USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bursa cami ve mescitleri

Bursa'da yapılan anıtlar içinde cami ve mescitler en büyük payı oluştururlar.

12-02-2016

Bursa'daki cami ve mescitlerin bir kısmı sultanlar tarafından yaptırılmışken, bir kısmı da Osmanlı yöneticileri, din adamları, dede veya şeyhler ile kentteki tüccarlar tarafından yaptırılmıştır.

II. Murat da dahil olmak üzere ilk Osmanlı sultanlarının eserleri Bursa'da yapılmıştır. Bu nedenle Osmanlıların ilk devirlerine özgü mescit ve camii yapımı Bursa'da gelişmiştir. Kanatlı veya "Ters T" planlı camiler olarak adlandırılan bu yapılar adeta Bursa'ya özgüdür. Orhan Camii, Yeşil ve Yıldırım Cami gibi Bursa'nın ünlü camileri bu tiptedir. Bu camilerin girişinde bulunan kanatlarının, o dönemin sosyal yapısının bir gereği oluştuğu savunulur. Birçok araştırmacı, Bursa'daki bu cami kanatlarının, kuruluş ve fetih döneminin misyonerleri olan dervişlerin barınağı olduğunu savunur. "Zaviye Tipi Camiler" olarak da adlandırılan bu camilerin kanatlı yapılmasının, bu dervişlerin barınması için bir ihtiyaçtan kaynaklandığı, yoksa mimari bir gerekliliğin söz konusu olmadığı savunulur. Çok işlevli olan bu yapılarda yaşayan dervişlerin görevi ise, fethedilen bölgelerdeki halkın kültürel değişimini sağlama, yeni ele geçen bölgelerde oturanların Türkleşmesini ve Müslümanlaşmasını kolaylaştırarak, Osmanlı Beyliği'nin askersel ve politik gücünün sağlamlaştırılmasında rol oynamaktı. Bu tür yapıların çoğunun sultanlar tarafından yapıldığına bakılacak olursa, bu misyoner çalışmalarının devletçe de desteklendiği görülür.

I. Murat'ın yaptırdığı Hudâvendigâr Camii ise, çok amaçlı camiler içinde en ilginç olanıdır. Alt katı bir zaviye planında, üst katı ise medrese odalarından oluşan bu cami, türünün tek örneğidir. Çok işlevli camilerin, XV. yüzyıldan sonraysa giderek azaldığı görülür. XVI. yüzyılın ikinci yarısından sonra tamamen ortadan kalkar. Bu tür yapılar, mihrabın arkasına doğru uzanan bir dikdörtgen mekânın girişinde, her iki tarafta bulunan iki odacıktan oluşur. Ortadaki dikdörtgen mekânın üzerinde genellikle eşit ölçülerde iki kubbe bulunur. Kanatlarda yer alan iki odanın üzeri de iki ufak kubbe ile örtülüdür. Girişte de son cemaat yeri yer alır.

Bursa'da çok kubbeli cami tipi fazla yoktur, ancak çok kubbeli yapıların en büyüğü burada yapılmıştır. Ulucamii, 20 büyük kubbesi ile Osmanlı Devletindeki çok kubbeli camilerin en görkemlisidir. Ayrıca Kayhan ve Mollaarap Camii de Bursa’da çok kubbeli yapılardandır.

Sultanların yaptıkları büyük camilerin dışında, çeşitli devlet adamları ile tüccarların yaptırdıkları mahalle mescitlerinin planları çok basittir. Bu camiler, kare veya dikdörtgen bir ibadet yeri ile, girişte bulunan son cemaat yerinden oluşur. Bu mescit ve camilerin de çoğunun üzeri büyük bir kubbe veya çatı ile örtülüdür. Bir de Bursa'daki büyük hanların içinde, şadırvanların üzerinde yapılmış ilginç ve özgün mescitler bulunur.  Camilerin içinde yapılan çeşitli süslemeler ile, mihrap, minber, kapı ve pencerelerin ahşapları, bu yapıların değerlerini artıran en önemli özellikleri oluştururlar.

Evliya Çelebi, Bursa'da bin kırk adet caminin bulunduğunu yazıyorsa da bu abartıdır. Çelebi bunların ancak 350 tanesinin devlet büyükleri tarafından yapılan önemli yapılar olduğunu yazıyor ki, bu da abartıdır. Evliya Çelebi ile aynı tarihlerde Bursa'ya gelen Jeon Thevenot, Bursa'da iki yüzden fazla güzel caminin bulunduğunu yazar. XX. yüzyılın başında ise Mehmet Şemseddin Bey, Bursa'da 202 cami ve mescidin bulunduğunu yazıyor. (Medar-ı Şemsi) 1927 yılında yayınlanan bir coğrafya kitabında da bu rakam verilir, ancak bu sayıya tekkeler de dahil edilmiştir. (Bursa ve Havalisi Coğrafisi, İst. 1927. s.215) Bugün ise, tarihsel anıt niteliğinde 126 cami ve mescit bulunur.

Raif Kaplanoğlu