Hoca ile ilgili camiada yıllardır edindiğimiz tecrübelere dayanarak tespit ve öngörülerimiz oldu.
Yönetim ise farklı düşündü devam dedi.
Burada Hoca gösterdiği maddi fedakârlık için de ayrıca takdiri hak ediyor.
Bundan sonra işin zoru yine Hamza Hoca da. Camianın kendisi ile ilgili rahatsızlıkları var. Bunlardan vazgeçerse yeni sezonda daha rahat bir ortamda çalışır.
Yok aynen devam ederse kötü sonuçlarla birlikte ilk hedef kendisi olur.
Bu söylediğimiz tahmin değil. Bu tarz örnekleri yıllarca yaşadık.
Nedir bu rahatsızlık veren konular tekrar kendisine hatırlatalım.
-Bursaspor taraftarı hücum futbolu istiyor. Korkak, çekingen futbol oynatan bir hocayı saha kenarında asla görmek istemiyor. Geçen yılki Bursaspor gibi diyelim daha net anlaşılır.
-Bursaspor sıradan bir Anadolu kulübü değil. Bursaspor taraftarının üç İstanbul takımına bakışı, O üç kulübün birbirine bakışı ile aynı sertlikte. Tabir-i caizse üçünden de pek haz etmezler.
İşte hoca bunu artık idrak etmeli ve buradan önce görev yaptığı kulüp ile ilgili söylemlerine son vermeli. Zira işler kötü gittiğinde ilk akla o söylemler geliyor. Kendisini gönderen değil, kucak açan kulübe tam anlamıyla aidiyet hissetmeli.
-Türkiye’nin en iyi alt yapısına sahipken, oradan çıkan ürünleri daha çok görmek, şans vermek gerekiyor. Oyuncu oynatmadan kazanılmaz. Bu kulübün içinde bulunduğu şartlar içinde zorunlu bir durum.
-Transfer de artık hataya yer yok. Doğru bir kadro planlaması isteniyor. Oyuncuları sahada kendi mevkisi olmayan yerlerde bocalarken görmek istenmiyor.
Bunlar dışında da futbolun doğasında olan bazı hataları oluyor; ama onlar tamamen hocalık düzeyi ile alakalı. Dolayısıyla tecrübe ile düzelebilecek şeyler. Ama yukarıda saydığım ana başlıklara dikkat ederse, taraftarın bir bölümünde kaybettiği güveni tekrar kazanabilir.
Bu sayede de arkasında gittikçe artan bir destek bulacaktır
Zira bu şehirde güven kazanmış bir teknik direktör , bir teknik direktörden çok ötedir.
