SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. AYNUR ENGİN, yaz aylarının gelmesiyle birlikte kene ısırmasıyla buluşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi(KKKA) hastalığı vakalarının arttığını, ancak panik olunmaması gerektiğini ifade ederek, "Bütün hastalarımız ölmüyor. Ölüm oranı yüzde 5" dedi. Hastalığın ilk tanısının konulduğu günden bu yana geçen 12 yılda 420 kişinin hayatını kaybettiğini de belirtti.
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte kene ısırması sonucu bulaşan KKKA hastalığına yakalananların sayısı da artmaya başladı. Sivas, Tokat, Yozgat, Giresun, Gümüşhane ve Ordu'dan 20 kişi KKKA şüphesiyle CÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'ne başvurdu.
CÜ Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aynur Engin, bu hastalardan 12'sine KKKA tanısı konulduğu ve tedavilerinin devam ettiği belirtirken 5 hasta için ise sonuç beklendiğini söyledi. Engin, ayrıca bu yıl KKKA hastalığı nedeniyle Yozgat ve Tokat'tan gelen iki hastayı kaybettiklerini kaydetti.
12 YILDA 420 ÖLÜM
Türkiye'nin 12 yıl önce KKKA tanıştığını ve bu süreç içerisinde 9 bin 62 kişinin hastaneye başvurduğunu ifade eden Doç. Dr. Engin, "Maalesef bu hastalardan 420'sini kaybetmişiz. Cumhuriyet Üniversitesi olarak baktığımızda ise bizim üniversitemizde takip ettiğimiz hastalar Türkiye genelindeki hastaların yüzde 16'sına denk geliyor.
Yani neredeyse beşte biri. İlk tanı konulduğundan 2014 yılı sonuna kadar bin 458 tanı konulan hastamız olmuş. Bunun 107'si ölümle sonuçlanmış. Bu anlamda ciddi bir tecrübemiz var" dedi.
ÖLÜM ORANI YÜZDE 5
Doç. Dr. Engin havaların henüz çok fazla ısınmadığını ancak önceki yıllara göre kene vakalarında çok az bir düşme olduğunu belirterek "Önceki yıllara göre sanki hastamız biraz azaldı gibi. Ama şu anda azaldı demek için çok erken. Önümüzde daha Haziran, Temmuz, Ağustos gibi hastalığın çok fazla görüldüğü aylar var. Sezon bittikten sonra bunu söylemek daha mantıklı olacak. Çünkü bu bizim için yaz döneminin hastalığıdır" dedi. Doç. Dr. Engin; Sivas, Amasya, Tokat ve Giresun illerinde KKKA hastalığının görüldüğünü ifade ederek, "Burada en önemli şey insanlarımızın bilinçlenmesi, paniklememesi ama doğru şeyler yapması. Bütün hastalarımız ölmüyor. Ölüm oranı yüzde 5" diye konuştu.
KENEYİ ASETON VE SİGARAYLA KUSTURMAMAK GEREK
Doç. Dr. Engin, keneye çıplak elle dokunmanın tehlikeli olduğuna dikkat çekerek, "Keneleri vücutlarında görürlerse kendileri mümkünse böyle çıplak elle tutup kopartmasınlar. Hayvanlar üzerinden keneyi eliyle alıp atanlar da var. Bunu özellikle yapmamaları gerekiyor.
Çıplak elleriyle kesinlikle dokunmamaları gerekiyor. Üzerlerinde keneyi görürlerse de eğer yakınlarında bir sağlık kuruluşu varsa en kısa süre içerisinde giderek ucu kıvrık pense tarzı bir şeyle çivi çıkartır gibi yukarı doğru çıkartmalarını öneriyoruz. Yöntemini bilmeden kendi başlarına çıkartmaya çalışmalarını önermiyoruz." dedi.
Doç. Dr. Engin, ayrıca keneye sigara yaklaştırıldığında ve aseton koklatıldığında deriyi bıraktığı yönünde bir söylenti olduğunu belirterek, "Söylenti doğrudur ama kesinlikle bunu önermiyoruz. Bunlar keneyi bıraktırır ama o sırada kene virüsü taşıyorsa hastalık bulaştırır. Kene ısırdı ama diyelim ki virüsü taşımıyor. O zaman sorun yok. Ama kene ısırdı ve o virüsü taşıyorsa tükürüğüyle onu verecek.
Diyelim ki henüz o virüsü vermedi. Siz kusturursanız kustuğu sırada virüsü verdiği için eğer kişiye hastalığı vermediyse de siz onu sigara ucuyla dokunarak veya aseton koklatarak kusturduğunuz için virüs o ısırdığı yerden vücuda girip hastalığı bulaştırabilir. O yüzden kusturulmaması gerekiyor. Cilde tutunduğu yerden penseyle sıkıca kavrayıp kuvvetli bir şekilde çekip çıkarmak gerekiyor" diye
