USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Hoca Mutlu da şehir mutsuz!

18-02-2017

Bir tarafta transfer döneminde yaptıkları nokta transferlerle küme düşmenin en büyük adaylarından olan takımlarını müthiş bir ekip haline getiren Kayserisporlular, diğer tarafta sezon öncesi olduğu gibi ara transferde de saçmalayan ve başarısız olan Bursaspor Yönetimi.

 

Bu konuya döneceğiz. Biraz sahaya bakalım.

 

Mutlu Topçu  “önde basın” diyerek futbolcularını sahaya sürmüştü. Yeşil beyazlılar maçın başından itibaren ev sahibine pres uygulamaya başladı. İlk 10 dakika bu şok presle zorlanan ev sahibi sonrasında fizik gücü yüksek ve kaliteli ayakları ile Bursaspor kalesine gelmeye başladı. Oyunu da yavaş yavaş hakimiyeti altına aldı.

 

Kayserispor maçın büyük bölümünde adeta şampiyonluk potasına girmiş ve son maçlarını oynayan bir ekip görünümündeydi. Topu alır almaz direk kaleye yöneldiler. Ya şut attılar ya da becerikli ayaklarla organize bir şekilde Bursaspor ceza alanına indiler.

 

Deniz Yılmaz’ın arkadaşlarına ve aslında tüm camiaya yaptığı yanlışın sonucunda Bursaspor saha düzeni anlamında eksildi. Aslında verdiği katkıya göre Deniz’in çıkmasının eksiklik olduğunu düşünmediğimi vurgulayayım. Ama okkalı bir cezayı da hak ettiği bir gerçek.

 

Ev sahibi öyle bir kadroya sahip olmuş ki maç kazanmak için gerekli her şeye sahipler, tüm atraksiyonları yapabiliyorlar.

Şut, çalım, kilit pas, fizik gücü, hız, son vuruş, bireysel yetenekler. Hepsi var.

 

Resmen kıskanarak izledik.

 

Bursaspor’a baktığımızda ise,

 

Geçenlerde yazmıştım farklı bir anlatımla tekrar etmek istiyorum.

Kadrodaki futbolcular, gençliğinde futbol oynamış; ama bırakmış herkesi futbolu bıraktığına pişman ediyor. Onları izledikçe “Bırakmasam bunlardan çok daha iyi oynardım” diyen binlerce insan vardır emin olun. Hangi özellikleri ile futbolcu olmuşlar gerçekten enteresan.

 

2-3 isim dışında futbolun her hangi bir gereğine sahip değiller.

 

Onur Atasayar birkaç klas hareket yaptı. Böyle klas hareketlere o kadar hasret kalmışız ki çölde su bulmuş gibi umutlandık. Bu maçın tek umut veren yönü de Onur’du zaten.

 

Diğer yandan takımın en kreatif adamı Pablo haftalardır görevi olmayan işlere mecburen soyunduğu için asıl yapması gerekenleri yapamaz oldu. O da durunca herkes duruyor.

 

Hamza Hoca’ya defalarca yazdım anlatamadım. Mutlu Topçu belki anlar.

 

Şu duran topları hatta frikikleri Pablo kullanmasın.

Arjantinli’nin duran top kullanımlarında başarı yüzdesi gerçekten çok düşük. Vuruşları hedefe yakın göndermesi değil hedefi bulması, gol veya asiste çevirebilmesi önemli.

Topun atıldığı değil indiği yerde olmalı Pablo.

 

Genele bakacak olursak her haliyle çok yetersiz oyunculardan kurulu bir ekibe sahibiz.

 

Tüm bu olumsuzlukların baş mimarı da tabi ki Başkan Ali Ay ve yönetim ekibi.

 

Kulüple ilgili hiçbir konuda verdikleri sözleri tutamadılar. Sportif anlamda da başarısızlıkları da tuz biber ekti.

Sonuçta burası bir spor kulübü ana mecrada başarı olmadan diğer alanlarda istenen destek gelmez gelmeyecek.

Ne zaman kongre kararı alırlar bilemem; ama bildiğim bir şey varsa kesinlikle yeni sezonda göreve devam etmemeliler.

 

Buna Başkan, yönetim hepsi dahil; çünkü sınıfta kaldılar.  Bu işi bilmediklerini gösterdiler. Dolayısıyla bu camianın artık daha fazla kaybedecek vakti yok.

 

Tüm şehir sayelerinde alabildiğine mutsuz. İnsanlara bunu yapmaya kimsenin hakkı yok.

 

Göreve geldiklerinde kendilerine inanan ve en çok destekleyenler bile bunları söylüyorsa, özeleştiri yapıp gerekeni yapmalılar.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?