05-02-2020 21:36
AK Parti Giresun Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Cemal Öztürk, HDP Grubunun meclis araştırması önergesi üzerine AK Parti Grubu adına TBMM Genel Kurulu’nda bir konuşma yaptı.
Konuşmasında, Türkiye’de ekonomik krizden beslenmek isteyenler olduğunu “komşumun evi yansa da yumurtamı pişirsem” beklentisi içerisinde olanların bulunduğunu söyleyen Öztürk “Maalesef ülkemizde yıllardır kriz çığırtkanlığı yapan, adına kriz lobileri diyeceğimiz oluşumlar var. Sürekli kriz tellallığı yapıyorlar. Allah’a şükür bugüne kadar başaramadılar. İnşallah bundan sonra da başaramayacaklar. Verilen araştırma önergesinin başlığı ekonomik kriz. Araştırma önergesi demokratik bir hak, ama kriz çıksa da biz de bundan istifade etsek anlayışı son derece yanlıştır. Elbette, Türkiye’de ekonomik krizlerin yaşandığı tarihler oldu. Son çeyrek yüz yıl öncesine bakıldığında, 1994, 1997, 1999 krizleri ve en son 2001 yılında yaşanan büyük kriz. 2018 yılının ikinci yarısında ekonomi alanında cumhuriyet tarihinin en büyük saldırılarına maruz kaldık. Piyasalarımıza karşı yapılan kur odaklı finansal ataklar makroekonomik istikrarımızı tehdit etmiş ve ekonomik dalgalanmalara neden olmuştur. Bu dönemde ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın yansımaları işgücü piyasasında açıkça görülmüştür. Türkiye’yi istedikleri istikamete sevk edemeyenler, alçakça saldırılarla ülkemizi bölmek, devletimizi yıkmak, milletimizi yok etmek istediler. Ama; Allah’a şükür ki başta Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşu, dirayetli yönetimi, aziz milletimizin dua ve gayretleri sayesinde amaçlarına ulaşamadılar, ulaşamayacaklar. Alınan tedbirler sonucunda finansal dalgalanmalar azaltıldı. Risk primi, faiz, enflasyon ve büyüme gibi göstergelerde önemli iyileştirmeler sağlandı. AK Parti iktidarları döneminde istihdam alanında mesela 2007 Aralıktan 2018 Aralık dönemine kadar olan sürede 8 milyon kişiye yeni istihdam oluşturuldu. Mevsimsel düzeltilmiş verilere göre uzun süre sonra üç ay üst üste yaşanan gerileme işsizlikte en kötüyü geride bıraktığımızı göstermektedir” dedi.
2019 yılının son çeyreğine ilişkin göstergelere bakıldığında Türkiye Ekonomisindeki iyileşmelerin devam ettiğine dikkat çeken Öztürk “Bu önergenin içeriğine bakıldığında Türkiye’de bir ekonomik kriz olduğundan bahsediliyor. Son ekonomik verilere bakıldığında ise böyle bir durum söz konusu değil. Devletimizin tüm kurumları ve hükûmetimiz iş başında. Spekülatif kur saldırısı sonrası 2018 yılının üçüncü çeyreği itibarıyla başlayan dengelenme süreci sonucunda Türkiye Ekonomisi 2018 yılında yüzde 2,8 oranında, 2019 yılının son çeyreğinde yıllık gayrisafi yurt içi hasıla ise yüzde 5 oranında büyümüştür. Bu döneme ilişkin öncü göstergeler Türkiye Ekonomisindeki iyileşmenin devam edeceğine işaret etmektedir. Bu kapsamda, Yeni Ekonomi Programında 2020 itibariyle büyümenin yüzde 5 civarında olan potansiyel büyüme hızına ulaşması beklenmektedir” diye konuştu.
Konuşmasında, Türkiye’de ekonomik krizden beslenmek isteyenler olduğunu “komşumun evi yansa da yumurtamı pişirsem” beklentisi içerisinde olanların bulunduğunu söyleyen Öztürk “Maalesef ülkemizde yıllardır kriz çığırtkanlığı yapan, adına kriz lobileri diyeceğimiz oluşumlar var. Sürekli kriz tellallığı yapıyorlar. Allah’a şükür bugüne kadar başaramadılar. İnşallah bundan sonra da başaramayacaklar. Verilen araştırma önergesinin başlığı ekonomik kriz. Araştırma önergesi demokratik bir hak, ama kriz çıksa da biz de bundan istifade etsek anlayışı son derece yanlıştır. Elbette, Türkiye’de ekonomik krizlerin yaşandığı tarihler oldu. Son çeyrek yüz yıl öncesine bakıldığında, 1994, 1997, 1999 krizleri ve en son 2001 yılında yaşanan büyük kriz. 2018 yılının ikinci yarısında ekonomi alanında cumhuriyet tarihinin en büyük saldırılarına maruz kaldık. Piyasalarımıza karşı yapılan kur odaklı finansal ataklar makroekonomik istikrarımızı tehdit etmiş ve ekonomik dalgalanmalara neden olmuştur. Bu dönemde ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın yansımaları işgücü piyasasında açıkça görülmüştür. Türkiye’yi istedikleri istikamete sevk edemeyenler, alçakça saldırılarla ülkemizi bölmek, devletimizi yıkmak, milletimizi yok etmek istediler. Ama; Allah’a şükür ki başta Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşu, dirayetli yönetimi, aziz milletimizin dua ve gayretleri sayesinde amaçlarına ulaşamadılar, ulaşamayacaklar. Alınan tedbirler sonucunda finansal dalgalanmalar azaltıldı. Risk primi, faiz, enflasyon ve büyüme gibi göstergelerde önemli iyileştirmeler sağlandı. AK Parti iktidarları döneminde istihdam alanında mesela 2007 Aralıktan 2018 Aralık dönemine kadar olan sürede 8 milyon kişiye yeni istihdam oluşturuldu. Mevsimsel düzeltilmiş verilere göre uzun süre sonra üç ay üst üste yaşanan gerileme işsizlikte en kötüyü geride bıraktığımızı göstermektedir” dedi.
2019 yılının son çeyreğine ilişkin göstergelere bakıldığında Türkiye Ekonomisindeki iyileşmelerin devam ettiğine dikkat çeken Öztürk “Bu önergenin içeriğine bakıldığında Türkiye’de bir ekonomik kriz olduğundan bahsediliyor. Son ekonomik verilere bakıldığında ise böyle bir durum söz konusu değil. Devletimizin tüm kurumları ve hükûmetimiz iş başında. Spekülatif kur saldırısı sonrası 2018 yılının üçüncü çeyreği itibarıyla başlayan dengelenme süreci sonucunda Türkiye Ekonomisi 2018 yılında yüzde 2,8 oranında, 2019 yılının son çeyreğinde yıllık gayrisafi yurt içi hasıla ise yüzde 5 oranında büyümüştür. Bu döneme ilişkin öncü göstergeler Türkiye Ekonomisindeki iyileşmenin devam edeceğine işaret etmektedir. Bu kapsamda, Yeni Ekonomi Programında 2020 itibariyle büyümenin yüzde 5 civarında olan potansiyel büyüme hızına ulaşması beklenmektedir” diye konuştu.
