USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Made in sanayi 4.0 ve KOBİler

23-02-2016


Bu haftaki yazıma öncelikle başkentimiz Ankarada meydana gelen ve ülkemizin bütünlüğünü doğrudan hedef alan hain terör saldırısını kınayarak ve yapanları lanetleyerek başlamak istiyorum.
Ankarada şehit olan vatandaşlarımıza üzülerek, kahrolarak bütün kalbimle başsağlığı diliyorum ve onların ailelerine yakınlarına Allahtan sabır dileyerek, üzgün bir şekilde yazıma başlamak istiyorum.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, sanayi 4.0 adlandırılan yeni sanayi devrim sürecin radikal değişiklikler doğuracağını belirterek, “diğer sanayi devrimlerini pas geçtik bunu da pas geçme lüksümüz kalmadı” diyor.
Bütün kalbimle bu sözlerin altına imza atıyorum ama, bu süreci yakından takip edebilmek için köklü sanayi politikalarımızın ve projelerimizin olması gerekliliğine de inanıyorum.
Birkaç gün önce, sanayici arkadaşlarımızla bir araya gelerek iş dünyasındaki yenilikleri ve ülkemizin özellikle de şehrimizin yenilikler açısından nerede olduğunu uzun uzun tartıştık.
Tekstilci bir arkadaşımız sanayi 4.0 anlatırken şöyle bir şey söyledi: Hani bir tabir var “Midyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım misali” Türkiyenin elindeki potansiyeli iyi değerlendirmesi gerekliliğinin ve mevcut sahip olduğu pazarı elinden kaçırmaması gerekliliğinin altını özellikle çizdi. Bu değerli sanayici arkadaşımız “Özellikle tekstilde nitelikli tekstil üretelim üretelim derken, hiçbir şey yapamadık ve pazarı olduğu gibi Çine kaptırdık, bize fasoncu olmayalım yapmayın dediler ama şimdi fasona da muhtaç duruma geldik.”
Özellikle sanayi 4.0 es veya pes geçmek istemiyorsak bana göre ülkemiz özellikle eğitim sistemini gözden geçirmeli diye düşünüyorum. Futbolcu ve sporcu çıkaramadığımız bu eğitim sistemimizden sanayi 4.0a bilim adamı nasıl çıkartacağız diye düşünmemiz lazım.
Özellikle de KOBİ yapısında olan işletmelerin, Ar-Ge ve inovasyon gibi olguları takip etme olanakları yeniden gözden geçirilmelidir.
Ülkemizde KOBİ yapısındaki işletmeler Ar-Ge biriminden önce para kazanmayı ve ayakları üzerinde durmayı hedeflemektedir. Bilim ve teknolojiyi ancak satın almayı düşünürler ve hedeflerler. Hükümetimiz ve Bilim Sanayi Bakanlığı bu gerçekler doğrultusunda hedefine kilitlenmeli ve ülkemizdeki gerçekleri göz ardı etmemeli.
Yani mevcut sanayi alanları ve binbir zorlukla edindikleri pazarları, müşterileri ve yapıları küçük görülmemeli, yapmış oldukları ihracatların sadece parasal boyutu dikkate alınmamalı, onlar önemsenmeli ve korunmalı.
Ar -Ge, inovasyon, misyon, vizyon bunlar çok güzel hedefler ama KOBİler işin neresinde ,çok iyi bir şekilde analiz edilmeli ve yeni hedefler gerçeklere göre belirlenmelidir.
Ebette ki yenilenmeden ve çağa ayak uydurmadan, olduğumuz yerde sayarız ama, mevcut gerçekleri de göz ardı etmemeliyiz.
Saygılarımla...

EKOHABER

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?