Bursa’da doğmuştur. Asıl adı Ali Çelebi’dir. Babası, Subhi adlı bir imam olduğu için Subhi mahlasını aldı. Sultan Selim devrinde yaşamıştır. Öğrenimini tamamladıktan sonra Ağazade’nin asistanı oldu. Daha sonra tasavvufa yönelen şair, Bursa’da Kanuni devrinin ortalarında yaşamını yitirmiştir
Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Mevlana’nın gazellerine ek yazan şairin Pergah u kalem adlı kitabı ile, Esma-i Hüsna Şerh-i, Pür kar-ü Kalem kitabları vardır. Şiirlerinde daha çok tasavvufi öğeler bulunan şairin şiirlerinden seçtiğimiz bir ikiliği şöyledir;
“Aşkında ben şikeste, bil ey tabib değilim
Düştüm gamınla derde, oldum ölümlü hasta”
(ATAİ, s. 675; ZÜBDETÜ’L-VEKAİ, s. 471; BURSALI TAHİR II, s. 381; HASAN ÇELEBİ I. s. 556; SİCİLİ OSMANİ III. s. 219: LATİFİ, s. 414; BEYANİ, s. 52; RİYAZİ, ?FAİZİ, ?; KÜTÜK IV. s. 208; GÜLDESTE, s. 480)