USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Mustafa Armağan

Gazeteci, araştırmacı ve yazar.

10-10-2015

1961 yılında Cizre’de, Hamidiye Kışlası’nın yakınlarındaki bir evde dünyaya geldi. İlk banyosunu, sakaların Dicle Nehri'nden çekerek getirdiği bulanık sularla yaptı. Bursa’da gittiği Hocailyas İlkokulu, Çelebi Mehmet Ortaokulu, Erkek Lisesi ve Süleyman Çelebi Lisesi’nin hepsi de Sultan Abdülhamid döneminde açılmış okullardı. İstanbul’a okumaya geldiği üniversite de Abdülhamid’in açtığı ve hala onbinlerce öğrenciye irfan aşılayan bir eğitim yuvasıydı. Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde bir oğlu dünyaya geldi. İşe bakın ki, bu hastane de Abdülhamid’in açtırdığı sağlık kurumlarımızdan biriydi.

Böylece daha bebekliğinden 50’li yaşlarının başlarında bulunduğu şu günlere kadar Sultan II. Abdülhamid onun dünyasının baş aktörlerinden birisi oldu; bütün bunlar yetmiyormuş gibi, okuduklarını içinde biriktirdikleriyle birleştirip şimdiye kadar en çok satan Abdülhamid kitabına imza attı. 2006 Mayıs’ında piyasaya çıkan Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı, bugüne kadar korsanları ve taklitleri hariç tam 225 bin adet basıldı, okundu, tavsiye edildi. 2009’da çıkan ikinci cildi de aynı yolda kararlı adımlarla yürüdü.

Kendisine en çok sorulan sorulardan biri de, üniversitede edebiyat bölümünü bitirmesine rağmen, neden tarih alanında eserler verdiğidir. Buna cevabı nettir: Tarih, tarihçilere bırakılamayacak kadar önemli bir konudur!

Uzmanlığa sonuna kadar saygılı, fakat tarih alanının, dışarıdan yapılacak katkılara kapısını kapatmasını doğru bulmuyor. Matematik ve iktisat kökenli bir araştırmacının Osmanlı iktisat tarihini ne denli derinden etkileyebildiğini gösteren Mehmet Genç, tarihin başka gözlerin nazarlarına açık kalmak zorunda olduğunu öğretmemişse ne öğretmiş olabilir? diyor.

Tarihe soru sormak. Mustafa Armağan’ın en belirgin özelliklerinden birisi budur. Soru işaretini evde unutmuş bir tarihçilik, ona göre değil. Cevabını peşin olarak iç cebinde taşıyanlardan ısrarla uzak durmaya özen gösteriyor. Tarih, ona göre çizilecek bir tablo değil, çözülecek bir bulmacadır.

Tarihi araştırmanın heyecan verici dünyasında bugüne kadar 20’ye yakın eser veren Mustafa Armağan, Zaman gazetesinde Pazar günleri tarihin ufuklarını zorluyor, Burçfm’de Perşembe akşamları dinleyicilerini “Tarihin Ufukları’nda kanatsız dolaştırdı, Mehtap TV’deki “Tarih Aynası”, TV-Net’teki “Tarih Atlası” programlarında tarihi sevdiren ve yeniden yorumlayan analizleriyle dikkat çekti, ilgi çekici konferanslarıyla Doğudan Batıya Türkiye’yi, hatta dünyayı dolaşıyor. Okullara kadar gidip gelecek nesillere doğru tarihi anlatmak için didiniyor.

Mustafa Armağan, 2003 yılında çıkan ilk tarih kitabı Osmanlı: İnsanlığın Son Adası’nın arka kapağına şunları yazmıştı:

“Cemil Meriç ‘Ben bu mazlum medeniyetin sesi olmak istiyorum’ demişti. Ben de, mazlum bir tarihin sesi olmak istedim.”

Bu arzusunu, tarihin en büyük mazlumlarından saydığı Sultan Abdülhamid’i anlattığı kitaplarında kararlılıkla ortaya koydu ve ne mutlu ki, okurları onun sesini, yankısız bırakmadı. 3 kere Türkiye Yazarlar Birliği, bir kere de Eskader tarafından ödüle layık görüldü. Son çalışması, Kâzım Karabekir Paşa’nın 1922-1933 yıllarındaki siyasî ve hukukî mücadelesini anlattığı Kızıl Pençe’dir.

Yazdığı 40’a yakın kitapla bir milyona yakın bir okur kitlesine seslenmeyi başaran Mustafa Armağan, yeni tarih kitapları ve Mart 2012’de yayın hayatına başlayacak olan aylık Yeni Tarih Dergisi’yle mesleğinde yeni fetihlere hazırlanıyor.

Çocukluk ve gençliğini geçirdiği ve sevdalısı olduğu Bursa’ya adadığı kitabı Osmanlı’yı Kuran Şehir: Bursa’ya Şehrengiz, yazarın en sevilerek okunan eserlerindendir.

Kendisine nice bereketli ürünler vereceği uzun ve sağlıklı bir ömür diliyor, başarılarının devamını iştiyakla bekliyoruz.