Gerek Türkiye’nin mevcut anayasal sisteminin geleceği, gerekse Türkiye ekonomisinin izleyeceği yol açısından önemli bir dönemeci ifade ettiği ifade edilen seçimde alınan sonucun 03 Kasım 2002’de başlayan AKP hükümetleri döneminin sonuna gelindiğini ortaya koyduğu kaydedildi.
Doç. Dr. Metin Özdemir tarafından hazırlanan rapora göre, son üç yılda Türkiye ekonomisinin potansiyelin altında bir büyüme performansı sergilemesi ve ekonominin orta gelir tuzağına saplandığı yönündeki tartışmalar, seçmenler nezdinde iktidar partisi aleyhine karşılık buldu.
Seçimin, bir koalisyon hükümetinin kurulmasını gerekli kıldığına dikkat çekilen raporda, “Seçim öncesi dönemde Türkiye ekonomisinin temel sorunu, mevcut büyüme rejimi ve kaynak tahsisi tercihlerinin sınırına dayandığı ve büyümenin potansiyel düzeyinin altında belirli bir süre kalabileceği gerçeğidir. Bu durum, dünya ekonomisinin de belirgin bir durgunluk salınımına girdiği bir konjonktür ile örtüşmektedir. Seçime katılan partilerin seçim beyannamelerinde, bir öncelik olarak ekonominin büyüme performansının önemine yönelik değerlendirmelerin yer aldığı görülmektedir. Olası bir koalisyon hükümetinin niteliği ne olursa olsun, orta vadede büyümenin öncelik kazanacağı ve dengeli bir politikanın izlenebileceği değerlendirilebilir. Ancak, daralan ve maliyeti artacak olan dış finansman olanaklarının bir kısıt oluşturduğu belirtilmelidir. Bu durum, Türkiye ekonomisini dış şoklara karşı kırılgan bir yapıda tutmaktadır” denildi.
BUSİAD’ın temel kaygısı ise şu cümlelerle açıklandı:
“İhmal edilmemesi gereken önemli bir faktör; anayasal sistemin işleyişi, hukukun üstünlüğü, kurumların bağımsızlığı gibi konularda seçimlerin ardından ortaya çıkan ‘normalleşme ve restorasyon’ beklentisinin hangi düzeyde karşılanacağıdır. Politik düzlemde söz konusu beklentilere yönelik olumlu gelişmelerin ne tür yansımalara sahne olacağı ve aktörlerin davranışlarının ne yönde gelişeceği, ekonominin geleceği açısından önemli bir belirleyicidir. Bu anlamda, Türkiye ekonomisi için politik risk fiyatlamasının geçmişe göre daha yüksek olacağı bir döneme girildiğini söylemek mümkündür.”