USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bir varmış bir yokmuş 

11-04-2017

Bir varmış bir yokmuş, evvel saman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken, pireler berber iken yeşilliği ile ünlü masal gibi bir diyar varmış.

O güzel diyara başka diyarlardan gelip yerleşenler çok olmuş; ama akıllı idareciler sayesinde o yeşilliği hiç mi hiç bozulmamış

Bu yeşil memleket dağ, deniz, ova, yayla, ada, akarsu, göl, kaplıca gibi doğal güzelliklerin hepsine sahipmiş.

İnsanları da birbirini çok severmiş. İçlerinden birisi bir işte başarılı oldu mu herkes hemen destek olurmuş.

Şehri yönetenler de çok zeki insanlarmış. Ayrıca kimseden icazet almadan o diyar için hep doğru kararlar alırlarmış.

Şehir için en güzel eser ne ise çok hızlı bir şekilde uygularlarmış.

Kendi çocukluk rüyalarını değil, insanların rüyalarını gerçekleştirirlermiş.

Ayrıca “şu tarihe kadar yapacağız” dedikleri her şeyi mutlaka söz verdikleri tarihte yaparlarmış.

 

Bu güzel şehrin güzel insanlarının en büyük tutkuları ise spormuş.

Spor takımlarını yönetenler de zeki, işi bilen, alakasız kişilerden icazet almayan insanlarmış ve sadece hizmet aşkıyla yanıp tutuşurlarmış.

Bulundukları makamı hak eden ve hakkını veren insanlarmış her biri.

Görev yapan her isim kalıcı eserler bırakırmış.

Onlar görevini yaparken o güzel diyarın tanınmış kişileri de o yöneticilere maddi manevi desteklerini esirgemezlermiş.

Kendi menfaatlerine göre veya reklamları olacak zamanlarda değil, gerçekten ihtiyaç olunan zamanlarda ortaya çıkarlarmış

Kendi iş sahalarında yönettikleri kurumları samimiyetle o şehrin kulübüne destek olurmuş.

Bu rahat çalışma ortamındaki spor kulübü yöneticileri de, kendi yönettikleri branş ve alanlarda işinin ehli insanlar olduklarından başarıdan başarıya koşarlarmış.

Zaman zaman fermanlar yayınlayarak çalışmaları ve hedefleri ile ilgili halkı bilgilendirirlermiş.

Bu fermanlarda boş boş sözler etmeyip, neyi nasıl yapacaklarını net bir şekilde anlatırlar halkı ikna ederler ve bu anlattıklarını da başarıyla uygularlarmış.

Hazineleri para doluymuş. İhtiyacı olanlara borç bile verecek haldelermiş.

O kulübün sporcuları da yetenekli, kazandıklarını hak eden kulübün hedeflerine uygun kalite kişilermiş.

Hatta mevkilerinin en yeteneklileriymiş. Her biri dünya çapındaymış bu durum zaten yöneticiler tarafından sık sık vurgulanırmış.

Onların başındaki hocaları da aynı şekilde gerek kariyeri, gerek tecrübesi, gerek vizyonu ile makamını doldururmuş.

Kulübün başarısının temel nedeni ise altyapıymış. Orası da tam bir sistem üzerine kurulu, makine gibi çalışan, gerçekten hak edenlerin öne çıkabildiği kurgudaymış, Vizyoner, çağa yak uydurmuş işinin ehli hocalar tarafından yönetilen bir yapıymış. Çağa uygun yenilikleri uygulamaya çalışan yeni gelen uzman kişilere de herkes köstek olmak yerine destek olurmuş, ayağını kaydırmaya çalışmazlarmış. Torpil falan işlemezmiş. Altyapı oyuncularının ailelerinden rüşvet falan istenmezmiş. O yüzden yıldız olabilecek pek çok isim kulüpten kaçmaz orada kalırmış.

 

İşte böyle.

 

O güzel diyar her alanda ehil insanların elinde, her şeyi ile başarıdan başarıya koşarmış.

Halkı da mutluluktan havalarda uçarmış.

Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine…

 

Masallarla büyüdük deriz ama büyümemize rağmen masallar dinlemeye devam ediyoruz.

Bu seferlik bir 'masal' da ben anlatayım dedim.

Pek inandırıcı gelmedi galiba değil mi?

Sürekli dinlediğimiz masallara benzesin istedim de ondandır.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?