USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Taner ve İnci Altınmakas Huzurevi

14-06-2016

Bu güzel tesisin özelliklerini ve oluşumunu, içinde bulunduğumuz Ramazan ayı nedeniyle, kalbinde hayır yapmak isteyecek olan hayırseverlere örnek olur umuduyla, sizlerle paylaşacağım.
Bu huzurevi, Nilüfer Belediyesince tahsis edilmiş bir arsa üzerine, kentimizin önde gelen firmalarından birinin sahipleri, Murat ve Sinan Altınmakas kardeşler tarafından, merhum babaları Taner Altınmakas ve saygı değer anneleri İnci Altınmakas adına yapıldı. Ülkemizde yaşam koşullarının iyileşmesi paralelinde, ortama yaşam süresinin ve dolayısıyla yaşlı nüfusun arttığını göz önünde tuttuğumuzda, gerçekten çok değerli ve anlamlı bir hayır hizmeti yapıldığını görüyoruz.
Açılış günü oradaydım, aile adına konuşan Murat Altınmakas, uzun yıllardır hayalini kurdukları projeyi gerçekleştiriyor olmanın gururunu ve heyecanını yaşadıklarını, Türkiyede huzurevlerine olan ihtiyacın her geçen gün arttığını ve artmaya devam edeceğini fark etmelerinin bu projenin başlangıç noktası olduğunu, söyledi.
Bir anlamda projenin sahibi
olan ve sistemin bundan sonraki aşamalarının işletilmesinden sorumlu olacak Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de yaptığı konuşmada, Nilüfer ilçesinde, kaliteli yaşam sloganıyla, başlattıkları huzurevi projelerine önem verdiklerini, toplum yararına attıkları bu adımın devam edeceğini, vurguladı.
Bu konuşmaları dinlerken, dönemimde inşaatını rahmetli Mustafa Dörtçelikin yaptığı, 110 odalı huzurevinin hizmete sokuluş süreci gözlerimin önünde canlandı. Eşim ve rahmetli Semih Hısımcıl hayırsever iş adamlarımızı tek tek dolaşarak, odaların adeta 5yıldızlı otel özellikleriyle donanımında, katkılarını sağlamış ve o büyük tesisi, içinde her türlü yaşam bölümleriyle hizmete sokmuştuk. O süreç içinde, özellikle eşimin hassasiyetle üzerinde durduğu konu, huzurevi oluşumunun sadece bir bina inşa etmek olmadığı, içindeki yaşamın da çok yönlü canlı tutulması, gereği idi. Evet, huzurevi sadece binalardan ibaret değildi, içinde yaşamın her yönüyle akıp gideceği, mekanlar bütünüydü.
Ben bu gözle baktım yeni huzurevimize, evet içinde 58 adet tek kişilik, 20 adet çift kişilik, 4 adet de ailenin kalacağı 82 oda vardı. Ama bunların yanında mutfak, yemek salonu, hobi odaları, yaz ve kış bahçeleri, mescit, doktor ve revir odaları, sığınak yer alıyordu. Bunlar fiziksel hacimler, ama kanımca bu hacimlerin içinde oluşacak yaşamı canlı tutmak, tesisi inşa etmek kadar önemli olmalıydı.
İşte bu gözle baktığımızda, huzurevi, imkanları kısıtlı yaşlı insanların sadece barındığı, karnını doyurduğu mekanlar olmamalıydı, içinde günlük yaşamlarını bir akış içinde sürdürdükleri, hatta ürettikleri, eğlendikleri canlı ortamlara sahip olmalıydılar.
Altınmakas ailesinin inşa edip Nilüfer Belediyesine işletilmek üzere teslim ettiği bu güzel tesisin içinde bu anlamda bir yaşam akışının oluşumu, en az tesis kadar önem taşımaktadır.
Bu anlamda çok güzel ve örnek bir huzurevini Danimarkada gezmiştik eşimle. Huzurevinde sürekli kalanlar dışında, sadece gündüzleri gelip, çalışarak akşamları evlerine dönenler vardı. Örneğin mutfakta yemek pişiriyorlar, müzik bölümü, resim atölyesi, dikiş bölümü vb. etkinlik alanlarında, içerde yaşayanlarla beraber günlerini geçiriyorlardı. Onların, huzurevinde yatmasalar bile, bu etkinliklere katılmaları, yaşamlarını huzur içinde canlı tutmalarını sağlıyordu.
Bu örnekten esinlenerek, bizim huzurevinde de bazı hizmetlere içinde yaşayanları ortak etmiştik, mutfakta yemek pişirenler, atölyede dikiş dikenler, resim yapanlar, hatta temizlik hizmetlerine yardım edenler, vb. gibi…
Huzurevi projelerini gündemlerine alan ve yenilikçi adımlar atmak isteyen Sayın Mustafa Bozbey ve ekibine, huzurevi içindeki yaşamı, çeşitli etkinliklerin ve üretimin içine çekmelerini öneririm. Böylece orada kalacak yaşlılarımıza, yaşamdan kopmamalarını sağlayarak, gerçekten huzurlu ve aktif bir yaşama devam etme ortamı oluşturmalarını öneririm.
Bu vesile ile, böylesine güzel bir huzurevini kentimize kazandırma kapılarını açan Nilüfer Belediyesine ve kazandıran Altınmakas ailesine bir Bursalı olarak teşekkürlerimi sunarım.
Ve hayırsever Bursalılara da, bu güzel oluşumu örnek alarak, yeni huzurevlerinin önünü açmaları dileklerimle…...

EKOHABER

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?