Asıl adı Mustafa Çelebi’dir. İstanbul Kadısı Molla Hüsrev’in torunlarından olan şair, dedesi tarafından yetiştirildi. Hüsrevzade olarak ta anılmıştır. Ebu Suud Efendi’nin asistanı oldu. Manastır ve Semaniye Medreseleri’nde müderrislik ile birçok merkezde kadılık yaptı. Şair, 1000/1591 yılında Bursa’da yaşamını yitirmiştir. Bursa’da yaptırdığı Molla Hüsrev Medresesi'nde gömülmüştür. İznik’te de eserleri vardır.
Dönemin büyük bilginlerinden olan Hüsrevi, Kutbi’nin Yemen Tarihi’ni Türkçe’ye çevirmiştir. Şairin ayrıca: Galatatü’l-Avam, Karazutü’l-Fıkhıyyeti ve Fekahetü’l-Rıfkıyyeti, Tuhfetü’l-Mülk’ü çevirmiştir. Şairin şiirlerinden seçtiğimiz birkaç ikiliği şöyledir;
“Yanına alıp rakibi eyledik seyri çimen
Yanına kalır mı ey servi sehi seyr ile sen”
“Oldurma hasta halini cevr ve cefanla
Böyle dirilme sevdiceğim müptelanla”
(KÜTÜK II, s. 278; AŞIK ÇELEBİ, s. 330; HASAN ÇELEBİ I, s. 337; BEYANİ, s. 28; RİYAZİ,?; FAİZİ, ?; RIZA, s. 34; ZÜBDETÜ’L-VEKAİ, s. 284; GÜLDESTE, s. 462; ATAİ, s. 316; BURSALI TAHİR I. s. 341)
