USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bursa evlerinin özellikleri

17. yüzyıldaki Bursa evleri hakkında bulunan belgelere göre; ailelerin ekonomik durumuna göre evlerin biçimini değişmekteydi.

23-02-2016

Maddi olanakları iyi olan ailelerin evleri konak şeklindeyken, orta halli ailelerin yaşadığı evler ise genellikle 2 katlı olup konaklara göre özellikleri sınırlıydı. Bursa evlerinde genellikle bir alt kat (beyt-i süflî) olup burası geniş ve açık bir yerdi. Bunun altında da, çok sıcak günlerde barınılan yer altı odası (serdâb) ve alt kat odası (tahtânî oda) vardı. Evin küçük odasına "hücre", üst kat odalarına ise "beyt-i ulvî" denirdi. Genellikle her Bursa evinde sofa, mutfak (matbah), cumbalı veya balkonlu oda (gurfe), bir şadırvan, su kuyusu, avlu (muhavvata) vardı. Bu sistem içinde alt katta ahır, kiler, ambar gibi sıcak ve korunaklı mekanlar, üst katta ise serbest çıkmalı, bol açıklığı olan serin ve yazlık kullanımlar yer almaktaydı. Evlerin özelliklerine göre bahçesinde çardak, ahır, fırın, ambar, çeşme, sundurma, samanlık, ve tuvalet, ve hamam camekânı bulunurdu.

Bursa'daki evleri (menzil) sınıflandırmak olası. Bir Bursa ev tipi de konaklar idi. 18. yüzyılda ülkenin diğer bölgelerinde "saray" adı verilen konaklar, sıradan konutlardan ayıran belirgin özelliği, bahçelerinde meyveli bitkiler yerine, ikamete tahsis edilmiş ana bina dışında, tümü de zevk ve eğlenceye tahsis edilmiş kasır, köşk ve fıskiyeler gibi başka yapıların bulunmasıydı. Orta halli Bursalıların evinde iki-üç oda varken, konaklarda çok daha fazla oda bulunurdu. Bursa evlerinde sadece odalar bulunmaz, bugünkü konutlarda bulunmayan; sofa, sundurma, cihannümâ ve selamlık gibi bölümler de vardı. Sofa, odaların açıldığı ve aile bireylerinin birlikte oturup sohbet edip yemek yedikleri yerdi. Cihannüma, Bursa Ovası'nın seyredilebildiği, konutun ikinci katında bulunan camekânlı bölümdü. Yabancı misafirlerin ağırlandığı "selamlık" ise, genellikle esas konuttan ayrı veya ona bitişik yapılmış bir oda veya bölüm idi. Ayrıca hamam, fırın, serdab, mahzen gibi mimari birimler daha çok bu konaklarda görülmekte. Bursa evleri, dağın yamacının eğimine göre önü açık, birbirinin önünü kapamayacak şekilde yapılmasına dikkat edilirdi.

Köy evleri ise şehir evlerine göre daha mütevazi idi. Ancak şehirlerde zenginlerin konakları nasıl orta tabakadan insanların evlerine göre daha gösterişli ve daha çok birim içeriyorsa, zenginlerin çiftliklerindeki evler de diğer köy evlerine göre zengin  ve gösterişli idi.

Bursa evlerinin ahşap malzeme ile yapılması, deprem karşısındaki olumlu katsı olsa da, olası yangınlar karşısında oldukça dayanıksız kılmaktaydı. Bu nedenle Bursa evlerini, sık sık çıkan yangınlarla yok olmaktaydı. Öyle ki bazı yangınlarda şehrin yarıdan çoğu yok olmuştu.

"18. yüzyılın sonlarından başlayarak Bursa evlerinde ahşap aksam ve süslemeler artmış; evler sarı, kırmızı, lacivert, yeşil, hardal vb rengi aşı boyaları ile sıvanmaya başlamıştı. Arazi yapısına göre orta, kenar, çift ve üçgen çıkmalı olan evler, Arnavut kaldırımlı sokakların iki yanında bir estetik zenginlik, bir uyum simgesi olmuştu." Bursa’da evlerini, neccar veya yapıcılar olarak adlandırılan kişiler yapardı. 1674 yılına ait bir sicil kaydına göre “taife” olarak tanımlanan esnaf grupları içinde “yapucular” da vardı. Kentte yapılan evleri kontrol eden de bir Bursa “mimarbaşısı” bulunmaktaydı.

Raif Kaplanoğlu