Bir soruşturma kapsamında ifade vermek için polis merkezine giden genç, ifadesinin acilen alınması meselesi yüzünden başkomiserle tartıştı.
Başkomisere hitaben, "Siz hırsızlarla işbirliği yapıyorsunuz, onlardan payını alıyorsun, hepiniz şerefsizsiniz'' diyen öfkeli genç, odanın duvarlarına kafasını vurarak ''kendime zarar vereceğim, sizin yaptığınızı söyleyeceğim'' diye bağırdı.
Polis merkezinde görevli başkomiser, olayın ardından kendisini darp etmediği halde darp ettiğini belirterek, şikayetçi olan genç hakkında suç duyurusunda bulundu. Öfkeli genç hakkında Cumhuriyet Savcısının yürüttüğü soruşturma sonrası 'iftira ve hakaret' suçundan 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Mahkeme, sanığın beraatine hükmetti. Kararı davacı başkomiser temyiz edince devreye Yargıtay 8. Ceza Dairesi gidi.
Yargıtay kararında, "Tanıkların anlatımları ile tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın iftira ve hakaret suçlarını işlediği sabit olduğu ortadadır. Hakaret eyleminin kendisini yaralamasından önce gerçekleştiği ve katılandan kaynaklanan herhangi bir haksız eylem bulunmadığı halde, hakaret suçunun, sanığın olay öncesi katılan tarafından yaralanmış olma ihtimali nedeniyle haksız bir fiile tepki olarak işlendiği kabul edilerek yerinde olmayan gerekçeyle sanık hakkında mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi yasaya aykırıdır. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir" denildi.
