Gazetecinin bir mağlubiyet sonrası “Oyuncularınız yorgun muydu ?” sorusuna
Jose Mourinho’nun “Günde 15 saat çalışıp ayda birkaç yüz Euro kazanarak evine dönen baba yorgun olur. Biz değil.”
yanıtı ders niteliğindedir.
Pek çoğu “futbolcu olmasa” asgari ücretli bir iste ancak çalışabilecek vasıftaki futbolcu taifesi kesinlikle ve hiç de hak etmeden bir işçinin 100 yılda ancak kazanacağı parayı bir yılda kazandıkları halde maşallah burunlarından kıl aldırmıyorlar.
Kasımpaşa maçı sonrası yaşananları bahane edip ihaleyi taraftara yıkmaya çalışıyorlar.
Duyanda o maçtan önce sahada destanlar yazıyorlardı zannedecek!
O maçtan sonra yazdım bu tip olaylar dünyanın her yerinde taraftarı güçlü ve sert camialarda yaşanabiliyor.
Gerçi bazı kıt akıllılar bu söylemimizi başka tarafa çekmeye çalıştı; ama neyse dertlerini bildiğimizden fazla üzerinde durmayalım.
Dediğimiz gibi güçlü taraftarı olan camialarda tepkiler de sert olur.
Günümüz futbolcuları seksenlerde, doksanlardaki tepkileri görseler demek ki ülkeyi terk edeceklerdi !
Büyük takımda oynuyorsan, büyük oynayacaksın. Aldıklarının karşılığını vermiyorsan “Hop dur bakalım” diyen birileri çıkar.
Bunu kaldıramıyorsan Başakşehir-Osmanlı gibi takımlarda gidip oynayacaksın.
Futbolcu taifesinin dünyadan gerçekten haberi yok.
Neymiş otobüs olayından sonra psikolojileri bozulmuş!
Futbolcular insanların çalıştıkları işlerde nelerle karşılaştıklarının farkında bile değiller.
İş hayatında ezilmeden genç yaşta futbolcu olup gerçek dünyadan uzaklaştıklarından bazı şeyleri idrak edemiyorlar.
Söyler misiniz…
9-10 saat ayakta fabrikalarda gece vardiyalarında çalışan işçileri,
Akşama kadar sıcakta direksiyon sallayan şoförleri,
Her gün saatlerce kadar kapalı ortamlarda bunalan bin bir sorunla boğuşan memurları,
Yıllarca ağır eğitimden geçtiği ve yoğun şartlarda çalıştığı halde üç beş kuruşa dirsek çürüten mühendisleri, bankacıları, sağlıkçıları, teknoloji çalışanlarını,
Yerin 900 metre altında çalışan madencileri, pislik ve koku içinde ekmek parası kazanan çöpçüleri, deri işçilerini,
Kazancının aslan payını vergiye, kiraya, elemana veren esnafı,
İnşaatlarda kan ter içinde çalışan işçileri,
Namlunun ucundaki askerleri, polisleri,
Her gün kanı kaynayan onlarca çocukla, gençle boğuşan öğretmenleri,
İstihdam sağlayan, pek çok risk alan stres ve birçok insanın sorumluğu ile para kazanmaya çalışan patronları ve onların yöneticilerini,
Tarlada toprakla, hava şartları ile cebelleşen, sonrasında bir dolu yağışı ile ürünleri yok olan çiftçileri,
Üç kuruş harçlıklarını biriktirip deplasmanlarda onları karşılayan, tribünlerde yalnız bırakmayan öğrencileri,
Deplasmanlarda joplanan, karakollara alınan, kafalarına taşlar yağan, bıçaklanan, küfür yiyen, takımı mağlup olunca ( yani yine onlar yüzünden ) alaya alınan taraftarları
Hangi futbolcu anlayabilir ki!?
Anlayamazlar, o yüzden anlatmaya da boşuna uğraşmamalı.
Bu saatten sonra bu garip oyuncu grubuna gerekli puanları alana kadar destek vermek sonrasında da yolları ayırmak için uğraşmak gerekiyor.
