyor.

İstanbul’da en ücra köşelerde bile mekanlar dolup taşar, Bursa’da ise hafta sonları dışında mekanlar pek iş yapmaz. Ekonomik durumu iyi kentin yerlileri şehrin batısına taşındığı için birçok marka merkezdeki ana şubelerini kapatıp gitti. Evet uluslararası ve yerel pek çok marka şehir merkezinden çekildi.  Gıdadan kıyafete birçok firmanın kent merkezinde artık olmadığını görüyoruz.

Çok daha detaylandırabilirim de çok uzayacak.

Diğer yandan ekonomik durumu iyi olan kesimin de bile harcama alışkanlıkları bir İstanbul gibi değil.

İstanbul’da bir gün Bağdat Caddesi, Etiler, Nişantaşı, Boğaz turu atsanız birkaç saatte görebileceğiniz son model araçları Bursa’da 1 yılda göremezsiniz.

Oysa o araçlardan alabilecek binlerce Bursalı var; ama almıyorlar. Çünkü o kültür yok.

İşte bu para harcama kültürü taraftarından en zenginine kadar Bursaspor’a da sirayet ediyor.

Bir loca parasını birkaç saatte kazanan kent zenginleri loca almazken, her şeye para bulabilen bazı taraftarlar kulübe para harcamaya gelince cimri kesilebiliyor.

İfade ettiğim gibi istisnalar tabi ki var. Ama burada genel yapıdan bahsediyorum.

Bursa’da parası olanın da, olmayanında cebinde adeta akrep var.

Peki bu duruma yapılabilecek bir şey var mı? Aslında yok.

Şehir büyüdükçe insanların alışkanlıkları, kültürleri de değişecektir ve gelişecektir.

Bursaspor’a yeterli maddi kaynağın şehirden üretilememesinin en önemli iki nedeninden biri bu, anlatmak istediğim de bu anlayış.

Çaresi de zamana bağlı olarak şehrin ve buna bağlı olarak insanların alışkanlıklarının gelişmesinden başka bir şey değil. 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?