Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın düzenlediği 4.Uluslararası Öğrenciler Mezuniyet Töreni Ankara ATO Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılıyor. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Doç.Dr.Kudret Bülbül ve Ankara’daki büyükelçiler ile birlikte 4 binin üzerinde davetli katıldı.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Değerli misafirler, sevgili misafirler Türkiye'de mezun olan tüm öğrencilerimizi tebrik ediyorum.
Ugandalı öğrenciye kaç kardeşsiniz diye sordum. 7 kardeşiz dedi. Bu yolu açanlara şükranlarımı sunuyorum.
Halen eğitimlerini sürdüren 70 bin uluslararası öğrenciyi düşündüğümüzde Türkiye'nin marka haline geldiğini düşünüyoruz.
Unutmayın zekat, sadaka verdikçe artar. Ben bu tür hizmetleri de aynı noktada görüyorum.
12 yıl önce az gelişmiş ülkelere 45 milyon dolar yardım eden Türkiye bugün 4,5 milyar dolar yardım ediyorsa verdikçe artmasındandır.
Bu yıl mezun olacak öğrenci sayısı 60 bine ulaşıyor.
Biz Türkiye olarak sizleri hiçbir zaman unutmayacağız. Aramızdaki kardeşlik ilişkisini daima güçlü tutacağız.
Küreselleşme gerçeği nerede olursa olsun tüm toplumların ortak değerler etrafında birlikte hareket etmesini zorunlu kılıyor.
Biz Türkiye olarak sizleri hiçbir zaman unutmayacağız. Sizler de bizi unutmayın.
Geçmişinde sömürgecilik ayıbı olmayan belki de tek toplumuz. Geçmişte kardeşlerimize nasıl el uzatmışsak, bugün de Suriye'de, Filistin'de aynı anlayışla hareket ediyoruz.
Biz ülke ve millet olarak hiçbir zaman insanları derisinin rengine, konuştuğu dile göre ayırt etmedik, etmeyiz.
Ülkemizdeki yabancı öğrenci sayısı 3 yılda 70 bine ulaştı.
EGOLARI BİR KENARA BIRAKIN
Türkiye hükümetsiz, başsız bırakan, egolarına mahkum olanlar, ne tarihe ne de milletimize bunun hesabını veremezler.
Herkes egolarını bir kenara koyup hükümet bir an önce kurulmalı.
Milli gelirini 800 milyar dolara ulaştırmış, ihracatını yaklaşık 60 milyar dolara çıkarmış, işsizlik ve enflasyonu tek haneli rakamlara indirmiş bir ülke olarak bir adım bile geriye gidilmemeli.
Asla kimse hiçbir siyasetçi ben deme hakkına sahip değildir. Biz denilmeli.
Türkiye'nin doğrudan milletin oyuyla gelmiş bir cumhurbaşkanı olarak şahsımın bu konuda sorumluluğu daha büyüktür. Bunun farkındayım.
Dün parlamentonun en yaşlı üyesi olması sıfatıyla Sayın Baykal'ı davet ettim. Kendisiyle görüştüm. Bu işin devamı için kesintisiz sürmesi için ben üzerime ne düşerse yapacağımı ifade ettim.
