USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Marka olmak...

21-06-2016

Brand Finance Türkiye; marka değerlendirmesinin dokuzuncusunu gerçekleştirmiş.
Piyasa araştırması neticesinde gerçekleştirilen değerlerin toplamında ise ilk yüze girenlerin; yüzde 32 sini bankalar, yüzde 13lük kısmını iletişim sektörü, yüzde 9nu havayolu taşımacılığı, yüzde 4lük kısmını ise perakende sektörü almış.
İlk yüz arasında Galatasaray 38, Fenerbahçe 48,Beşiktaş 59,Trabzonsopr ise 95 sırada yer almışlar.
İlk yirmi sırada yine geçen hafta konu edindiğim, Türkiyenin ilk 500 ünde yer alan firmalar baş rolde yer almışlar.
İlk yirmiye giren markalar arasında ise sırası ile Türk Hava Yolları, Türktelekom, Arçelik, Akbank ve Garanti Bankası başı çekenler arasında.
Dikkatimi çeken ise üreten yani reel sektör olarak ilk yüzde çok fazla firma yok.
Birde bunlar global anlamda nerelerde, onlara bakmak lazım; Türkiyenin üreten ve marka değerini dünyaya tanıtan markalara şiddetle ihtiyaç var olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Bir de şunu belirtmek istiyorum, marka ve bilinirlilik konusu çok derin bir konu, yani bir futbol takımının marka olması ile ticari bir şirketin marka olmaları farklı şeyler olsa bile tanınmış bir markayı her alanda kullanıp ticarete çevirebilirsiniz.
Örnek olarak marka olduktan sonra kendi fikriniz olsun olmasın, kendi ürününüz olsun olmasın, yeter ki fikri mülkiyet haklarını satın alınız; ürünü istediğiniz her hangi bir yere fason olarak yaptırıp bütün dünyaya satabilirsiniz.
Bu örneği günlük hayatımızda her gün yaşıyoruz; aynı marka bir ayakkabı veya tişört üretildiği ülkeye bakmıyoruz sadece markaya bakıyoruz.
Çünkü marka tüketici için çok büyük bir güven.
Ama lütfen yanlış anlaşılmasın benim marka konusunda fikir yürütme gibi bir durumum söz konusu olamaz sadece meseleye bakış açımı bir tespit olarak ortaya koymaya çalıştım.
Belirttiğim gibi günlük hayatımızda marka ile ilgili hepimizin karşılaştığı durumu örneklendirdim.
Ama bildiğim bir şey var, ülkemizin dünya çapında markalara şiddetle ihtiyacı var.
Ülke sınırlarını aşmış markalar temsil ettiği ülkelerin onurlarıdır, millî gururlarıdır, millî buluşlarıdır.
Dünya çapında kalitenin bile sembolü yerine geçen bir markamızın olmasını kim istemez…!
Böyle bir ülke vatandaşlarına hangi ülke vize uygular…!
Dünyada halen daha insanlık yararına keşfedilmemiş onlarca alan vardır, neden Türkiyemize marka olarak bir tanesi nasip olmasın…!
Son sözüm…
Marka olmak ve markalaşmak bir memleket meselesidir.
Bunun çaresi ise zor değildir; eğitim, bilim ve rahmetli iş adamı Sakıp Sabancının deyimi ile…
Çalışmak…çalışmak…çalışmaktır…
Saygılarımla.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?