USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Şair Ahmed Paşa

Bursalı divan şairi. Bursa’nın yetiştirdiği en ünlü şairlerdendir.

25-08-2015

Sultan Murad’ın kazaskeri Veliyüddin Efendi’nin oğludur. Paşa’nın fikir ve anlayışında kılı kırk yararcasına titiz olduğu için Sipahi Müftüsü lakabı verilmiştir. Sehi Bey her ne kadar şairin Edirne’de doğduğunu yazıyorsa da diğer tüm tezkirelerde Bursa’da doğduğu yazılmaktadır. Bursa Ahmet Paşa olarak da anılır. Müderrislik, kadılık, kazaskerlik yapan Paşa, Fatih Sultan Mehmed’e de hocalık yapmıştır. Fatih’in hocalığı sırasında, Sultan’ın mahreminde bulunan bir oğlana tutulduğu söylentileri üzerine Sultan tarafından Bursa’ya sürmüştür. İşte bu sırada ünlü kerem ölçülü kasidesini yazan Paşa, daha sonra af edilerek Bursa’da görev verilmiştir. Paşa belki de bu olay nedeniyle yaşamında hiç evlenmemiştir. Paşa’nın af edilmesine yine yazdığı bir şiiri neden olmuştur. Daha sonra Sultanönü Sancakbeyliği ile, Tire ve Ankara Sancakbeyliği görevlerini sürdüren Paşa, Bayezıd döneminde Bursa Valisi olmuştur. 902/1486 yılında Bursa’da yaşamını yitirmiştir. Bazı kaynaklarda 912/1496 olarak gösterilmiştir. Bursa Muradiye’de, kendi yaptırdığı Medresesi’nin yanındaki türbede gümülüdür. Bursa’da XV. yüzyıldan bu yana Ahmedpaşa Mahallesi vardır.

Türk şiirinin kurucuları arasında sayılan Bursalı Ahmed Paşa’nın şiirleri temiz ve akıcıdır. Kasidelerindeki güzellikten dolayı; Şiir Sultanı unvanıyla anılır. İyi Farsça bildiği için, İran şiirinin güzelliklerini Türkçe’ye aktardığı söylenir. Şiirlerinin toplandığı Divan’ı ile, Leyla ile Mecnun adlı yazma kitapları vardır. Mesnevisi ise bugün kayıptır. Divan’ı, (Bursa YABEK G.4289) A.N. Tarlan tarafından 1966 yılında yayınlanmıştır. Şairin bestelenmiş bazı şiirleri şunlardır; “Ey fitnesi çok kavli yalan, yandım elinden” “ Gül yüzünde göreli zülf-i semen say gönül” Şairin şiirlerinden seçtiğimiz birkaç ikiliği şöyledir:

“Ah kim yar işitmez ahumuzu

 Göğe çıkardık ah-u vahumuzu

 Tacı ser kıldık ayağı tozunu

 Terk edeben ser-ü külahımızı”

(SEHİ, s. 54-56;  LATİFİ, 105-109; AfiIK ÇELEBİ, s. 43; ESLAF, s. 68-74; MECDİ, s. 217-220; BEYANİ, s. 10; KÜNHÜ’L-AHBAR, s. 63; YADİGAR-I ŞEMSİ, C.1, s. 80; ERGUN, Türk Şairleri, s. 400; ZÜBDETÜ’L-VEKAİ, s. 249; GÜLZAR-I İRFAN, s. 151; KÜTÜK I. s. 80; AHDİ, s. 10; FAİZİ, ? ; A. Alpaslan, Ahmet Paşa, Ank. 1987; GÜLDESTE, s. 446-449;  BURSALI TAHİR II, s. 13; SİCİLİ OSMANİ I, s. 99;  HASAN ÇELEBİ I, s. 134-139; NÜZHET(1931) I, s. 137,179-188; T. Karabey, Ahmed Paşa, Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri ve Bazı fiiirlerin Açıklaması, Erzm. Atatürk Ünv. Fen Ed. Fak. 1994; BALDIRZADE, 21; KOYUNLUOĞLU, s. 197; M. Kara, Vefatının 500. Yıldönümünde Bursalı Ahmet Paşa, Furkan Günlüğü, 1996, S. 2, s. 30-36; H. Tolasa, Ahmet Paşa’nın Şiir Dünyası, Ank. 1973; A.N. Tarlan, Ahmet Paşa Divanı, İst. 1966; T. Olgun, Veliyüddin Oğlu Ahmet Paşa Divanı(düzyazı olarak) ; VEFEYAT-I SELATİN, s. 112)

Raif Kaplanoğlu