Akyol'un avukatı, İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda, ölen kardeşin cansız bedeninde ağabeye ait DNA örneği bulunamamasını gerekçe göstererek, kararı İstinaf Mahkemesi’ne taşıdı.
Olay, geçen yıl 31 Temmuz'da Gürsu ilçesine bağlı Kumlukalan Mahallesi'nde meydana geldi. Yunus Emre Akyol akşam eve gelmeyince aile, oğullarını aramaya başladı. Aramalardan bir sonuç alamayan aile, jandarmaya haber verdi. Bölgeye sevk edilen jandarma ve arama- kurtarma ekipleri, 2 kilometrelik alanda arama çalışması başlattı. Yaklaşık 6 saatlik çalışma sonunda, aileye ait evin bahçesindeki ilaçlama tankının içinde Yunus Emre Akyol'un cesedi bulundu. Küçük çocuğun ağabeyi Ömer Faruk Akyol, çelişkili ifadeler verince gözaltına alındı. Ağabey Akyol, kardeşini öldürüp, ilaçlama tankına attığını itiraf etti. Sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen Ömer Faruk Akyol, tutuklanarak, cezaevine gönderildi.
'KARDEŞİMİ BEN ÖLDÜRMEDİM'
Bursa Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'yakın akrabayı öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan Ömer Faruk Akyol, savunmalarında kardeşini öldürmediğini öne sürerek, tahliye talebinde bulundu.
YUNUS EMRE'NİN ÜZERİNDE, AĞABEYİNE AİT DELİL BULUNAMADI
Yargılama sırasında, İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi'nden gelen raporda ise "Yunus Emre Akyol'a el tırnak içleri, kıyafetleri, saçları, vücudu ile tutuklu ağabeyi Ömer Faruk Akyol’a ait kan, saç, tükürük ve tırnak örnekleri incelenmiş; DNA testleri sonucunda, Yunus Emre’nin tırnağında, kıyafetinde, vücudunda ağabeyi Ömer Faruk Akyol’a ait hiçbir delile rastlanılmamıştır" denildi.
AĞABEYE 17 YIL 6 AY HAPİS
Mahkeme heyeti, kardeşi Yunus Emre Akyol’u öldürdüğü iddiasıyla tutuklu bulunan Ömer Faruk Akyol’a önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Ardından da cezayı, suçu işlediği tarihte 17 yaşında olmasını göz önünde bulundurarak 21 yıla, iyi hal indirimiyle de 17 yıl 6 aya düşürdü.
KARAR İSTİNAFA TAŞINDI
Tutuklu Ömer Faruk Akyol’un avukatı Beytullah Çakır, kararı Bursa İstinaf Mahkemesi’ne taşıdı. Avukat Çakır, müvekkilinin 14 aydır tutuklu bulunduğunu, yargılama sırasında kardeşini öldürmediği yönünde savunma yaptığını hatırlatarak, "İstanbul Adli Tıp Kurum Başkanlığı’nın raporunda da kardeşinin kıyafetlerinde, ağabeyine ait hiçbir delile rastlanılmadı. Tanker üzerinde Ömer Faruk’un 10 parmağından hiçbirine ait iz bulunmadı. Bu nedenle kararın İstinaf Mahkemesi’nde bozulmasını bekliyoruz" dedi.
