Hep söylenir 'Tabiatın dengesi vardır ' diye. Bu dengenin önemli olduğu ve bozulmaya kalkıldığında sonuçların kötü olabileceği de eklenir. Gece-gündüz, yaz-kış tabiatın dengesi dediğimiz zaman ilk aklımıza gelenler. Dünya üzerinde çöllerin olması gibi buzullarla kaplı kutupların olması gibi. Dünyaya ait her şeyde bir dengenin olduğu şüphesiz. Bu noktada bir istisnadan bahis edilebilir. Dünyada hükümran olan insanoğlu davranış kalıbı olarak dengeden söz edilemez. Yerkürenin kaynaklarını hiç sonu olmayacakmış gibi sürekli tüketen insanın hareket tarzı olumlu kelimelerle tanımlanamaz. Zaten dünya tarihinde yaşanan karanlık dönemler hep insanoğlunun dengesiz davranış kalıbına bağlı oluşmamış mıdır?
Ancak bugün insanoğlunun yakaladığı gelişmişlik seviyesi onu yeryüzünün mutlak hakimi yapmıştır. Bu nedenledir ki tabiatın denge bulma süreçleri daha zorlaşmaktadır.
Her geçen gün insan kaynaklı aşırılıkların nitel ve nicel anlamda arttığı görülmektedir.
Misal mi? Günümüzde toplumumuzda her şeyin durmaksızın daha olumluya gitmesi gerektiği geniş oranda kabul görmektedir. Ev fiyatı, satışlar, gelirler, tüketimler sürekli artacak, bu sayede zenginlik ve refah hedefine her geçen gün daha da yaklaşacağız.
Yani hep yaz iklimini yaşayacağız. Sizce mantıklı mı?
Peki hep yaz mevsimini yaşamak için tüm gücümüzle mücadele etmenin bir anlamı var mıdır?
Eninde sonunda doğanın kanununu devreye girecek ve mevsim değişecektir.
2003 yılında başlayan ve dünya tarihinde örneği olmayan bir iyimserlik süreci içerisindeyiz. Bu sürece öyle bir bağlanmış durumdayız ki hakim dinamiğin devamı için elimizden geleni yapmayı tercih ediyoruz.
Ancak ne yaparsak yapalım, dünyaya hakim olduğumuz düşünsek de doğanın gücü karşısında gücümüzün kifayetsiz kalacağını bilmeliyiz.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
