Mesut Şen
Vedat Okyar
Tacettin Ergürsel
Kemal Batmaz
Tezcan Ozan
Gürol Arkan
Taygun Erdem
Ahmet Suphi Evke
Şenol Ulusavaş
Ali Nail Durmuş
Frank Pingel
Elvir Baliç
Hakan Şükür
Semih Yuvakuran
Sedat Balkanlı
Fethi Okuroğlu
Murat Sözkesen
Serkan Kurtuluş
Serdar Kurtuluş
Mustafa Sarp
Sercan Yıldırım
Jose Fernandao
Serdar Kulbilge
Volkan Şen
Ozan Tufan
Serdar Aziz
Şener Özbayraklı
Bursaspor’dan İstanbul kulüplerine transfer olmuş ve ilk anda aklıma gelen isimlerden bahsediyorum.
Bunu gerçekleştiren oyuncular transfer oldukları dönemde çok tartışıldılar.
Şu dönemde de örneklerini yaşıyoruz.
Taraftar psikolojisi ile gösterilen tepkiler ve yapılan tartışmalardan çok , “Transfer olduklarına değiyor mu” yu ele almak istiyorum.
Uzun yıllar o kulüplerde kalmak, başarılı olmak, daha popüler olmak, şampiyonluklar yaşamak ve daha çok kazanmak için ayrılıyorlar.
Peki bunu gerçekten başarabiliyorlar mı?
Bunun cevabını net olarak vermek pek mümkün olmasa da, istatistiklere bakarak fikir sahibi olmak mümkün.
Taş yerinde mi ağırdır yoksa daha popüler olan kulüplerde şanslarını denemeleri normal midir?
Bir diğer deyişle kalıp efsane olmaları mı akıllıca yoksa riske girmeleri mi?
Yukarıda ismi yazılı oyuncuların bazıları Bursaspor altyapısından yetişme, bazıları da Bursaspor’a geldikten sonra yıldızı parlayan isimler.
Bu şekilde iki gruba ayırdığımızda Bursaspor’un altyapısından yetişip de transfer olduğu İstanbul kulüplerinde kalıcı olabilen, uzun yıllar oynayabilen sadece Semih Yuvakuran’ı görebiliyoruz. Çok parlak bir yıldız olamasa da Bursaspor altyapısından yetişip de orada uzun yıllar tutunmayı başarabilmiş tek isim o.
Vakıfköy’den yetişmeyen; ama yıldızı Bursaspor’da parlayan isimler içinde ise Hakan Şükür ve Vedat Okyar dışında kalıcı bir yıldız olabilmiş, formayı sırtına geçirip çıkarmamış yani başarıyı yakalayabilmiş bir isim yok.
Avrupa’ya transfer yapabilen Elvir Baliç’i de ekleyebiliriz. Tabii kendisi için sonrasının pek iç açıcı olmadığı gerçeği de var.
Yani genel bir değerlendirme yaptığımızda şunu görebiliyoruz.
Vakıfköy’de futbola başlayıp da İstanbul kulüplerine giden oyuncuların hemen hemen tamamı umduklarını bulamazken, Bursaspor’da yıldızı parlayan isimlerin de çok büyük çoğunluğu da aynı kaderi paylaşmak zorunda kalmış.
Bunun nedenlerini analiz etmek istersek, oyuncuların mental olarak hazır olmaması, o kulüplerin popülerliği oranında yaşanılan baskı, alternatif çokluğu, beklenti oranı, sabırsızlık gibi şıklar sayabiliriz.
İstanbul’un pırıltılı dünyasına kapılarak yola çıkan pek çok oyuncu bir anda kendini Anadolu kulüplerinde hatta alt liglerde oradan oraya savrulurken bulabiliyor.
Böyle çok örnek yaşandı.
Birkaç istisna oldu belki; ama malum istisnalar kaideyi bozmuyor.
Diğer yandan Bursaspor’da yıldızı parlayıp İstanbul’dan talipleri olsa da gitmeyen Nejat Biyediç, Sedat 3 ve Pablo Batalla gibi isimlerin efsaneleştiğini, ülke çapında tanındığını ve saygı gördüğünü biliyoruz.
Ayrıca camia hafızası her şeyi kaydettiğinden kalanlarla gidenlere Bursaspor ahalisinin bakış açısı tabi ki farklı oluyor.
İşte tüm bu verilerin ışığında gitmenin mi, kalmanın mı daha mantıklı ve akıllıca olduğu konusunda fikir sahibi olmak pek zor değil.