Marmaris Belediyesi İmar Müdürlüğü tarafından, geçen Mart ayında, denizin üzerinde yürüyormuş hissi veren, dünyaca ünlü 600 metre uzunluğundaki Kızkumu’nun bulunduğu Orhaniye Mahallesi’nde daha önceden yıkım kararı olan 14 iskeleden ilk etapta 7’sinin yıkımı gerçekleştirildi. İskelelerin yıkılması ardından günübirlik tur tekneleri, büyük bölümü yabancı turistlerin oluşturduğu yolcularını Kızkumu’nun kara tarafındaki kayalıklardan almaya başladı. Bu durum sıkıntıları da beraberinde getirdi. Kayalıklar üzerinden teknelere inip, binerken büyük güçlük yaşayan turistler düşme tehlikesi yaşıyor. Turistlerin tekneden iner inmez bir anda kendilerini Marmaris-Bozburun Karayolu’nda bulması da ayrı tehlike oluşturuyor.
Muğla’nın büyükşehir statüsüne alınması ardından Hisarönü Mahallesi’ndeki iki iskelenin yıkılması da Orhaniye’deki tur teknesi trafiğini arttırdı. Hisarönü’ndeki tur teknelerinin de gelmesiyle Orhaniye’nin günlük yolcu kapasitesi 1000’e ulaştı. 15-120 kişi kapasiteli 22 teknenin neden olduğu trafik yoğunluğu Kızkumu’nda, deniz kirliliği de dikkat çekmeye başladı. Teknelerin deterjanla yıkanması ve tur teknelerinden bırakıldığı sanılan atık sular nedeniyle denizin yüzeyini kaplayan yağlı tabaka, köylüleri ve çevrecileri kızdırdı. Denizdeki teknelerin neden olduğu kirliliği cep telefonlarıyla fotoğraflayan yöre halkı, Marmaris Belediyesi, Kaymakamlığı ve Marmaris Liman Başkanlığı’na şikayetçi oldu.
"ÇÖZÜM ÜRETMEDEN İSKELELER YIKILDI"
Orhaniye Mahallesi Muhtar Azası Dursun Özer, Kızkumu ile ünlü mahallerinin en büyük sıkıntısının bir balıkçı barınağının olmaması olduğunu belirtirken, kaçak iskelelerin çözüm üretilmeden yıkılınca tur teknelerinin açıkta kaldığını söyledi. Özer, şöyle devam etti:
"Ne iskele, ne elektrik ve ne de su var. Müşteriler kayalar üzerinden, trafiğin yoğun olduğu Karayolu kenarındaki kıyı kesimlerden tur teknelerin indirilip, bindiriliyor. Olayın bir başka yüzü de bu teknelerin her gün deterjanla yıkanıp tura hazırlanırken Kızkumu’nun akıntının az olduğu bölümünde deniz kirleniyor. Derdimiz büyük ama nedense hiçbir tekne sahibi de taşın altına elini sokmuyor. Buraya acil çözüm gerekiyor. Teknelere turistleri bindirirken kayalar düşüp olası bir sakatlanma ve ölüm olayı yaşanırsa bunun hesabını kim, nasıl verir."
"20 YILDIR YASAL İSKELE İÇİN MÜCADELE VERİYORUM"
Mizana Yatçılık’ın sahibi Mustafa Şen de yaklaşık 20 yıldan bu yana bölgeye yasal bir iskele yapılması için çalmadık kapı bırakmadığını belirtip, "Ancak bir sonuç alamadım. Ticari bir teknem var ancak artık çalıştırmıyorum. Emniyetli barınmak için Kızkumu’nda, Karayolu’na yakın kayalıklar önüne demirledim. Kaçak iskeleler yıkılınca diğer teknelerden bazıları da benim yanıma demirlemeye başladı. Denizin sığ bölümünde olunması nedeniyle deniz de kirleniyor. Ancak, kimin, hangi teknenin kirliliğe neden olduğunu saptamak da zor" diye konuştu.
Orhaniye’ye dışardan gelen tur teknelerinin yetkili kurumlardan kendilerine bir yer gösterilmesini istemeleri gerektiğini de belirten Şen, "Zaten yasal olarak günübirlik gezi teknelerinin tura çıkabilmeleri için, Kaymakamlık, Sahil güvenlik, Liman Başkanlığı ve Belediye bir kurul oluşturarak teknelerin hangi iskeleden kalkıp, hangi güzergahları takip edeceğiyle ilgili bir proje oluşturması şart. Hem bazı mahkemelik kaçak iskelelerin kullanılmasına devam ediliyor hem de şikayet edilenlere çözüm getirmeden yıkımları yapıyorlar. Baştan sona herşey yanlış. Orhaniye kıyıları ve Kızkumu’ndaki kirlliğin önüne geçilmesi için teknelerin yeri belirlendikten sonra sıvı ve katı atıkların ne şekilde toplanacağının kararının verilmesi gerekir. Kendi teknemi fazla kullanmamakla birlikte biriken pis suyu TURMEPA’ya ait küçük bir sıvı atık alım teknesine rezervasyon yaptırıyor ve 25 TL karşılığında atığımı onlara verip mavi kartıma işletiyorum. Günübirlik tur teknelerinin pis suyu benim teknenin çok katı olacağından bu küçük atık teknesi onca atığı alamayabilir. Akılcı ve köklü bir çözüm şart."
Orhaniye Mahallesi Muhtarı Cem Dinç ise mahallerinde 25 yıl önce 3 iskele olduğuna dikkati çekip, "Kaçak iskele yapımlarına şimdiye kadar neden göz yumuldu? Yıkım o zaman olsa ister istemez makamlar bir çözüm üreteceklerdi. Teknelerin kayaların önüne çekilmesi tabii ki önlenmeli. Denizi kirletenlere de gereken ceza verilmeli. Tamam, bunların hepsi doğru, iyi, güzel ama çözüm üretilmeden de bu tür durumların önüne geçmek mümkün değil" dedi.
