USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Çarşı

17-03-2016

Bursa’nın fethinden sonra Orhan Gazi, külliyesini Hisar'dan oldukça uzak bir yerde yapmıştı. Bursa’nın o tarihte en önemli Çarşısı olan Emir Hanı da bu külliye içinde yapılmıştır. Orhan Camii ile Hisar arasında, Orhan Bey tarafından yaptırılan bu Emir Hanı, Bursa’nın ilk bedestenidir. Bedesten, Bezzazistan'dan galattır. Bedesten, ilk yapıldığı yıllarda dokuma ürünleri satıldığı için bu adı almıştır. Evliya Çelebi’ye göre bu çarşının her köşesinde mutlaka bir çeşme varmış. Ayrıca bugünkü yeni Kapalıçarşı'nın uzantısı olan; Saraçhane Çarşısı varmış ki, bu çarşıda her türden esnaf varmış. Uzunçarşı'da Pirinç Hanı yanında ise Kebabçılar Çarşısı varmış. Evliya Çelebi, Bursa'da yiyecek, içecek esnafının tümünün Müslüman olduğunu yazar. Bursa'da bir de Bakkallar Çarşı varmış. Burada bulunan Hoşafçılar’ın, sadece Bursa'da bulunduğunu yazan Evliya Çelebi, İpek Çarşısı’nın da güzel olduğunu yazar. Bu çarşının 22’si kuzeyde, 22’si güneyde olma üzere 44 dükkânı vardı. Ayrıca batısında 14, doğusunda da 14 olmak üzere toplam 72 dükkânı bulunmaktaydı. Bursa’nın en önemli geliri olan ipeğin alım satımı, İpek Hanı'nda yapılmaktaydı. Kazzazlar denilen ipekçiler esnafı bu handa çalışır ve ürünlerini satardı. Ulucami ile Pirinç Hanı arasında bulunan ve İpek Hanı olarak da anılan çarşıya Büyük Kazzazhane denilirdi. Daha sonraki gelişmeler ışığında bu çarşı da bugünkü Koza Hanı'na taşınmıştır. Bu nedenle Koza Hanı'na yeni, İpek Hanı’na Eski Kazzazhane denilmiştir. Çarşıda, İpek Mizanı gelirleri toplanırdı. 1485 yılında 1.800.000 akça gelir getiren çarşı, 1495 yılında 2.600.000 akçaya yükselmiş, 1508 yılında ise gelir  tekrar 1.816.000 akçaya düşmüştür. Bursa’nın en önemli zenginliğini barındıran Uzunçarşı, hisar dışında olduğu için yeterli olarak güvenli değildi. Gerçi, çarşılar ile hanlar aynı idi ve geceleri kapıları kapanıp bekçiler koruma görevinde bulunurlardı. Ancak özellikle Celali Kalkışması ve Kalender isyanları sırasında bu çarşılar yağma edildi. İşte bu dönemde çarşıların çevresine bir kale yapılmıştır. Bu kaleye Aşağı Kale denilmekteydi. Bugün bu kaleden hiçbir kalıntı bulunmamasına karşın bölgede halen adını sürdüren Demirkapı ve Taşkapı gibi adlar bu kale ile ilgili olmalıdır. Kale, sözkonusu tehlikeleri geçmesi ile ortadan kalkmıştır. Bu nedenle belgelerde hakkında çok az bilgi bulunmaktadır. Bursa’nın yakın çevresinden, satılmak için getirilen tahıllar, Galle Pazarı olarak anılan çarşıda satılırdı. Bu pazara getirilen ürünlerden vergi alındığı için, bu çarşının dışında tahıl satışı yapılamazdı. Galle, tahıl demektir. Bu nedenle Galle Pazarı'na Tahıl Pazarı da denmekteydi. Bu çarşı, Umur Bey tarafından yapılmış olup, Tuz Hanı civarında bulunuyordu. Çarşı gelişince, tahıl getiren araçların pazara girememesi nedeniyle Karakadi camisinin karşısında, Kanuni döneminde, Semiz Ali Paşa tarafından yeni bir Tahıl Hanı yapılmıştır. Bu çarşıdan toplanacak vergi geliri de, üç yıllığına kiraya(mukattaaya) verilirdi. Bursa Galle mukattaasından elde edilen gelir, 1498-1573 yılları arasında, 63 bin akçadan düzenli bir yükseliş ile 230 bin akçaya yükselmiştir. Bursa'da Uzunçarşı, Kapalıçarşı’nın dışında; Yenitahıl Pazarı, Bitpazarı, Atpazarı, Sedbaşı ve Kayan Çarşıları vardı. Ayrıca, Eskikaplıca yakınlarında birkaç han bulunmaktadır. Kayıtlarda Kaplıca bölgesinde bulunan bir de Çarşı Mahallesi vardı. Sanırım Çarşı, bu hanlarda kurulmaktaydı. Bursa'ya gelen meyvelerin satıldığı yer ise Kapan Çarşısı'dır. Bu çarşıda yaş meyve ve sebze satışı yapılırdı. Ulucami'nin batısında bulunan bu çarşı da kent merkezinde kalınca, Bitpazarı yanındaki hana taşınmıştır. Burada satılan meyveden da vergi alınırdı. Bu çarşı da kiraya(iltizama) verilmiştir. 1485 yılında 266.667 akça gelir getiren çarşının geliri, 1512 yılında 40 bin akçaya düşmüş, 1574 yılında ise tekrar 200 bin akçelerin üzerine çıkmıştır.

Raif Kaplanoğlu