Sağlıkta afet yönetimi projesi hazır! 5 yıldır hayata geçmeyi bekliyor!

H. Gül KOLAYLI
H. Gül KOLAYLI
Sağlıkta afet yönetimi projesi hazır!  5 yıldır hayata geçmeyi bekliyor!
17-03-2023

Bugün yayımlanan AFAD'ın Bursa Deprem Raporu kentin riskini ortaya koyuyor... 

6.9 büyüklüğünde bir depremde Bursa genelinde 18 bin 360 can kaybı yaşanacağı, 34 bin 475 ağır yaralı, 54 bin 564 hafif yaralı vatandaşın olacağı, 872 bin 367 kişinin geçici barınmaya ihtiyaç duyacağı öngörülüyor... 

Dün başta 65, 53 yıllık olanlar olmak üzere 1999 Depremi öncesi ya da 2004 yılı Deprem Yönetmeliği öncesinde yapılan kamu hastanelerini gündeme getirmiştim…

Kahramanmaraş-Hatay depremleri sağlık kuruluşlarının depreme dayanıklı olmasının ne kadar hayati bir önem taşıdığını herkese gösterdi.

Bu nedenledir ki, Sağlık Bakanlığı İstanbul’da binalarının depreme dayanıksız olduğu bilinen hastaneleri tahliye etme kararı aldı.
Dünkü yazımı sosyal medyada paylaştığımda, bazı okurlar kaygılarını dile getirdi, şöyle ki:

“Çekirge Devlet boşaltılırsa Şehir Hastanesi’ne mi gideceğiz? Bursa Devlet Hastanesi boşaltılalı kaç yıl oldu, çivi çakılmadı! Kent merkezinde hastane kalmıyor!”

Onlar da haklı… Ancak deprem bölgesindeki enkazı görünce, içindeki hastalarla ve sağlık personeliyle çöken hastaneleri düşününce, öncelik can güvenliği oluyor…

İyi haber şu; Bursa’da 2010-2016 yılları arasında tüm kamu hastaneleri, sağlık birimleri depreme dayanıklılık açısından gözden geçirilmiş.
Kamuoyunda Şehir Hastanesi’ne hasta, tıbbi cihaz ve malzeme aktarımı için yapıldığı düşünülse de Bursa Devlet Hastanesi, Zübeyde Hanım Doğumevi, Göğüs Hastalıkları Hastanesi gibi kamu hastanelerinin boşaltılması ya da yıkılmasının nedenlerinden biri de bu…

Çekirge Devlet Hastanesi muhtemelen Acemler’de inşaatı süren kamu hastanesine taşınacak…

Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi’nin de oraya taşınacağı söyleniyor.

Çekirge’deki eski Askeri Hastane’nin yerinde faaliyet gösteren İlker Çelikcan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nin güçlendirme projesi hazırlanmış.

Hayata geçiriliyor mu?

Ayrıca çok sayıda hekim ve sağlık çalışanı da ulaşarak Bursa’da Sağlık Bakanlığı’na bağlı idari hizmet ve çeşitli merkezlere yönelik kaygılarını dile getirdi.

En sıkıntılı olanlar ise Fevzi Çakmak Caddesi'ndeki  1980’li yıllarda Ana ve Çocuk Sağlığı Merkezi ve Kreşi olarak hizmet veren, daha sonra Çocuk Hastanesi olan ve son olarak da Halk Sağlığı Merkezi olarak hizmet veren en az 40 yıllık bina ile yıkılan eski Zübeyde Hanım Doğumevi’nin yanındaki İl Sağlık Müdürlüğü binası

Ona yakın şehrin muhtelif yerlerinde hizmet veren Sağlık Bakanlığı’na ait birimlerin de sıkıntılı olduğu dile getirildi… Dörtçelik Çocuk Hastanesi'nin Acemlere taşınacak olan AOS Onkoloji Hastanesİ'ne nakledileceği, Sağlık Müdürlüğü birimlerinin Dörtçelik Çocuk Hastanesi binasında toplanacağına dair bilgiler iletildi. 

Yine bir okur Olay Gazetesi yazarlarından değerli meslektaşımız Ahmet Emin Yılmaz’ın 14 Aralık 2020’de yani 2 yıl 3 ay önce yazdığı “Afet kapıyı çalmadan önlemi alalım: Türkiye’de ilk Afet Yönetimi projesi” başlıklı yazısını anımsattı.

Hep dediğim şey, önce tedbir, sonra tevekkül…

Ahmet Emin Yılmaz, Türkiye’nin yaşadığı deprem felaketinden 26 ay önce deprem ve afetlere müdahale yönünden, hayati öneme sahip bir vizyon projesini gündeme getirmiş:

Yazısında “Afetlerde Sağlık Yönetimi ve Lojistiği” projesinin 2018 yılında Olay TV’deki programda dönemin İl Sağlık müdürü Dr. Özcan Akan tarafından gündeme getirildiğini anımsatıyor…

Ahmet Emin Yılmaz’ın yazdığına göre, Dr. Akan, Almanya ve İngiltere’nin yanı sıra afet bilinci olan Japonya’ya da gidip uygulama örneklerini incelemiş ve yüksek deprem riski taşıyan Bursa için bölgesel öneme haiz uz görülü bir proje oluşturmuş. Aslında tam da bugünler için!

Proje Bursa’da değil Türkiye’de ilk olacakmış. Keşke uygulanabilse ve yaygınlaşsaydı… Kahramanmaraş depremleri sağlıkta afet organizasyonunun ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
Ahmet Emin Yılmaz yazısında Afetlerde Sağlık yönetimi ve Lojistik Merkezi  yeri için önce Samanlı’nın daha sonra şehir Hastanesi yanındaki alanın öngörüldüğüne değiniyor.

Ahmet Emin Yılmaz’ın yazısında şu ifadeler yer alıyor:

“Etüt çalışmaları 2018’de tamamlandı, projesi 2019’da yapıldı, Sağlık Bakanlığı’nın 2020 yatırım programına da girdi.

Bakanlık bu projeyi çık önemsemiş ve diğer illere de önerme karar almıştı.

Fakat… Her şeyi hazır olmasına karşın ihale aşamasında kaldı. Yönetim kadroları da değişince unutuldu. Oysa, deprem sonraları ortaya çıkan, salgında kendini gösteren afet yönetimi için çok gerekli olan bir proje.

Çünkü… Büyük bir kompleks olarak hazırlanan projede AFAD ve AKOM gibi Sağlık Yönetimi Koordinasyon Odası var. İdari ofislerle personel ve UMKE ekipleri eğitimi için pentatlon alanı ve personelin afette kalabilecekleri yerler var.

Simülasyon merkezleri yanında kent içi kamera sistemiyle bağlantılı dev ekranlar var.”

Ve Yılmaz, yazısında şöyle bir tespit yapıyor:

“Bu merkezden İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin herhangi bir yerindeki afet koordinasyonu bile yönetilebilecek.

Gelin görün ki…

Projesi hazır, programda olan Afetlerde Sağlık Yönetimi ve Lojistiği Merkezi ihale aşamasında bekliyor.

Oysa…

Birinci derece deprem kuşağında bulunan Bursa için, afet kapımızı çalmadan yönetim ve koordinasyon için hazır olmalı, önlemimizi almalıyız.

İlaç ve malzeme lojistiği yönetimi de önemli. Pandemi başladığında… TIR’larla maske, tulum ve önlük gelmiş, ancak yer bulunamadığı için Devlet Malzeme Ofisi ve DSİ depolarına konmuştu.

Afetlerde Sağlık Yönetimi ve Lojistiği Merkezi projesi, TIR’ların girebileceği krizde stok yönetimi sağlayacak dev hangarlarıyla da çok önemli.

Yanı sıra… Hastaneleri günlük ilaç stoklaması sorunundan kurtaracak hastane lojistiği de planlandı. Her bir hapın dahi kontrol edileceği sitem hastaneleri günlük yükten kurtaracak.“

Yazıyı okurken gözümden yaşlar süzüldü… Hatay’da yıkılan hastanelerde enkaz altında kalan sağlık personelini ve hastaları ve dolayısıyla müdahalesi geciken yaralı depremzedeleri düşündüm…

Bir gazeteci olarak Ahmet Emin Yılmaz kamuoyu oluşturmak ve yetkilileri harekete geçirebilmek için yapabileceği tek şeyi yapmış, yazmıştı… Bir ay kadar önce

“Sesini bir duyan olmuş muydu?”

Ahmet Emin Yılmaz Kahramanmaraş depremlerinden sonra 14 Şubat’ta yazmış  olduğu “Bursa için iki acil öneri: Afet Acil Eylem Planı ve ranta bakmadan hızlı dönüşüm’ başlıklı yazısında önerisini tekrarlamış…

Ben de hatırlatmak adına yineleyerek şehrin milletvekillerine ve Ankara’ya Sağlık Bakanlığı yetkililerine sesleniyorum…

Bursa İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hazırlanan örnek bir projeniz var. Proje Bursa’nın ve bölgenin deprem riski göz önüne alınarak, afet sırasında ilaç ve tıbbi malzeme lojistiğinden tutun da, Afet koordinasyon odaları, hatta afet anında sağlık personelinin 24 saat kalabileceği ortam da hazırlanmış…

Bu projenin hayata geçirilmesi gerekiyor…

Keşke şimdiye kadar hem Bursa’da hem de başka illerde yapılabilmiş olsaydı…

Öte yandan deprem bölgesinde yeni yapılan ve depreme dayanıklı denilen çok sayıda binanın da yıkıldığını gördük. Bu nedenle eski, yeni tüm sağlık hizmeti veren kamu ve özel sağlık kuruluşlarının tedbiren depreme dayanıklılığının güncel bilgiler eşliğinde gözden geçirilmesi gerekiyor… Kahramanmaraş depremleri, durumun vahametini ve ciddiyetini gözler önüne serdi. Bakış açıları farklılaştı.

Mesela, 2010 yılında yapılmış, ama o yıllarda zeminin jeolojik özelliklerinin önemi ve nası bir yıkıma yol açabildiği bugünkü gibi öne çıkmamıştı.

Ve elbette sadece sağlık kuruluşlarının değil, tüm eğitim kurumlarının, öğrenci yurtlarının, Gençlik ve Spor Bakanlığı'na bağlı tesisler başta olmak üzere kamu binalarının da depreme dayanıklılık açısından hızlı bir şekilde gözden geçirilmesi gerekiyor. 

 AHMET EMİN YILMAZ’IN KONUYLA İLGİLİ YAZISINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?