Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda mevzuat karmaşasını gidermek suretiyle sözleşmeli personel statüsünü yeniden belirledik. Mahalli idareler dahil olmak üzere sözleşmelilerin kadroya geçişinde 3 yıl bu statüde çalışmış olma şartı aranacaktır. Ayrıca 1 yıl da aday memurluk süresi olacaktır. Dolayısıyla sözleşmeliden kadroya geçiş 3+1 yıllık bir süre sonunda gerçekleşecektir. Halihazırda 3 yılı dolmuş olan sözleşmeliler hemen aday memurluğa geçiş yapabilecektir. Henüz bu süreyi doldurmamış olanlar ise 3 yılın sonunda aynı hakkı elde edeceklerdir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından millete sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi. Terör saldırılarıyla ilgili konuşan Erdoğan, "Biz bu tür saldırılarla verilen mesajları gayet iyi anlıyor, cevabını sahada gösteriyoruz. Muhataplarımıza terörle mücadeledeki kararlığımızı en açık şekilde ifade ettik. Bu yıl G-20 zirvesinde ülkemizin küresel sorunlara yaptığı katkıyı liderlere anlatma fırsatı bulduk. Tüm dünyada gıda ve enerji başlıklarıyla tartışılan krizin asıl sebebinin küresel yönetim ve güvenlik sistemindeki çarpıklıklar olduğu tespitimiz giderek daha çok benimsenmektedir. Sağlıktan dijital dönüşüme, terörle mücadeleden göçe kadar dünyayı zorlayan her konuda ülkemizin insanlığa yağacağı katkıları hatırlatarak daha geniş ve samimi işbirliği çağrısını sürdüreceğiz. Tahıl sevkiyatının devamını temin eden bir dizi telefon görüşmesi yaptık. Taraflara yaptığımız telkinler neticesinde tıkanma noktasına gelen tahıl sevkiyatının 120 gün uzatılmasını sağladık. Amacımız Rusya-Ukrayna savaşını tamamen bitirecek kapsamlı ateşkes ve barış anlaşmasına kadar bu temasları sürdürmektir. Önceki pazar günü Katar’da yapılan 2022 FİFA Dünya Kupası’nın açılış törenine iştirak ederek, bu önemli spor etkinliğinin heyecanını milyonlarla paylaştık. Açılış törenine katılan diğer liderlerle samimi ve verimli görüşmeler gerçekleştirdik" diye konuştu.
Terörle mücadelede kararlı tutumun sürdürüleceğini ifade eden Erdoğan, "Gaziantep’in Karkamış ilçesindeki saldırıda 5 yaşındaki evladımız ile 22 yaşında gencecik öğretmenimizi katleden terör örgütünü son militanına kadar yok etme ahdimizi bir kez daha tekrarlıyoruz" dedi. Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nin dev bir altyapı projesi olduğunu ifade eden Erdoğan, "Salı günü ülkemizin en gurur verici altyapı projelerinden biri olan Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali ile yeni yerleşim bölgesi ve bağlantı yolları açılış törenindeydik. Yatırım bedeli 35 milyar lirayı bulan abidevi eser yılda 1 milyar 900 milyon kilovatsaat enerji üreterek ekonomimize 5 milyar liralık katkıyla inşallah kendini 7 yılda finanse edecek" ifadelerini kullandı.
Dünyanın en büyük 5. barajı olan Yusufeli Barajı ve onunla birlikte hizmete açılan tüm yatırımların hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, "Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini 23 Kasım sabah erken saatlerde Düzce’de meydana gelen 5.9 şiddetindeki sarsıntıyla bir kez daha hatırladık" açıklamasını yaptı.
Düzce’deki deprem sonrası bölgede acil yardım ödeneğinden 87 milyon TL kullanıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "7 bin 500 haneye eşya desteği verilmiş, 11 bin hanenin hafif hasarının tamiri için destek sağlanması kararlanmıştır. Depremde ağır hasar aldığı tespit edilen ilçelerimizdeki 457 konutun yerine daha önceki afetlerde olduğu gibi TOKİ tarafından yenileri süratle inşa edilecektir" diye konuştu.
"Gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz"
Küba ile ilişkileri güçlendirmek için irade ortaya konulduğunu ifade eden Erdoğan, 24 Kasım’da 81 ilden gelen öğretmenlerle bir araya geldiğini anımsattı. Erdoğan, "Cuma günü 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü vesilesiyle hanım kardeşlerimizle bir araya geldik. Kalkınma planlarını merkezine güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye ilkesini yerleştirmiş bir yönetim olarak hanım kardeşlerimizin şiddet başta olmak üzere her meselelerinde yanlarında yer almayı sürdüreceğiz. Bu programın ardından Pakistan ile aramızdaki en önemli savunma sanayi projesi Hayber’in suya indirilme törenine katıldık. Aynı günün akşamında bu tören için ülkemize gelen Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ve heyetiyle resmi görüşmelerimizi gerçekleştirdik. Cumartesi Konya’da hem her biri diğerinden kıymetli çok sayıda eser ve hizmetin açılış törenini yaptık hem de Konyalı kardeşlerimizle hasret giderdik. Yarın turizmcilerimizle bir araya geleceğiz. Çarşamba günü ülkemize atanan yeni büyükelçileri kabul edeceğiz. Perşembe günü önce Ağrı’da yol açılışı törenine katılacak ardından MGK’yı toplayacağız. Cuma günü Engelli Hakları Ulusal Eylem Planımızı açıklayacağız. Ülkemize eser, insanlarımıza hizmet götürmek için çıktığımız bu yolculuğu Türkiye yüzyılı ile taçlandırmakla kararlıyız. Yeni nesillere tüm hayallerini gerçekleştirecekleri bir Türkiye bırakmak için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
"Geldiğimiz yer itibarı ile bölgesel ve küresel ilişkilerimizi gözden geçirerek biz de kendimizi bu yeni duruma hazırlıyoruz"
Kabine Toplantısı’nda son dönemde sınırlar içinde ve dışında yoğunlaşan güvenlik tehditleriyle devam eden harekatları ayrıntılı bir şekilde değerlendirdiklerini kaydeden Erdoğan, "Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde verdiğimiz 7 şehidimize Allah’tan rahmet yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Ülkemizin sınırlarını 30 kilometre derinliğinde güvenlik şeridi ile koruma altına alma kararlığımız yaşadığımız her hadise ile güçlenmektedir. Kendi güvenlik ve refahları için binlerce kilometre uzaktan gelip terörist masum ayrımı yapmadan her yeri yakıp yıkanlar Türkiye’nin bu hassasiyetine saygı duymak mecburiyetindedir. Biz vatan topraklarının ve insanlarımızın güvenliğini ilgilendiren adımları atarken kimseden izin almadığımız gibi kimseye de hesap vermeyiz. İsim değişikliği oyunlarıyla tescilli terör örgütlerini destekleyenlerin riyakârlıklarına tahammül etmek durumunda değiliz. Bize demokrasi, hak, özgürlük nutukları çekenlerin önce kendi ülkelerindeki teröristlere ve terörist destekçilerine bakmaları gerekiyor. Küresel güvenlik mimarisini kökünden değiştirecek hadiseler yaşadığımız bir dönemde Türkiye maruz kaldığı sayısız ambargoya rağmen kendi ihtiyaçlarını karşılayacak seviyeye gelmiştir. Artık ülkemizi boş tehditlerle siyasi, diplomatik, ekonomik, askeri alanda kendi çıkarlarına aykırı pozisyonlara zorlamaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Bu hakikat meşakkatli bir sürecin ardından da olsa müttefiklerimiz başta olmak üzere tüm kesimler tarafından kabul edilmeye başlanmıştır. Bu hakikati meşakkatli bir sürecin ardından da olsa müttefiklerimiz başta olmak üzere tüm kesimler tarafından kabul edilmeye başlanmıştır. Geldiğimiz yer itibarı ile bölgesel ve küresel ilişkilerimizi gözden geçirerek biz de kendimizi bu yeni duruma hazırlıyoruz. Uluslararası siyasette ebedi dostlukların ve ebedi düşmanlıkların olmayacağı, temel ilkelerden ödün vermeden dönemin şartlarına göre hareket edilmesi gerektiğini biliyoruz. Bu şekilde davranmamış olsaydık, terör örgütüyle doğrudan ve dolaylı olarak kurdukları kirli ilişkiler sebebi ile müttefik diye ifade ettiğimiz ülkelerin çoğu ile köprüleri çoktan atmamız gerekirdi. Bunu yapmadığımız gibi bölgesel, siyasi ve insani krizlerdeki farklı yaklaşımlarımız sebebi ile ilişki seviyemizi düşürdüğümüz kimi ülkelerle de selamı kesmedik" açıklamasını yaptı.
"Halen sınır ötesi harekatlar yürüttüğümüz yerlerde oralarda yaşayan hiçbir kardeşimizin bundan sonrası için endişesi olmasın"
"Türkiye’nin siyasi, diplomatik, ekonomik ve askeri gücü aynı zamanda umudunu bize bağlamış yüzlerce milyon kardeşimizin de güvenli, huzurlu müreffeh geleceğinin teminatıdır" diyen Erdoğan, "Halen sınır ötesi harekatlar yürüttüğümüz yerlerde oralarda yaşayan hiçbir kardeşimizin bundan sonrası için endişesi olmasın. Biz kimseye kökenine, inancına, mezhebine, meşrebine göre ayrımcılık yapmayız. Attığımız her adım coğrafyamızın insani tarihi mirasına sahip çıkarak hepimiz için daha güzel bir geleceğin altyapısını inşa etmek amacı taşımaktadır. Selçuklu’dan Osmanlı’ya, oradan da Cumhuriyete ve nihayet günümüze kadar ulaşan ortak hikayemiz bu samimi niyetimizin ve hakkaniyetli pratiğimizin ispatıdır. Biz hiçbir yere öldürmek, yıkmak, yok etmek için gitmedik, gitmeyiz. Özellikle biz sadece ihya etmek, yaşatmak, inşa etmek için varız. Ülkemiz içindeki 85 milyon vatandaşımız misafir ettiğimiz milyonlarca mazlum, yakın coğrafyamızda yaşayan on milyonlarca kardeşimiz, dünyanın dört bir yanında bizi dikkatle izleyen sayısız insan bu hakikatin şahididir. Bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum. Hiç kimse Türkiye’nin adalet ve dayanışma odaklı politikalarından rahatsız olmasın. Hiç kimse Türkiye’nin dostluk ve işbirliği merkezli diplomatik açılımlarından rahatsız olmasın. Hiç kimse Türkiye’nin ortaya çıkacak refahı kendi vatandaşları veya tüm dostlarıyla paylaşma esasına dayalı ekonomik atılımlarından rahatsız olmasın. Hiç kimse Türkiye’nin güvenlik ve huzur çemberini genişletmek amaçlı askeri harekatlarından rahatsız olmasın. Bu ülkenin tarihinde sömürge, zulüm, vahşet, yoktur. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın düsturunu yönetiminin merkezine yerleştiren bu ülke tarihinde sadece adalet vardır, şefkat vardır, birlikte yaşama tecrübesi vardır" dedi.
"Bu milletin ölümle dize getirilemeyeceğinin, kan dökülerek teslim alınmayacağının son örneği 15 Temmuz’dur"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sivil veya asker verdiğimiz her şehidin şanlı hatırası bu kutlu mücadelede yolumuzu aydınlatan birer ışık olarak ebediyen kalbimizde yaşayacaktır. Karşımıza çıkarılan teröristlerin de onları üzerimize salanların topunu tek bir şehidimizin tırnağına değişmeyiz. Her şehidimiz öfkemizi kabartan, mücadele azmimizi bileyen, gücümüzü katmerleyen, kararlılığımızı perçinleyen bir yürek yaramızdır. Bu milletin ölümle dize getirilemeyeceğinin, kan dökülerek teslim alınmayacağının son örneği 15 Temmuz’dur. 40 yılı bulan terörle mücadelemizde verdiğimiz 8 bin üzerinde güvenlik görevlisi, 25 bine ulaşan sivil şehidimizin ifade ettiği mesajı hala anlamayanlar olduğu anlaşılıyor. Bu milletin belki kanını dökebilir, canını alabilirsiniz, kalkınmasını geciktirebilirsiniz ama bu milletin istiklaline ve istikbaline dokunmaya kimsenin gücü yetmez, yetemez. Yıllardır ecellerini bekledikleri dağlarda kurda kuşa yem olan, daha dün açtıkları çukurlara gömülen, bugün içine sığındıkları beton tünelleri mezarları yapacağımız teröristlerin kullanım süresi artık dolmuştur. Teröristleri kendilerini bekleyen acı akıbetten, o çok güvendikleri ülkelerde ipliklerini pazara çıkaran terör baronları da kurtaramayacak. Diyarbakır özellikle hassas, Diyarbakır annelerinin şefkatli yüreklerinden kopup gelen çağrılar, terör örgütlerinin pençesinden kurtulmak isteyenlerin son umududur" değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’nin son 20 yılda her alanda olduğu gibi çalışma hayatında da çok önemli mesafe kat ettiğini söyleyen Erdoğan, "Bu gerçeği sendikalaşma oranları, ücretleri, sosyal haklar başta olmak üzere tüm verilerde açıkça görmek mümkündür. Yatırım, istihdam, üretim, ihracatla büyüyen Türkiye, eylül ayında tarihinin en yüksek istihdam rakamına ulaşmıştır. İstihdamdaki artış, sosyal güvenlik sistemimizin dengesine olumlu yansımıştır" ifadelerini kullandı.
“Sözleşmeliden kadroya geçiş 3+1 yıllık bir süre sonunda gerçekleşecektir"
Kamu çalışanları için yapılan 6’ıncı toplu sözleşmede maaş artışlarının yanı sıra kadrolara ilişkin de önemli kararlar alındığını anımsatan Erdoğan, sözleşmeli personelin beklediği kadro müjdesinin detaylarını paylaştı. Erdoğan, "Bunlardan biri uzun yıllardır beklenen memurların ek gösterge artışı meselesini daha önce çözüme kavuşturmuştuk. Bugünkü Kabine toplantımızda da hazırlıkları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızca yürütülen kamudaki sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi hususunu değerlendirdik. Bu çalışmayla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda mevzuat karmaşasını gidermek suretiyle sözleşmeli personel statüsünü yeniden belirledik. Mahalli idareler dahil olmak üzere sözleşmelilerin kadroya geçişinde 3 yıl bu statüde çalışmış olma şartı aranacaktır. Ayrıca 1 yılda aday memurluk süresi olacaktır. Dolayısıyla sözleşmeliden kadroya geçiş 3+1 yıllık bir süre sonunda gerçekleşecektir. Hali hazırda 3 yılı dolmuş olan sözleşmeliler hemen aday memurluğa geçiş yapabilecektir. Henüz bu süreyi doldurmamış olanlar ise 3 yılın sonunda aynı hakkı elde edeceklerdir" dedi.
"Kamudaki 520 bin sözleşmeli personelden 424 bini isteğe bağlı olarak kadroya geçebiliyor"
Daha önceki kadro düzenlemesinin dışında tutulan 227 bin kişinin ise süreleri de dolmuş olacağı için doğrudan kadroya geçme hakkını kullanabileceklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yeni statüye göre kamudaki 520 bin sözleşmeli personelden 424 bini isteğe bağlı olarak kadroya geçebiliyor. Kadro kapsamı dışında kalanlar; sözleşmeli askeri personel, sözleşmeli akademik personel, sözleşmeli KİT personeli, sözleşmeli sanatçı, sözleşmeli Meclis danışmanı, sözleşmeli sağlık yöneticisi ve tamamı sözleşmeli kurum çalışanlarıdır. Sözleşmeliden kadroya geçmek istemeyen personelin hakları görev süreleri sona erene kadar şahsa bağlı şekilde devam edecek sonra kadroları kendiliğinden ilga olacaktır. Kadroya geçen personel kurumlar arası nakil hakkına 4 yıllık sürecin ardından kavuşacaktır. Mahalli idarelerdeki sözleşmelilerden kadroya geçenler sadece mahalli idareler arasında yer değiştirebilecektir. Böylece kamu çalışanlarının önemli bir sorununu daha çözerek sözleşmeli kadrolu statüsünü daha adil ve sürdürülebilir hale getirmeyi hedefliyoruz. Bu konudaki hukuki düzenlemenin en kısa sürede Meclise sunularak hayata geçmesini sağlayacağız. Yaptığımız bu önemli kamu personel reformunun kadroya geçme hakkı elde eden 424 bin sözleşmelimize ve ailelerine hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
Emeklilik için yılını doldurup yaş şartını bekleyenler ve geçici işçilerle ilgili çalışmanın da en kısa sürede tamamlayıp kamuoyuna açıklanacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kamu kurum ve kuruluşlarımıza, yurt dışına yüksek lisans ve staj için personel göndermeleri amacıyla 352 kontenjan tahsis ettik. Adaylar başvurularını e-Devlet’e entegre Kariyer Kapısı üzerinden yapabilecekler ve değerlendirme süreçlerini şeffaf bir şekilde takip edebilecekler. Meslek liselerimizin doluluk oranı yüzde yüze yaklaşmıştır. Artık bu liselere sistemin en altındaki değil en seçkin öğrencilerimiz yönelmektedir. Bu yıl meslek liselerimizin döner sermaye üretimleri şimdiden 1 milyar 650 milyon lirayı bulmuş, elde edilen gelirin önemli bir kısmı da öğrencilerimize ve öğretmenlerimize aktarılmıştır" diye konuştu.
"Yatırımcılarımızı bu krediden istifade etmeye davet ediyorum"
Yatırımcılara çağrı yapan Erdoğan, “Yılın ilk yarısında Merkez Bankası kaynaklarından yüzde 9 faiz oranı ve 2 yılı ödemesiz 10 yıl vade ile toplamda 150 milyar lira yatırım kredisi kullandırma kararı almıştık. Yatırım kredilerinin 100 milyar lirasını sanayi, 50 milyar lirasını turizm sektörlerine tahsis etmiştik. Kredi kullanımında ileri teknolojiye sahip, katma değerli ve istihdam potansiyeli yüksek yatırımlara öncelik verdik. Bugüne kadar ülkemizin 60 farklı şehrinden 500’ye yakın firma 75 milyar lira kredi kullandı. Yatırımcılarımızı bu krediden istifade etmeye davet ediyorum. Enflasyonun yılbaşından itibaren ciddi düşüş sürecine gireceği bu kritik günlerde, zincir marketlerde kimi ürünlerin fiyatı üzerinden yeni bir kampanyanın alevlendirildiğini görüyoruz. Ticaret Bakanlığımız, önümüzdeki günlerde bu çerçevede yeni uygulamaları devreye alacaktır. Bu çerçevede ortaya koyan ithamlar Ticaret Bakanlığımız ile Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından yakından takip edilmektedir. Elbette her iddia doğru çıkmamaktadır. Kamuoyunda huzursuzluğa yol açan her rahatsızlığın üzerine gitmek bizim vazifemizdir. Ticaret Bakanlığımız bu çerçevede yaptığı hazırlıklar doğrultusunda önümüzdeki günlerde yeni uygulamaları devreye alacaktır. Vatandaşlarımızdan biraz daha sabır ve metanet bekliyoruz" diye konuştu.