USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bursa'da tiyatro

Tiyatro, toplumsal ve kültürel yaşamın en önemli kurumlarından biridir. Abdülhamit’in baskı döneminde, her toplumsal tavır tedirginlikle karşılandığı için tiyatrolar da büyük darbe yemişti.

25-02-2016

11 Ancak Bursa bu konuda son derece şanslı bir kentti. İstanbul’daki tiyatrolar dağıtılıp işsiz kalırken, Meşrutiyetin en baskıcı döneminde, Ahmet Vefik Paşa’nın valiliği döneminde Bursa Tiyatro'su altın dönemini yaşamıştı.

1870’li yıllardan itibaren İstanbul’da kurulmuş olan önemli tiyatro grupları Bursa’da temsiller vermekteydi. O tarihte en önemli Türk tiyatrocuları olan Ahmet Fehim (1857-1930) ile Thomas Fasulyacıyan, tam bu yıllarda Bursa’da yetişmişti. Bunlara, Türk Tuluat Tiyatrosu’nun en önde gelen isimlerinden Küçük İsmail’i de katabiliriz. Türk tiyatrosunu kuran bu değerli isimler, 1879-1882 yıllarında, bilimsel ve artistik denetlenmesi altında çalışan Bursa Tiyatrosunda yetişmişti. Vefik Paşa bu sanatçıları desteklemiş, onlara cesaret, kaynak hatta yaptığı çevirilerle yeni oyunlar kazandırmıştı. Vefik Paşa, bir taraftan tiyatroyu geliştirirken, diğer yandan da yeni açtığı Guraba/Garipler Hastanesi’nin yapı-mı için de kaynak sağlıyordu.

Ahmet Fehim Efendi anılarında Bursa Tiyatrosu’nun kuruluşunu şöyle anlatmaktadır: “Fasulyacıyan, Hiranuş, Koharik Şirinyan gibi sanatçılarla Bursa’da, 1879 yılında önce Melekzat adlı bahçede temsiller vermekteydik. Sonra Vefik Paşa bizi makamına davet edip, sanatçıların kira vermeden oynayacağı bir tiyatro yapacağını söyledi. Ancak yılda iki oyunu, yaptırdığı hastane gelirine verilmesini şart koydu. Bursa’da, Postane’nin karşısındaki kahvehanenin bahçesine, otuz altı localı, güzel, zarif bir tiyatro binası yaptırdı. Kentteki konsoloslar, büyük memurlar ve tüm eşrâf tiyatromuza gelmeye başladı. Az zamanda tiyatromuz, İstanbul’da bile görülmeyen bir düzen ve sanat içinde sergleniyordu. Tiyatromuz, yılda dokuz ay açıktı. Tiyatronun maddi durumunu Paşa sağlamaktaydı. Artistlerin maaşı ödenmez-se, yahut masraflara para yetişmezse farkını Paşa ödetirdi. Vefik Paşa, Bursa Valiliğinden alındıktan sonra bize oyun oynatmadıkları gibi, bizi bir yere de salmıyorlardı. Tiyatro binası sonradan Sanayi Mektebi oldu. Bu bina Yunan işgali sırasında yan-mıştır”.

Bursa Tiyatrosu’nda başta Fasulyacıyan olmak üzere Triyans, Tospatiyan, Binemeciyan, Canikyan, kadınlardan Madem Fasulyacıyan, Hiranuş, Şirinyan, Virginya, Zagakiyan, Viktorya ve Sofi vardı. Özellikle Hiranuş, genç ve güzel bir kadındı. Çok iyi giyinen bir sanatçıydı. Bursa’da her giydiği hemen ünlenir, moda olurdu. Hatta Bursa’daki tuhafiyeciler, Hiranuş kolonyası, Hiranuş mendilleri, Hiranuş çorapları çıkararak, Bursalılara satmıştı.

Vefik Paşa, tiyatronun Bursa’da yayılması için Tiyatro Muhipleri Derneği’ni kurmuştu.

Dernek yöneticileri Fransız Konsolosu Jemargi, konsolos tercümanı Greguarbay, Avusturya Konsolosu Falgeyan, Aşar nazırı Vizental, eşrâftan Rasim Paşa, Feraizci Şakir Efendi ve Hoca İbrahim Efendi'den oluşuyordu. Bu üyelerden Vizental’ın Baş-bakanlık tarafından görevden alınınca Vefik Paşa, yerine gelen kişiyi tanımadığı söyleyip geri çevirmiş ve adamını yerinde tutmuştu. Nitekim bu kişi daha sonra Fasulyacıyan’a birçok oyun çevirmiştir. Feraizci Mehmet Şakir de, Türk tiyatrosu-nun en önemli oyun yazarlarından biri olmuştur.

Tiyatroda her gece bir kadın sahneye çıkıp şarkı söylemekteydi ki, bu özellikle Vefik Paşa’nın isteği imiş. Çoğu kez de, güzel sesli Madem Satenik sahnede şarkı söylemekteydi. Vefik Paşa provalara bile katılır, hatta Küçük İsmail, sanatçılardan Holas’ı tokatladığını bile söylemektedir. Kendisi el çırparsa seyirciler de el çırpar, yanlış bir şey yapılırsa kızarmış. Bursa seyircisi bu dönemde tiyatro kültürü konusunda büyük gelişme göstermişti.

Bir gazete haberine göre 15 Eylül 1879 tarihinde, Bursa’da tiyatro sergilendiği gazete haberlerinden anlaşılmaktadır. Bu dönemde, Vefik Paşa’nın Moliere’den çevirdiği 34 eseri sahnelenmişti. Bursalılar bu oyunları önceleri yadırgarken, sonraları büyük beğeni ile izlemişlerdir.183 Vefik Paşa’dan sonra Bursa uzun süre tiyatrosuz kalmıştı. 1888 yılında Bursa’ya gelen İbnü’l-Celal Sezai de, Vefikpaşa Tiyatrosu’nu Islahhane olarak kullanıldığını yazar. Mükemmel bir yapı olduğunu yazan Celal Sezai’ye göre, tiyatro localarının halen durduğunu görmüştür. 1895 yıllında Bursa’da üç tiyatronun olduğu resmi kayıtlarda yer almaktadır (1313 Salnamesi, s.265). Feraizcizâde Mehmet Şakir, sadece Moliere adapteleriyle değil, çıkardığı Nilüfer isimli dergiyle de Bursa'da edebi bir çevrenin oluşmasına katkıda bulunmuştu. Beş yıl süreyle yayınlanan Bursa'nın bu ilk edebiyat dergisi okurlardan gelen yazılara yer vermiş, onları yönlendirmiş, edebiyatla ilgili yetenekli gençleri keşfetmişti.

Raif Kaplanoğlu