USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Şeytanın tarihi

06-12-2016

Buna karşılık terör örgütlerinin, Almanya’da, serbestçe toplantı ve gösteriler yaparak, serbestçe konuşmalar yaptıkları, haber olarak gelmektedir.
Medyada ikinci haber; Almanya’da Hamburg Eyalet Yüksek Mahkemesinin terör örgütü mensubu hakkında kısa süreli hapis cezası verdiği ve ertelediği (terör eylemi saymadığı) davayı izleyen 70 kadar terör örgütü yandaşının bu kararı alkışladığı ve Alman hakimin bu sanığın siyasi yaşamını “saygı ile karşıladığını” yani terörist saymadığı” dile getirilmektedir.
Yargı erginin amacı, hukuk düzeninin korunması ve gerçekleştirilmesidir. Hakimin görevi, önüne gelen olayla ilgili hukuk normunu belirlemektir. Ancak yargı, yürütme erkinin gölgesinde görevini ifa ederek karar verirse, “adaleti sağlama fonksiyonu” zayıflar ve adaletsiz devlet” olur. Yani devlet, giderek insan haklarını tanımaz, insanların onur ve haysiyetlerine uygun olarak davranmasını engeller ve hakkını, hak ettiğini vermez.
Ülkemizde de; zaman zaman hakimlerin buyurucu düzenlemelere aykırı hatalı kararlar verdikleri görülmektedir. Ne var ki; ülkemizde, ne Anayasa Mahkemesi ne de ceza mahkemeleri, Almanya’da üstte belirtilen düzeyde “kasıtlı” olarak Almanya’da faaliyet gösteren teröristler hakkında eş seviyede kararlar vermemişlerdir.
Bu durum, her ortamda eleştirilen ülkemizdeki adalet ve hukuk düzeninin, Almanya ve bu gibi sadece siyasette değil yargıda da çifte standartlarına karşılık, ne denli güvenli olduğunu göstermektedir.
Almanya’da yargı erkinin izlenen fotoğrafı; bu devletin bütün organlarının elleriyle ve dilleriyle Türkiye’ye karşı kötülük etmede sınır tanımadıklarını göstermektedir.
Hatırlanacağı üzere; Adolf Hitler’in Almanya’sı 1 Eylül 1939’da Polonya’yı işgal ederek İkinci Dünya Savaşını başlattı. Almanya tüm Avrupa’ya egemen oldu. 22 Haziran 1941 de SSCB’ne saldırdı. Moskova önlerinde uğradığı yenilgiyi, diğer zincirleme yenilgiler izledi. Yenilgilerden yıpranan Hitler, artık bir akıl hastasından başka bir şey değildir. 30 Nisan 1945 de kendi tabancasıyla intihar eder ve cesedi yakılır.
Hazlarına tutsak olmuş uluslar, ancak ve ancak kendilerini yakarlar. İkinci Dünya Savaşında yaşadıklarını özlemiş olsalar ki, başlarına geleceği bilinen karanlık günlere adeta yaldızlı davetiye çıkarmaktadırlar.
“Hayali amaçlarının aracı durumuna düşenBaşlarındaki taçlıların, hırslı politikacıların
Feci sonlarıyla dolu şeytanın tarihinde İstilacı orduların, istilacı ulusların bataklığı”.Yürekten esenlikler ve en içten saygılarımızla,

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?