USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Trump Paris sözleşmesinden çekilse bile…

13-06-2017

ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ın, Obama'nın Kongre'nin onayını almadan sözleşmeyi imzalaması, bu sözleşmenin Amerikan ekonomisine ve düşük gelirli vatandaşlarına zarar vereceği bahaneleriyle, Paris Sözleşmesinden çekilmeyi planladığını, birkaç hafta önce, bu köşede sizlerle paylaşmıştım. Nitekim düşündüğünü gerçeğe dönüştürdü ve ABD'ni Paris Sözleşmesinden geri çekti.
Çekti ama, insanlığın yüz yüze geldiği Küresel Isınma ve İklim Değişikliği doğa felaketi, ABD dahil, dünya ülkelerinin gündeminin ön sıralarını doldurmaya devam ediyor.
Bu arada Almanya Başbakanı Angela Merkel, ABD'nin çekilmesinin ardından Almanya olarak Paris Sözleşmesi ilkelerine daha güçlü biçimde sahip çıkacaklarını, açıkladı. Benzer açıklamaları Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping de yaptı.
Siyasilerin bu karalarından bağımsız olarak, başta ABD olmak üzere dünyanın bu konuyla ilgili, derinlemesine ölçümler ve araştırmalar yapan Bilim Adamları bakın hangi görüşleri masalarının üzerine yayıyorlar…
•Dünyanın birçok bölgesinde felaketler yaratan EL Nino kasırgalarını ve küresel ısınmayı, Güneydoğu Asya'daki aşırı sıcaklık artışlarının baş sorumlusu olarak görüyorlar. Bugüne kadar yaptıkları gözlemler ve ölçümlere dayalı analizler, Pasifik Okyanusundaki suların aşırı ısınmasının atmosferdeki sıcak hava akımlarını körüklediğini gösteriyor, bölgedeki Nisan ayı hava sıcaklıklarının, son 50 yıl boyunca ölçülenlerin çok üzerine çıktığını tespit ediyorlar.
•Kaliforniya'da yaşanan kuraklığın, geçen onlarca yıl boyunca yaşanmayan boyutta ve uzunlukta olduğunu belirliyorlar. Bugüne dek bölgede yaşanmış kurak sezonların en çok 2 yıl sürdüğü bilinirken, ilk defa 4 yıl süre ile aralıksız sürdüğü gerçeği yaşanıyor.
•Kuraklık bu boyutta devam ederken Kaliforniya bir başka doğa hareketiyle yüzleşiyor, Güney Kaliforniya plajları suların yükselmesinden etkileniyor. Yapılan ölçümlere dayalı hesaplamalar, 2100 yılına kadar bu plajların büyük bölümünün sular altında kalarak yok olacağını işaret ediyor. Eyalet yöneticileri, bu plajlar bizim toplumsal parklarımızdır ve sahil boylarında yaşayan halkımızın ekonomik kalbidir, bu nedenle sahillerimizi gelecek nesillerimiz için korumalıyız, diyorlar.
•Avusturalyalı bilim adamları, insanların dünya ikliminin değişmesindeki rolünün, doğal değişimlerden 170 kat daha büyük olduğunu iddia ediyorlar. Pertavsızlarını geçmişe çevirdiklerinde, atmosfer sıcaklığının 100 yıl boyunca ancak 0,01C arttığını tespit ediyorlar ve insanlığın son 50 yıl boyunca atmosfere bıraktığı sera gazlarının atmosfer sıcaklığını 1,7C artırdığını tespit ediyorlar.
•Yüksek hava sıcaklıkları tarımsal verimliliği de etkiliyor, insan oğlunun önde gelen gıda ürünlerinden, buğday, soya fasulyesi ve mısır hasadının azaldığı görülüyor ve bilim adamları, atmosfere sera gazı salınımları azaltılmadıkça sıcaklığın artacağını ve ürün kayıplarının da büyük boyutlara ulaşacağını iddia ediyorlar.
•İnsan yaşamının temel gereksinimi olan su bugün için, temel gıda maddeleri, yerleşim ve ulaşım giderleri yanında çok ucuz bir nesne olarak görülmektedir. Bilim adamları küresel ısınmanın bu hızla devam etmesi halinde, suyun temininde de zorluklar yaşanacağını, hem fiyatlarının artacağını, hem de kuraklıklara, büyük fırtınalara ve taşkınlara neden olunacağına dikkat çekiyorlar. Şu anda ailelerin aylık giderleri içinde suya ayırdıkları miktar az ama, eğer küresel ısınma ve iklim değişikliği bu hızla devam ederse, su temini de artık bütçelerinin önemli bir bölümünü kaplaması kaçınılmaz olacaktır.
•Trump, ABD'nin enerji üretiminde kömürün önemli yeri olduğunu, kömürden vazgeçmenin Amerikan ailelerinin sırtına yeni yükler getireceğini savunsa da, ABD'nin ekonomik güçleri güneş ve rüzgara dayalı enerji üretim sistemlerini destekliyor ve hızla güçlenmelerini hedefliyorlar. Bu alanda yapılacak araştırmalar ve bulunacak yeni üretim mekanizmaları bu sistemlerin de üretim ve kullanım çeşitliliğini ve yoğunluğunu artıracağına inanıyorlar. Fosil yakıtın yoğun kullanıldığı oto sanayinde akü kullanımının yaygınlaştırılması öncelikli hedefleri içinde yer alıyor.
Önceki yazılarımda da vurguladığım gibi, Küresel Isınma ve İklim Değişikliği henüz Türkiye gündemine yerleşmedi, ama yerleşmek zorunda, gerek bilim adamlarımız, gerek ülke ekonomisinin motoru konumundaki oluşumlar, gerek ülkemizi yönetenler, insanlığın karşı karşıya olduğu bu doğa felaketinden kaçamayacağımız bilincine ulaşmaları, çözümleri masaya yatırmaları ve toplumumuzu çözümler demeti içine sokmaları kaçınılmazdır….

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?