Kombinelerden başlayalım.
Kombinesi, bileti pahalı boş stat yerine, ekonomik fiyatlar sayesinde dolu stadı tercih etmek mantıklı olandır.
Kombineleri ucuz tutmak kulübün marka değerini düşürmez.
Tam tersi stadı dolan bir kulübünün marka değeri yüksektir.
Bugün Dortmund buna iyi bir örnektir. Başarılarından çok 80 binlik stadını her maç fullemesi ile tüm dünyada dikkat çeken bir kulüptür Alman ekibi.
Doğru fiyat politikası ile bunu başarabilmişlerdir.
Marka değeri konusunu hepinizin bildiği bir başka örnekle açıklayalım.
Yaklaşık 10 yıl önce Bursa’da ucuz fiyatı ile piyasaya giren bir gıda firması, ortalama bir lezzet ve ekonomik fiyatları sayesinde büyük talep görünce şehirlerarası yollarda pek çok yüksek kapasiteli şube açtı, açmaya da devam ediyor.
Bugün o 10-15 yıllık firmanın işletmelerinde çalışan sayısının çeyreği kadar müşteriyi, 100 yıllık marka olmuş diğer Bursalı restoranlar bulamıyor.
O firmanın 10 yılda dev bir marka olmasının tek nedeni ekonomik fiyat politikası ve doğru hizmet anlayışıyla edindiği müşteri kitlesidir.
Bir futbol kulübü de ne kadar talep görüyorsa marka değeri o kadar yüksektir.
Reklam başta olmak üzere her alanda bunun meyvelerini toplar.
Bursaspor’da bu anlayışta olmalı. Stada gelen insan kulüp ürünü de alacaktır. Eşini dostunu da getirecektir. Kombineler ucuz tutulup 2-3 milyon az kazanılsa da, dolu stat sayesinde kazanılacak bir maç o açığı karşılar. Sonrasındaki kazanımlar da ekstra olur.
Kombine artı forma veya tişört organizasyonu da yapılabilir.
İBRAHİM BURKAY
20 yıl kadar önceydi yeni bir işe başlamıştım. Molalarda kafeteryada vakit geçirirken ateşli futbol sohbetleri döndüğünü fark etmiştim.
Bu sohbetlerde şef pozisyonundaki 3-5 kişi Bursaspor ile ilgili pek de hoş olmayan ifadeler kullanıyorlardı. Bursaspor’u akıllarınca aşağılayıp , sürekli dalga geçiyorlardı. Karşılarında ise Bursasporlu bir grup onlarla tartışıyordu.
Tabi ben yeni olduğum için kendi kendimi “Sabret daha ilk günlerden arıza çıkarma” diye telkin ediyordum.
Neyse kısa bir zaman sonra o tip konuşmalar kesilmişti ya da benim olduğum zamanlarda yapmamaları gerektiğini anlamışlardı diyelim.
Burada asıl önemli kısım ise şu…
Bursaspor’la dalga geçen, aşağılayan ve İstanbul kulüplerini destekleyen şahısların hepsinin Bursaspor maçları için kombineleri olmasıydı.
Daha önemlisi o kombineleri işyeri satın almış ve onlara dağıtmıştı. Karşılarındaki Bursasporluların ise kombineleri ya yoktu ya da kendileri para verip almıştı.
Şimdi BTSO’nun 20 bin kombine alımı yapacağı ifade ediliyor.
Sayın İbrahim Burkay’ın kulübe desteği gittikçe artıyor ve daha da artacağı ifade ediliyor. Bu konuda kendisine teşekkür ediyoruz.
Ancak yukarıda anlattığım ve bizzat yaşadığım örneğe dikkat edilmeli.
Kombine alımı olacaksa o kombinelerin gerçekten Bursasporlu kişilerin eline geçmesi için bir organizasyon yapılmalı.
O kombineler Bursaspor tabanına yayılmalı.
Stada gelip çekirdek yiyecek ya da sadece kendi tuttuğu İstanbul ekibinin maçına gelecek kişilerin Bursaspor’un tribün gücüne katkısı olmaz.
SPORTİF DİREKTÖR
Transfer gecikse de bu sene doğru işler yapılıyor. Önemli olan da bu. Geç olsun, isabetli olsun.
Geçen yıl önceki sezonlara göre çok daha erken biten bir transfer çalışmasına şahit olmuştuk; ama az daha küme düşmeye şahit olacaktık. O yüzden hız değil isabet önemli. Kaliteli topçu geç de gelse çabuk uyum sağlar.
Birde sportif direktör konusu var
Yıldıray Baştürk’ün de dediği gibi o tren kaçtı artık.
Teknik Direktör Paul Le Guen gelmeden önce halledilmesi gereken bir konuydu. Şimdi herhangi birini Hoca’nın karşısına getirip “Bu senin patron” diyemezsin.
Ayrıca sportif direktör tüm branşları kapsayan bir tanım. Yani bu kısım hep atlanıyor. Yani çok bu işin sorumluluğu da çok fazla.
Bu dakikadan sonra Bursaspor’a gerekli olan futbolcuların dilinden, ruhundan anlayacak onlarla iyi ilişkiler kurabilecek pozitif ve iş bitirici yönü güçlü camia ile futbolcular arasında köprü olacak kısacası her türlü krizde kademeye girebilecek bir isimdir.
Geçen sene bunun eksikliği çok hissedildi. Futbolcular ve camianın ipleri kopması yüzünden az kalsın küme düşüyorduk.
Bu makam acilen doğru bir isimle doldurulmalı.
