Yıldırım Bayezıd öldüğü zaman ilk önce Akşehir'de gömülmüştür. Daha sonra oğlu Musa Çelebi cesedi, Bursa'ya getirtmiştir. 1413 yılında Karamanoğlu Mehmed Bey, Bursa kuşatması sırasında Bayezıd'ın türbedeki cesedini çıkartıp yaktırmıştır.
Dikdörtgen planlı olan türbenin üzeri bir büyük kubbe ile örtülmüştür. Türbenin revaklı girişinin üzeri ise üç küçük kubbe ile örtülmüştür. Osmanlı mimarisinin ilk revaklı türbesidir. Duvarları iki sıra kesme taş ve bir sıra tuğla ile örülmüş olan türbenin içi, dokuz pencere ile aydınlanması sağlanmaktadır. Türbe, önündeki revakıyla, daha sonra yapılan revaklı Osmanlı türbesinin öncüsüdür.
1649, 1669,1825 ve 1878 yıllarında onarımlar görmüş olan türbenin içinde Yıldırım Bayezıd'ın sandukasının dışında; oğlu İsa Çelebi (öl.1405), hanımı ve kime ait oldukları bilinmeyen iki sanduka bulunur.
(KÜTÜK IV. s.284; BAYKAL (1950) s.155; VAKIFLAR (1983) III. s.300; YALMAN (1984) s.24; MEHMED ZİYA (1910) s.38; ABDULKADİR KADRİ (1911) s.34; AYVERDİ (1966) s.467; R. Akbulut, Yıldırım Mahallesi ve Anıtlar, Uludağ Dergisi Bursa 1946, s.6-8; E.A.Ayverdi, Yılırım Bayezıd'ın Bursa Vakfiyesi ve Bir İstibdalnamesi VD. C.VIII. (1969), s.37-46; B.A. Cevdet-Evkaf, no.335; TEXİER (Ali Suat) 1924, s.231; H.ÖNKAL, Hanedan Türbeleri (1992) s.55-59; GABRİEL (1958) s.75; AYVERDİ I.(1966) s.467)