Karaşeyh Mahallesi

Mahalleye adını veren mescidi, Karaşeyh unvanlı bir kişi yaptırmış. Mescidi aslında XVI. yüzyılda, Söle Mehmed unvanlı bir kişi yaptırmıştır. 1905 yılında Hasan Taib, mahalleye adını veren Karaşeyh Abdullah’ın mezarının, cami yanında olduğunu yazıyor. Mahalle ve mescidin bu adla anılmasının nedeni, mescidin yanında mezar taşı bulunan bu kişi olduğu savunulur. Mezar taşında şu yazılıdır: “Merhum ve mağfurla cennetmekân ferdus-u aşiyan Kara Şeyh Abdullah Efendi, sene 1235/1820” Ancak mahallenin adına 1463 tarihli kadı sicil belgeleriyle 1487, 1530 ve 1587 tarihli tahrir defterlerinde de rastladık. Bu nedenle mahalle, burada mezarı bulunan kişiden ve Söle Mehmet’in mescidi yapmasından çok önceden beri Karaşeyh olarak anılmaktaydı. Eski Valilik Binası civarındadır. Mescidin tam karşısında ünlü Vilayet Matbaası vardı. Daha sonra bu bina Hakimiyet/Haber gazetesinin binası oldu. Şeyhküşteri olarak da anılan mahallede eskiden sıra sıra boyacılar vardı. Bu nedenle Alboyacılar Çarşısı olarak da anılmıştır. Nitekim Cumhuriyet döneminden sonra adı, Alboyacılar olarak değiştirilmiştir. 1487 yılında 50 hane olan mahallede Efdalzade odalarında barınan 29 kiracı hane bulunmaktaymış. 1530 tarihinde 30, 1587 tarihinde ise 60 hane yaşamaktaydı. 1877 yılında çıkan yangın, mahalleyi tahrip etmiş; Karaşeyh Camii, Mahkeme Hamamı ile bunun arkasındaki kiliseye kadar olan bölge yanmış. Caminin eski postane yönündeki pencereye bakan yerde yazılı bir taş varmış. 1924 yılında nüfusu azaldığı için Simkeş ve Orhan mahallesi ile birleşip tek mahalle olmuştur. Mahallede, Nakşibendi tarikatına bağlı Ahmetbaba Tekkesi, Cumhuriyet dönemine kadar faaliyetini sürdürmüştür. Bugün sadece mevki olarak anılır. Mahalleye adını veren Karaşeyh Camii yeniden onarılmış olup sağlam durumdadır. (Bak. ALBOYACILAR)

Raif Kaplanoğlu