USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Hasan Turyan

Eğitimci-Araştırmacı yazar

04-11-2015

Merhum annesinden öğrendiğine göre; 1949 yılında Hıdırellez’e kırk gün kala (22 veya 29 Mart’a isabet eden) Salı günü Bulgaristan’ın Eğridere kazasında doğdu. Abdülfettah ve Nuriye Turyan çiftinin oğludur. Henüz kundakta bir çocuk iken ailesiyle birlikte 3 Haziran 1951’de Türkiye’ye göç etti. 15 gün içinde Bursa M. Kemal Paşa ilçesi Kumkadı köyüne iskan oldu. Kumkadı Köyü İlkokulu’nun 16 numaralı öğrencisi, 1961’de diploma aldı. Beşinci sınıfta askerlik görevini yapmakta olan İskenderunlu yedek subay öğretmeni Rasim Besne’nin yönetiminde Molier’in Cimri piyesini oynadı. Sosyal etkinlik olarak o zamana kadar okulda ilk defa oynanan bu komedi piyesini kahkahalarla izleyenler hala hatırlamaktadırlar. 1965’de Bursa Çelebi Mehmet Orta Okulu’ndan 1968’de Bursa Erkek Lisesi’nden mezun oldu. Lise yıllarında sanat tarihi öğretmeni Mehmet Fidancı’nın derslerde öğrencilere karşı gösterdiği tutum onu etkiledi. Bu yıllarda son sınıflarda okutulan felsefe gurubu derslerinden ilham alarak öğretmen olmaya ve özellikle lisenin üst sınıflarında okutulan felsefe-sosyoloji öğretmeni olmaya karar verdi. Üniversite sınavlarında aldığı puanla hukuk fakültesine ve iktisat fakültesine girebilirdi. Göreceği davalarda kul hakkına girilebilirim düşüncesiyle hukuk fakültesine; devamlı masa başı çalışması olacağı kanaatiyle de iktisat fakültesine girmedi. Arzu ettiği halde özel diş hekimliği fakültesine de parasını karşılama imkânı olmadığından giremedi. O, ailesinden aldığı terbiye ile helal-haram konusunda hassas davranırdı. Orta okul ve lise yıllarında yaz tatillerinde tarlalarında çalışmak için köye gittiğinde susuzluktan dili-damağı kuruduğu olurdu. Şiddetli Ağustos sıcaklarında tarladan dönerken komşuların bostanlarından geçer tarla sahibine haber verince ya helâl etmezse!.. düşüncesiyle bir karpuz dahi koparıp yemezdi.

Hasan Turyan’ın asıl amacı sosyoloji okumaktı. 1968-1969 eğitim-öğretim yılında kayıt için İstanbul Üniversitesi’ne gittiğinde bu bölümün kayıtları henüz açılmamıştı, edebiyat ve târih bölümünün kayıtlarının açık olduğunu gördü. Bir yıl hazırlık sertifikasını aldıktan sonra yıl kaybetmeden bölüm değiştirebileceğini öğrendi. O zamanın dar imkanları ile bir defa daha Bursa’ya gidip gelmemek ve masraf etmemek için 12.11.1968’de 8328 numara ile İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Târih bölümüne kayıt oldu. Târih bölümünde hazırlık sertifikasını tamamladı. Şubat 1970’de Sosyoloji bölümüne geçti. Başlangıçta kaybı olmayacak dendiği halde bu geçişte bir dönem yani yarım yıl kaybı oldu. Bu sebeple 1972 sonu değil 1973 Şubatında mezun oldu. Yardımcı olarak Felsefe, Psikoloji ve Pedagoji eğitimi aldı. Üniversite yıllarında çok yoğun halde görülen siyasî guruplaşmalara iltifat etmedi. Bu guruplaşmaların memleketin hayrına olacağına inanmadı. Geçen seneler de onun haklı olduğunu gösterdi. Sağ-sol her kesimden arkadaşları vardı. Bu çizgisini mesleği boyunca da devam ettirdi. Onun için bir gurubun mensubu olmaktan çok insanî münasebetlerde kişilik ve karakter, dürüstlük ve samimiyet esastı.

Şubat 1973’de “Bursa Evliyâları” lisans tezini başarı ile tamamlayıp üniversiteden mezun oldu. Aynı yıl Temmuz ayında Milli Eğitim Bakanlığında çekilen kur’ada Çorum’un kazası Sungurlu Lisesi’ne tayin oldu. Bir yıllık staj dönemi sonunda müdür yardımcılığına atandı. Memleketin siyasî olaylar açısından en karışık-en çalkantılı döneminde 1976 yılı yazına kadar burada görevine devam etti.

1976 Ağustosunda kendi isteğiyle, mezun olduğu Bursa’daki okulu Bursa Erkek Lisesi’ne atandı. O senelerde yeni açılan Çınar Lisesi’ne müdür olarak atanma tekliflerini kabul etmedi. Erkek Lisesi’nde öğretmenliği tercih etti. Hareketli bir hayata alışık olmayan mizacı onun defalarca yapılan Bursa Eğitim Enstitüsü ve Kırşehir Eğitim Enstitüsü’nde öğretmenlik tekliflerini kabul etmesine mani oldu. O kendi okulundaki idarecilik tekliflerine de sıcak bakmadı. Öğretmenliği tercih etti. 1999 yılı Ocak ayında Milli Eğitim Müdürlüğünün ayrılmasını istememesine rağmen sağlık nedenleri ön plana çıktığı için çok sevdiği öğretmenlik mesleğinden I/4. dereceden emekli oldu.

3.2.1977 tarihinde Şaziye Hanımla nikâh akdeden Hasan Turyan’ın hayalı, ahlâklı, edepli, terbiyeli hepsi birbirinden üstün Meryem, Asiye adlarında iki kızı, Selman Safa adında bir oğulları oldu. Bütün evlatları üniversite tahsili yaptılar.

Hasan Turyan’ın beşinci baskısını yapan “Bursa Evliyâları ve Târihî Eserleri” (1982) ile “Hazret-i Emîr Sultan ve Zeyniler Hazîresi” (1985) kitapları yanında Bursa Marmara gazetesinde makale ve seri yazıları yayınlanmış olup Altınoluk, Bursa Defteri ve Bursa Araştırmaları dergilerinde mu‘tâd olan araştırma yazıları yayınlanmaya devam etmektedir. Hâlen emekliliğin sağladığı geniş zaman diliminden yararlanarak ilmî yazılarına devam etmekte olan müellifin, “Bursa’da Bir Kâmil İnsan İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri” (Haziran 2006), “Gönüller Sultanı Mahmûd Sâmî Ramazanoğlu Hazretleri Eserlerinden Seçmeler Duâlar ve Zikirler Üzerine Bir Tetkik” (Temmuz 2006) adlı kitapları da yayın hayatına girmiştir. Önceki kitaplarında “Bursa’da Ulu Câmi, Hatibi Bir Kâmil İnsan Somuncu Baba”, ismiyle yayınlanacağını duyurduğu Somuncu Baba kitabı ufak bir isim değişikliğiyle “Somuncu Baba Şeyh Hâmîd-i Velî Hayatı, Eserleri, Görüşleri” adıyla (nisan 2010)’da  yayınlanmıştır. Bursa Evliyâları ve Târihî Eserleri’nin yeni versiyonu birinci elden ana kaynaklarına inilerek muhtemelen “Bursa’nın Mânevî Değerleri Açısından Fizikî Târihi” ile “Tasavvuf Deryâsında Bursa Evliyâları”, adları altında iki ayrı eser olarak yayınlanması düşünülmüş bunlardan biri yalnız “Bursa Evliyâları” adı ile (haziran 2010)’da yayınlanmıştır.

 “Bursa Toprağının Sakladığı Osmanlı Sultanları”, “Zeyniler Köyünün Sâkinleri”, “Sofi Risâlesi”, “Bursa Gezi Rehberi” ve “Levhalar” çıkacak eserlerinden birkaçıdır

Hasan Turyan, sempozyumlarda da yer almıştır. Bursa Kültür ve Turizm Vakfı’nın düzenlediği Uluslararası 4. Bursa Tasavvuf Kültürü Sempozyumu’nda 15 Ekim 2005 Cumartesi günü “İsmail Hakkı Tekke ve Hazîresi”, Uludağ Üniversitesi’nin düzenlediği II. Bursa Halk Kültürü Sempozyumu’nda 21 Ekim Cum’a günü “Geçmişten Günümüze Halkın Muhayyilesinde Emîr Sultan” Bursa-Yıldırım Müftülüğü ile Yıldırım Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği 05 Mayıs 2012 Cumartesi tarihli Emîr Sultan ve Erguvan Sempozyumu’na “Bursa Halk Kültüründe Emîr Sultan” adlı bildirilerini sunmuş, bu bildiriler ilgili kurumlar tarafından kitap halinde yayınlanmıştır. 

Uzun zaman birlikte görev yaptığı bir branş arkadaşı onu şöyle tanımlar: “Hasan Bey, samîmî, ciddi ve dürüsttür. İnançlı ve dindardır. Şartlar zor da olsa hakkı savunur, haklının yanında yer alır; şahsî menfaatı tarafında değil!.. Haksızlığa tahammülü yoktur. Onurludur, gururludur amma kibirli değildir. Herkese eşit mesafededir. Öğrencilerine karşı candan ve vakarlıdır. Derslerinde sıra ile kürsü arasında daima mesafe bırakmıştır. Öğrencilerinin milletini-devletini seven, çalışkan, dürüst ve mâneviyatlı kişiler olarak yetişmesini ister. Devlet malına zarar verene en yakın dostunun evlâdı dahi olsa müsamaha göstermez. “Onlar fakir-fukaranın vergileri ile alınmıştır, biz onları korumakla mükellefiz” der öğrencilerini uyarırdı.”

Bir ortaokul arkadaşı da onu tanımlarken; “Hasan, çalışkandır, azimlidir, işten korkmaz, hiç boş durmaz, vaktini boşa harcamaz, mutlaka faydalı bir işle meşgul olur. Ancak lokmayı ağzından alsan sesini çıkarmaz, bir şey demez.” diye tarif eder.