USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Bursa barosu 'Zihniyet değiştirilmelidir'

“KADINA YÖNELİK ŞİDDET BİR İNSAN HAKKI İHLALİDİR. İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ENGELLER, KORUR VE YAŞATIR.”

Bursa barosu 'Zihniyet değiştirilmelidir'
25-11-2020 18:03
Google News

BURSA BAROSU KADIN HAKLARI MERKEZİ:

“KADINA YÖNELİK ŞİDDET BİR İNSAN HAKKI İHLALİDİR. İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ENGELLER, KORUR VE YAŞATIR.”


25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle Bursa Barosu Kadın Hakları Merkezi’nce yapılan basın açıklamasında, dünyanın her yerinde kadınların psikolojik, ekonomik, sosyal, siyasal, cinsel ve yaşamsal saldırıya maruz kaldıklarına dikkat çekilerek, “Maalesef ülkemizdeki yasal düzenlemeler uygulamalara yansımamakta; siyasilerin, Üniversitelerin, Diyanet İşleri Başkanlığının, Kamu Kurum ve Kuruluşlarının yaptığı açıklamalarla kadınların yasalarla elde ettiği kazanımların uygulanabilirliği ortadan kaldırılmaktadır” denildi.

Bursa Adalet Sarayı tören alanında düzenlenen ve Bursa Barosu Kadın Hakları Merkezi Sorumlu Avukatı Özlem Gürgen Eldem’in okuduğu basın açıklamasına, Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun, yönetim kurulu üyeleri ile avukatlar katıldı.

Av. Özlem Gürgen Eldem, kadınların 25 Kasım’da; yaşamın her alanında karşılaştıkları sömürüye, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ev içi ve toplumsal şiddete, ayrımcılığa karşı çıkarak, dayanışma ve mücadele ruhuyla kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi için mücadele çağrısı, ayrıca ilgili kurum ve kuruluşlara görevlerini hatırlatıp, yasaların değişmesi veya uygulanması için çağrı yaptığını söyledi.

Eldem şunları söyledi:

 

YASAL KAZANIMLAR ORTADAN KALDIRILIYOR

“Yasal mevzuatımızdaki tüm değişiklik ve düzenlemelere rağmen; ülkemizde kadına yönelik şiddetin giderek artış göstermesini endişeyle gözlemlemekteyiz. Kadınlar fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel şiddete maruz kalmakta; bunun yanında en temel insan haklarından yaşam hakları vahşice ihlal edilmektedir.

Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde yasal mevzuatın varlığı önemli olmasına rağmen, daha da önemli olan husus ise mevcut yasaların ve uluslararası mevzuatın tam olarak, tutarlılıkla uygulanmasıdır.

Maalesef ülkemizdeki yasal düzenlemeler uygulamalara yansımamakta; siyasilerin, üniversitelerin, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, kamu kurum ve kuruluşlarının yaptığı açıklamalarla kadınların yasalarla elde ettiği kazanımların uygulanabilirliği ortadan kaldırılmaktadır.

Türk Medeni Kanunu, 6284 Sayılı Yasa ve ilgili uluslararası Sözleşmelerle güvence altına alınan kadın hakları kazanımlarını hukuken ortadan kaldıracak düzenlemelerin yapılacağının kamuoyu nezdinde sürekli gündemde tutulması, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılması, toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı açıklamaların desteklenmesi, toplumsal cinsiyet eğitim derslerinin müfredattan çıkartılması gibi nedenlerle kadın mücadelesi olumsuz etkilenmekte ve bu durum kadının insan haklarının ihlaline yol açmaktadır.

 

ZİHNİYET DEĞİŞTİRİLMELİDİR!

Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için temel öğe, mevcut toplumsal zihniyetin değiştirilmesidir. Bu bağlamda, devletin çok yönlü ve bütüncül politikalar üretmesi yanında, bu mücadelenin toplumsal düzeyde, genele yayılarak etkin ve kararlı bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Ancak pratikte devletin, zihniyet dönüşümüne yol açacak politikalar oluşturmadığı gibi tam tersi kadınların insan haklarını ve en önemlisi yaşam haklarını koruma altına alan kanunları ve uluslararası sözleşmeleri kaldırmaya yönelik talepler karşısında etkisiz kaldığını görmekteyiz.

Bu anlamda devletin görevi yasalarımız ve uluslararası sözleşmelerle tanınan ve korunan kadın haklarına ilişkin etkin politika oluşturmak ve yasaların eksiksiz uygulanmasını sağlamaktır. Bu nedenle, kadına karşı şiddetin önlenmesi için devletimizin yasaların uygulanması hususunda taviz vermemesi, Türk Medeni Kanun’u, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasayla güvence altına alınan hakların tüm kurum ve kuruluşlar tarafından eksiksiz uygulanması, aile hukuku ve kadına karşı şiddet alanında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamalarının kabul edilmemesi, nafaka konusunda herhangi bir yasal değişiklik yapılmaması öncelikli talebimizdir.

Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu ve Bursa Barosu olarak, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü’nde, her gün olduğu gibi, kadınların Cumhuriyet’le, Anayasa’mız, yasalarımız ve Uluslararası sözleşmelerle elde ettiği kazanımları ihlal edecek ve ortadan kaldıracak düzenleme ve değişikliklerin karşısında olmaya devam edeceğimizi, yasaların eksiksiz olarak uygulanması konusunda tüm kamu kurum ve kuruluşlarının uygulamalarını takip edeceğimizi, kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılması için mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
Bursa Gazete Manşetleri
PUAN DURUMU TÜMÜ