Türkiye de her zaman kredi derecelendirme kuruluşları eleştirilir. Genelde bu kuruluşların kitlelerin dolandırılması için büyük sermaye gruplarının kullandığı birer maşa olduğundan dem vurulur. Bazen de emperyalist güçlerin devletleri yıkmak için başvurduğu tetikçi oldukları iddia edilir.
Peki kimdir bu derecelendirme kuruluşları? Moodys 1909 yılında kurulmuş bir şirket. O günden beri varlık değerlerini takip ederek ona bu iş için ödeme yapan kurumlara rapor veriyor. Gelinen noktada yılda yaklaşık 3,5 milyar dolar gelir elde eden, 120 ülkede faaliyette bulunan ve 10,800 çalışanı olan dev bir kuruluş. Moodys 100 000 ticari kurum ve enstrümanla ilgili raporlama yapmakta olduğu açıklanmış geçtiğimiz günlerde. Standard and Poor s 1860 yılında kurulmuş. Dünya sermaye toplamının yüzde 99unu takip ediyor. Yılda 135 milyar veriden yararlanarak analizlerini yapıyor. Diğer bir derecelendirme şirketi Fitch de benzer yapıda büyük bir kurumsal şirket. Derecelendirme kuruluşları gelirlerini hizmet verdikleri kurumlardan sağlamakta. Onlara doğru bilgi vermek durumundalar yoksa ayakta kalamazlar. Ancak bu kurumlar da sonuçta insanla yönetiliyor. Piyasa iyiyken iyi, kötüyken kötü tespitinde bulunuyorlar. Geleceği yönelik tahmin yapan şirketler değiller sonuçta. Mesela Mortgage Krizi nin hemen öncesinde ilgili tahvilleri görünümü destekledirler, sonrasında çöküş geldi. Küresel piyasaların dip yaptığı dönemde de çok kötümser raporlar yayınlamışlardı. Bu şirketler genelde oluşan trendi takip ederler.
Trend boyunca çalışmalarıyla ilgili bir problem yaşamazlar, hatta açıklamaları trendin güçlenmesi için bir neden yaratır. Ama raporları trend dönüşlerinde ters indikatör olarak çalışır. Sonrasında trende geç katılırlar. Derecelendirme kuruluşları ciddi kurumlardır ancak değerlendirmeleri gelecek için önemli ipuçları içermez.
