USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Türkiye'nin İlk Memleket Hastanesi

Türkiye'nin ilk memleket hastanesi 6 Haziran 1952'de Bursa'da açılan Memleket Hastanesi'dir.

19-02-2016

Bursa, 19. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin öteki vilayetleri ile karşılaştırıldığında, sağlık hizmetleri bakımından da gelişmiş bölgeler arasında yer almaktadır. Buna karşılık Yıldırım Darüşşifası'nın 1854 yılındaki büyük depremde yıkılmasından sonra, kent, bir sağlık kurumundan yoksun duruma düşer.

Bursa Devlet Hastanesi'nin öyküsünü, hastanede yıllarca başhekimlik yapan Dr.Hüseyin Alagoz'ün yazmış olduğu "Bursa Devlet Hastanesi 118. Hizmet Yılında" adlı kitaptan aktaralım:

Bursa'da çağdaş anlamda ilk hastane, ünlü Osmanlı devlet adamı Ahmet Vefik Paşa'nın uğraşları ile kurulmuştur. Sultan Abdülaziz 1861 yılında padişah olunca memleketin ıslahını tasarlamış, bu nedenle ünlü devlet adamı Ahmet Vefik Paşa, 1862'de Anadolu sağ kol müfettişi sıfatıyla Hüdavendigar vilayetinin ıslahına memur olarak tayin edilmiştir. Ahmet Vefik Paşa, Bursa'ya ilk gelişinde, tüm çevrenin gereksinimlerine karşılık verebilecek modern bir hastane yaptırmak için Hisar semtinde 'Eski Saray' adıyla anılan yerdeki Damat Efendi konağını kamulaştırmıştır. Suphi Bey'in 1862 tarihli Bursa haritasında eski saray yeri olarak kayıtlı olan bu yer, Sur üzerinde, Bursa ovasına hakim güzel manzaralı bir yerdir. Burası, belki 1659'da Avcı Sultan Mehmed'in buraya geldiği zaman kurulan sarayın yeridir, belki de çamlığın altında Bitinya galeri-saray olduğu için bu ad verilmiştir.

Onarım ve inşaat sırasında içi ve duvarları rengarenk taşlarla süslü bir saray havuzu ortaya çıkmıştır. Bina onarılıp gerekli malzeme tedarik edilmekte iken Ahmet Vefik Paşa görevden alınır ve açılışı yapmadan Bursa'dan 1864 yılında ayrılır. Vali Hakkı Paşazade Hacı İzzet Paşa zamanında binanın onarımı bitmiştir. Ahmet Vefik Paşa'nın izni alındıktan sonra O'nun vekil tayin ettiği meclisi idare azası Bahaüddin Efendi'nin idaresi altında 1868 yılında açılış töreni yapılmıştır. Hastanenin nüvesini teşkil eden Guraba Hastanesi böylece 117 yaşını doldurmuştur. Ahmet Vefik Paşa ikinci kez Hüdavendigar valisi olarak 1879 yılında Bursa'ya geldiğinde, hastaneyi geliştirmiş, altyapılarını tamamlayarak 45 erkek ve 15 bayan hasta kapasitesine eriştirmiştir. Guraba hastanesinin sürekliliğini sağlamak amacıyla da Sırmakeş (Koza) ve Mahmut Paşa (Fidan) hanlarıyla, çarşı karakolu karşısında olan yol açımında yıkılan balıkhane hanının gelirleri, pazaryeri temizlik gelirleri, Ahmet Vefik Paşa'nın inşa ettirdiği Bursa Tiyatrosu'nun gelirleri hastaneye akar olarak bağlanmıştır. Ayrıca Nilüfer Çayı'nın suyu ile dağdan gelen odun ve kerestenin geliri de buraya verilmiştir. O dönemin koşulları gereği, Ahmet Vefik Paşa'nın mutasarrıfı (kullanma hakkına sahip) olduğu Çitli Maden Suyu'nun geliri de Paşa tarafından hastaneye bağışlanmıştır.

Sonra gelen Vali Nazif Paşa zamanında şimdiki sanat enstitüsü ile cami arasında ruh hastaları (MECAİNİN) pavyonu yaptırılmıştır. Masrafını fabrikatör Osman Efendi (Kükürtlü Kaplıcalarının Eski Sahibi) karşılamıştır. Dört odalı olan bu pavyon ihtiyaca yetmemiş 1904'te genişletilmiştir.

Vali Reşit Paşa zamanında hastanenin ihtiyaca cevap veremez hale gelmesi üzerine 1904 yılında eski saray arsasının geri kalan kısmı alınmış, burç üzerindeki ahşap medrese yıkılmış sanat okulunun demirhanesi ile marangoz atölyesi yanındaki mezarlık ve onun hemen batı bitişiğindeki mesire yeri olan Sülükoğlu 

Ahmet Efendi bahçesi alınarak hastaneye yeni ilaveler yapılmıştır. Şöyle ki: Ahmet Vefik Paşa'nın yaptırdığı 1927'de iç hastalıkları binası olan Damat Efendi Konağı yanında ikinci büyük bina, cami karşısındaki cümle kapısı hizasında idare binası, yıkılan medrese ve alınan yerlere dört tane küçük bina yaptırılmıştır. Bu binalar hizmete 1 905 yılında açılmıştır. 1913'te Abbas Halim Paşa'nın valiliği zamanında sıhhiye müdürü Operatör Emin Bey'in teşebbüsü ile Reşit Paşa zamanında yapılmış olan iki büyük pavyonun arası birleştirilmiş, bu araya bir ameliyathane yapılmıştır. Yine bu sene eski usûl odalar halinde yapılmış olan bimarhanenin (tımarhane) hücreleri kısmen kaldırılmış emrazı akliyye (akıl hastalıkları) ve asabiyye koğuşları (erkek ve bayanlar için ayrı ayrı) haline getirilmiştir.

Birinci Cihan Savaşı ve sonra Yunan işgali zamanında hastane gerekli onarımı görememiş, müessese harap olmaya yüz tutmuş, Ahmet Vefik Paşa Pavyonu kullanılamaz hale gelmiştir. Yunan işgalinde hastane Bursa Erkek Lisesi ile birlikte işgal edilmiştir. İşgal döneminde hastane büyük ölçüde tahrip edilmiştir. Bursa'nın kurtuluşundan iki gün sonra gelen Ankara'da Sıhhiye Umum Müdürlüğü yapan Dr. Yusuf İzzettin Bey'in girişimleriyle Vali Hacı Adil Bey tarafından kısa zamanda onarılmıştır (1922).

Murat Kuter