USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Utanç!

21-05-2017

Hani futbolda yenmek de yenilmek de vardı? Öyle değil mi? Biz mi yanlış mı biliyoruz?

Bursaspor neden futboldaki “Yenme” öğesini hiç kullanmıyor?

Ya yanlış biliyoruz ya da Bursasporlu oyuncuların futbolun alfabesiyle, kısacası futbolla hiç alakası yok?

Doğru şık emin olun son yazdığım.

Bitime iki hafta var hala küme düşme korkusu içindeki bir Bursaspor’dan bahsediyoruz. Ne yazacağımızı şaşırdık artık. İşte bu haldeyiz.

 

Antalya Seyircisi Avrupa nidaları atarken bir yandan da “Bursaspor büyüktür küme düşmez” sloganlarıyla eski düşmanı şimdiki sıkı dostu Bursasporluları teselli etmeye çalışıyordu. Ama bizler utançtan yerin dibine geçiyorduk. Bu kulübü bu hale getirenlere ise kızgınlığımız katlanıyordu.

 

Biraz maça bakalım…

Karşılaşma başlar başlamaz Bursaspor rakibin üzerine gitmeye başladı. Ev sahibi Antalyaspor ise bekledi ve yaklaşık 25 dakika çıkmadı; ama kalesine de yaklaştırmadı. Bursaspor ise kanat olmayan devşirme kanatlarıyla ve göbekten Pablo ve Jorquera ile kilidi açmaya çalıştı. Ama Timsah maçın ilk çeyreğinde kaleye bile yaklaşamadı. Bir süre bekleyen Antalyaspor ise artık yeter diyerek  Bursaspor’un üzerine gelmeye başladı ve bunun karşılığın da hemen aldı. Golün yeneceğini ne zaman hissetsek, Bursasporlu oyuncular bizi yanıltmıyor!

Golün ardından Antalyaspor baskısına devam ederken Bursaspor o silik ve üretken olmayan hali ile sahada ne yaptığını bilmez haldeydi. Şut atmaktan bile aciz bir ekip vardı yine sahada.

İkinci yarıya daha diri ve istekli başlayan Bursasporlu futbolcular rakip kaleye yüklenme gayretine girerken, Erdem’in sağdan topla doğru kat edişi ve sonrasında Sinan Bakış’ın golü ile beraberliği yakalamayı başardı. Kanat değil, santrafor özelliklerine sahip olan Sinan’ın golü umutları biraz artırsa da bu golün yetmeyeceği az çok tahmin ediliyordu. İlk yarıda ikili mücadelelerde yetersiz kalan Kubilay durum 1-1 iken ve maçın sonlarında çok önemli iki fırsattan yararlanamadı ve tıpkı Beşiktaş maçında olduğu gibi maçın sonucuna direk etki etti.

Kubilay’ı kendisini geliştiremediği için tabi ki eleştireceğiz; ama asıl eleştirilmesi gereken Vakıfköy’den yetişti  diye yetersiz olan  veya gelişimini tamamlamamış oyunculara şans verme alışkanlığımızdır. Bu yönde baskı yapılmasıdır.

Futbol yetenek işidir. Yetenek yoksa başarı da olmaz. Vasat veya henüz olmamış oyuncularla zaman lüksü yok bu kulübün.

Farklı baskılar ve camiadaki yanlış yönlendirmeler in de eşliğinde koskoca Bursaspor yönetiminden, sahadaki oyuncularına kadar bir sürü yeteneksizin ve kötü niyetlinin elinde heba oluyor.

 

Geçen hafta Bursa’ya gelen Beşiktaş seyircisinin stat büfesinde yaptığı hırsızlıkları konuştuk. Dileriz cezasız kalmazlar. Ama O hırsızlığın çok daha büyüğü ve zarar vereni aylardır yapılıyor aslında.

Koskoca bir şehrin, yüz binlerin umutları emekleri çalınıyor ve kimse bir şey yapamıyor.

 

Neyse kritik durumdayız burada kesiyorum.

Bursaspor’un küme düşmeme mücadelesindeki bu haftaki rakibi Gençlerbirliği.

Bu işi bu noktaya getirenler, Son hafta Trabzon maçına bırakmadan Gençlerbirliği karşısında bu pisliği temizlemeliler.

Sonrasında da bu camia gerekli temizliği yapacaktır ve kesinlikle yapmalıdır. 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?