“ŞEFFAF YÖNETİM ANLAYIŞI
Kabul edelim ki, Bursaspor’umuz son dönemde o ya da bu nedenlerle hedefsiz bırakıldı. Camianın yüzü gülmüyor. İtibarımızı yeniden kazanmalıyız ve taraftarımızın yüzünü yeniden güldürmeliyiz. Bursaspor’un derdini kendine dert edenlerin sesi daha gür çıkmalı. Taraftarı yok saymak asla ve asla kabul edilemez. Bursaspor gücünü ve enerjisini taraftarından alan bir kulüp, bu nedenle taraftarın sesine kulak vermek zorundayız. Taraftarımıza gurur duyacakları bir takım izlettirmek, bizleri yeniden heyecanlandıracak bir vizyon için buradayız. Kendimizi değil Bursa’yı mutlu etmeye geliyoruz.
SPORTİF VE EKONOMİK BAŞARI
Sportif açıdan Bursaspor armasını taşıyan her takımımızın hedefi şampiyonluktur. Bu çok açık… U15 içinde bu geçerli, voleybol, basketbol takımlarımız için de, A Takımımız için de. Tabii ki doğru planlamayla… Ekonomik açıdan da hata yapma, başarısız olma şansı kalmamıştır. 3 yıllık bir program yaptık. Borç ve faiz yükünü azaltmamız gerekiyor. Bunu yaparken kimse saha sonuçlarını bir kenara bırakmamızı beklemesin. Hem sportif hem de ekonomik mücadele eş zamanlı sürecek.”
Bunlar Başkan Ali Ay’ın seçim vaatleri.
Bu vaatlere göreve geldikten sonra yenilerini de eklediler.
Bu söylediklerini ya yapamadılar ya da tam tersini yaptılar.
Camiada bu tabloya bakarak kendisinden kongre istiyor.
Çünkü bunları söyleyip ortaya böyle bir tablo sunan başkana karşı ortada güven kalmadı.
Dürüst başkan diye aldığı desteği de kaybetmek üzere; çünkü verdiği sözleri de tutmuyor. Dürüstlüğün baş argümanlarından biri de budur zira.
Kredi konusu zaten malum…
Şampiyonlukla yakalanan başarının değerlendirilememesi ve kulübün marka değerinin düşmesi ile Bursaspor stat başta olmak üzere adını pazarlayamıyor.
Üstüne üstlük bazı kötü niyetli kişiler ile işi bilmeyenler kulübü yönetince sportif başarısızlık geldi.
Kulüp maddi açıdan dar boğaza düştü.
Gelir üretecek projeleri de bir türlü hayata geçiremediler. Geçirseler de en önemlisi olan emlak projesinin geri dönüşü ne zaman olur belli değil.
Bu şartlarda kim olsa kredi seçeneğini kullanırdı. Kullandılar da.
Denize düşüp yılana sarılma durumu yani.
Benim bu şartlarda kredi alınımına itirazım yok. Çünkü gerçekten başka çare yok.
Bizi endişelendiren yukarıda yazdığım şeyleri söyleyen ve hiç birini yapamayan başkan ve ekibinin,
Yine bir şeyler söylüyor ve vaatler veriyor olması.
Bu işi yine kıvıramazlarsa seneye çok daha borçlu ve kredi ödemeleri ile kulübü yeni yönetime teslim ederler. Bu şartlarda kendi verdikleri paraların da borç ödeme listesinin en sonuna yazılacağını iyi bilmeliler yalnız!
Şimdi kendilerine tekrar soruyorum...
Yazının girişinde yer alan seçim vaatlerini mevcut tabloyla karşılaştırıyoruz.
Size insanlar nasıl inansın?
Siz olsanız inanır mıydınız?
İkna edin insanları ikna!
Ama altı boş, dayanaksız “Yapacağız edeceğiz” söylemleri ile değil.
“Nasıl yapacağınızı” anlatarak ikna edin.
Başkan Ali Ay’a şunu da net söyleyebilirim.
İnsanlar kesin olarak değişiklik istiyor.
Mevcut ekip ile ve aynı kafa ile devam etmekte ısrarlıysa ikna etmeye hiç uğraşmasın.
Çünkü azıcık mantığı, aklı olan kimse ikna olmaz.
Çünkü bu kadar başarısız bir ekipten mucize çıkmaz.
