USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bizim hikayemiz

16-05-2016

Bazı şampiyonluklar sadece tarihe, bazıları ise hem tarihe, hem gönüllere hem de hafızalara yazılır.

İşte Bursaspor’un şampiyonluğu da tıpkı öyleydi.

Çünkü bu şampiyonluğun yarım asırlık dik duruş ve mücadele ile dolu bir hikayesi vardı.

Üç İstanbul Kulübüne teslim olmuş Türk futbolu, Bursaspor’un ki gibi fedakarca, formaya bulaşan terle, ruhla, gönülle elde edilen, paraya pula dayalı olmayan en önemlisi de herkesin içine sinen bir başarıya şahit olmamıştı.

Öylesine temiz bir şampiyonluktu ki, başka takımların taraftarlarınca bile sokaklara dökülerek kutlanıyordu. Bunun da 

dünya da örneği de yoktu.

Çünkü yıllarca süren bir hikayesi vardı.

Bu, İstanbul’un paralı, parlak medyaca şişirilmiş ekran yıldızlarına değil, mahallesinin güzel kızına aşık olanların hikayesiydi…

Sabrın, adı aşk olan eziyetin hikayesi…

Şampiyonluk mücadelesi verdiği rakiplerinin masa başı oyunlarına karşı, “Neye mal olursa olsun, biz duruşumuzu bozmayacağız” diyebilen bir komutan ve O’nun onurlu futbolcularının hikayesi.

Deplasmanda üzerlerine yağan taşlara, şişelere karşı, o şişeye tekmeyi basıp onları atanlara doğru atılan o sert ve kararlı bakışların hikayesi…

Yıllar boyu sayılmayan gollerine, haksızca gösterilen kartlara, futbolun üç takım taraflı tüm unsurlarına karşı verilen mücadeleden şampiyonluk ve centilmenlik tacını da takıp çıkabilenlerin hikayesi…

Tuttukları takıma dudak bükenlere inat sevdalarının peşinde inadına koşanların hikayesi…

Renklerine, kulüplerine olan sevgilerini, anne sevgisi ile bir tutanların hikayesi…

Takımı küme düşmeme mücadelesi verirken veya farklı mağlupken bile “Canım feda olsun sana” diye statları inletebilenlerin hikayesi…

Şehrinin kulübü yerine İstanbul semt takımlarının peşine takılanlara  “Kupalara tapsaydık Bursasporlu olmazdık” diye tokat gibi cevap veren insanların hikayesi…

Yarım asırda ancak yaklaşabildiği şampiyonluk öncesi “ Öyle mutluyduk ki bu sene şampiyonluğun canı cehenneme” diye pankart açacak kadar gönülden bir taraftarın hikayesi…

Şampiyonluğu, şampiyonluk göremeden yitirilen yüreklere armağan eden vefalı insanların hikayesi…

Şampiyonluklara kupalara değil, şehrine, şehrinin renklerine aşık vefalı yüreklerin hikayesi,

Şampiyon takımları tutan değil, tutuğu kulübü şampiyon yapanların hikayesi…

Bu, bir şehrin, bir düzene karşı verdiği mücadelenin hikayesi…

Yıllardır bir İstanbul masalı ile uyutulan Anadolu’nun bir Bursa destanı ile uyanışının hikayesi, yani

 

Bizim hikayemizdi…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?