USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bir fuar hikayesi...

21-02-2017

Değerli Ekohaber okuyucuları, hatırlarsınız sizler ile daha önce de paylaşmıştım. Almanya'nın Düsseldorf şehrinde, her üç yılda bir düzenlenen fuara yaklaşık olarak 21 yıldır ara vermeden katılıyoruz. Elbette yıl boyunca hem yurtiçinde hem de yurtdışında başka fuarlara da katılıyoruz ama bu fuar perakende sektörünün en büyük ve en prestijli fuarı. Euroshop, dünyanın dört bir yanından perakende sektörü ile ilgili iş yapan firmaların katılmış oldukları dev bir fuar organizasyonu. Fuara katılacak firmalar hazırlıklara aylar öncesinden start veriyor. Çalışmalar yer organizasyonu ile başlıyor ve her üç yılda bir gelişmişliğin göstergesi olarak yerinizi büyüterek kiralıyorsunuz ki, dolayısı ile standla birlikte yükünüz de büyüyerek artıyor. Sonra stand çalışmaları başlıyor. Mutlak suretle bir mimarla çalışmalısınız. Hem görkemli olmalı hem de demonte olmalı, çünkü standı önce kuracak sonra da sökeceksiniz. Katalog çalışmaları, gidecek personelin belirlenmesi, uçak bileti, otel rezervasyonu derken hummalı bir tempoyla çalışmaya başlıyorsunuz. Işık sistemine kadar detayların önemli olduğu fuarın en can alıcı yeri ise katılan firmanın üç yıl boyunca Ar-Ge ve inovasyonla geliştirdikleri yeni ürünlerini görücüye çıkartıyor olması. Fuar yurtdışında olunca fuarda görev alacak personelin pasaport ve vize için mesai saatlerinde yapmak zorunda oldukları koşturma da iş kaybı açısından başka bir maliyet. Derken aylar öncesinden fabrikanızda kurulum çalışmaları başlayan standınız yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlar. Rakiplerinizin yanında görücüye çıkacak olmanız ve daha da önemlisi ülkenizi temsil edecek olmanız tarif edilemez bir heyecan ve gurur. Günler hızlı geçer, teşhir nakliyesi için tırlar kapıya dayanmış ve prova için kurulmuş standın demonte işleri başlamıştır. Her bir parça numaralandırılırken bu işe emeği geçen her bir çalışanın içinde biraz endişe, biraz korku ve 'acaba nasıl olacak' diye çok fazla da heyecan vardır… Son ana kadar kontroller bitmez, 'aman yiyecek içecek eksik kalmasın, oralarda bulunmaz' veya 'oralarda çok pahalıdır' hesapları… Sonra Türkiye'den yüklediğiniz tırlarınız Almanya'da standın önüne yanaşır ve kurulum işlemleri başlar. Her şey planlı, planda olmayanlar ise zahmetli ve çok pahalıdır… Fuar deyince her şey var, kırılan mallar, eksik giden mallar, kaldırma-indirme, çöp vs. hepsi maliyet. Ve son düzlükte yani fuarın başlayacağı günden bir gece önce ki, bütün fuarlarda böyledir, her yer bir yerde, ortalıkta koşturan yüzlerce çalışan, hummalı bir çalışma ortamı ve o gece hemen hemen her standdaki ortak söylem 'bu stant yarına asla yetişmeeeez' Derken fuar başlar; gelen dostlar, meslektaşlar, eski dostlar, Almanya'daki eş, dost, akraba. Söz konusu Almanya olunca mutlaka herkesin bir akrabası vardır, fuar değil sanki bayram yeri. Gündüz fuar gece misafirleri ağırlama ve müşterileri el üstünde tutma zamanı, 'amman kimse bozulmasın…'
Bu arada dünyanın her tarafından gelen ziyaretçileri yıllardır katılmanın avantajıyla artık tanıyorsunuzdur ve aradan üç yıl geçmiş olmasına rağmen herkes geçen sene diye bahsederek sohbete başlar. Yani üç yılda bir, bir yaş olur ama gerçekte ömrünüzden üç yıl gitmiştir. Ne acı, ömürden yiyorsunuz ama iple çekiyorsunuz… Ve fuarın son günü, son saati gelir kapıyı çalar. Artık ziyaretçi akını kesilmiş ve fuara katılımcı firmalar baş başa kalmıştır. Başlar şarkılar ve müzikler eşliğindeki kutlamalar, daha sonra kutlamalar yerini aniden bağ bozumuna bırakır. Teknisyenler başlar sökmeye, siz de dayanamazsınız bir köşesinden tutarsınız. İşveren olarak bir yandan alır bir düşünce 'bu kadar masraf ve emek inşallah döner geri' diye.
Fuarlar, iş hayatının futbol dünyası gibidir. Rakiplerinizle birlikte sahaya çıkarsınız, onlar hem rakiptir hem de meslektaştır aslında. Eski dostları görürsünüz, dünyanın her tarafından insanları, geçmişten simalar görürsünüz, eski yılları hatırlarsınız, bir sandviçin bile bütçenizi sarstığı yılları hatırlarsınız. Gelişiminizi daha iyi anlarsınız. Türk sanayicisi bu ülkenin gurur kaynağıdır. Son 50 yılda kat edilen mesafeyi fuarların dili olsa da bir anlatabilse keşke. Bu haftaki yazımdan da anlayacağınız üzere çok yakında fuarda olacağım. Fuar dönüşü izlenimlerimi sizler ile paylaşmak için şimdiden sabırsızlanıyorum, kalın sağlıcakla.
Saygılarımla.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?